Siyaset konusunda hocalık yapabilecek bilgideyiz!

Uzun bir bayram tatilini geride bıraktık.

Çalışmamak, kafa dinlemek, tatil yapmak iyi.

Tatil bitti…

Yeniden iş başı, yeniden uğraşlar, yeniden koşuşturmaya başladık.

Uzun tatilde boş kalmadık sanırım. Her ne kadar işyerlerimiz bir süre kapalı kalmış olsa da, biz yine de yapacağımızı yaptık. Tek gündemimiz 30 martta yapılacak olan yerel seçim teorilerine endekslendi.

Siyaset, hepimizin hocalık yapabilecek derecede bildiği bir alan.

Şimdiden başkanları, yardımcılarını, kurmaylarını, meclis üyelerini seçtik bile. Hatta en ufak siyasi detayları bile yorumlama yeteneğimiz var. Oysa afaki olarak yaptığımız tahminlere bir süre sonra kendimiz bile inanır hale geliyoruz. Siyaset böyle bir iş.

MHP’nin adayı Sayın Mustafa Sade. Aylar öncesinden MHP Mustafa Sade’nin adaylığını açıkladı. Kafası rahat, çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Büyük Birlik Partisinde net olmamakla birlikte Sevim Sezgi Demir aday olacak.

AK Parti ve CHP’de aday adaylık süreci bitmiş değil. Aralık başına kadar da adayların belirleneceği yok.

Bundan sonra gözler bu iki partinin aday adaylık sürecine kilitlenecek. Çünkü her iki partide birden fazla aday aday adayı var. Dolayısıyla genel merkezler tarafından belirlenen takvim işleyecek.

CHP’ye yeni başvurular olabilir. Ancak bu olasılık Ulvi Suvarioğlu’nun ikna olmasına bağlı. Suvarioğlu, şu ana kadar yeşil ışık yakmış sayılmaz. Bizdeki kulis bilgilerine göre Suvarioğlu olmak veya olmamak arasında gel gitler yaşıyor. Siyaset bu, yarın “ben yokum” diyebilir. Bunu deme olasılığı da yüksek. Suvarioğlu “ben yokum” dediğinde CHP adaysız mı kalacak. Kesinlikle kalmaz. CHP ilçe başkanı Sayın Doğan Çelebi siyasi birikimi yüksek olan bir isim. Partisini adaysız bırakır mı? Zaten CHP’ye aday adaylığı başvurusu yapan iki isim var. Yine kulis bilgilerime göre bu isimler arasına yenileri eklenebilir. İsim verebilir miyim, şu an hayır.

AK Partide 4 aday adayı var. Hüseyin Anlayan, İbrahim Karamolla, Ahmet Özyurt ve Ahmet Müezzinoğlu. Siyaset bir yarış işi. Parti içi yarışlarda dargınlık olmaz. AK Partide hiç olmaz. Aslında AK Partide “görev istenmez, verilir anlayışı” ağır basar.

AK Partide aday belirleme yöntemi demokratik değil midir?

Bence, adayların kamuoyu anketi, parti yöneticilerinin sandık başında temayül oylamaları, milletvekillerinin görüşleri objektif bir şekilde değerlendirilirse neden demokratik olmasın ki… Yine kulis bilgilerime göre AK Partide kesinlikle bu kriterlere uyularak aday belirlenmekte imiş… Bu kadar antidemokratik siyasi partiler yasasına göre daha ne olsun.

“Mayolu ve bikinili havuza girmek serbesttir”

Fatsa Belediyesi Spor Kompleksindeki yüzme havuzuna bayanlar mayolu giremiyorlarmış. Haremlik selamlık durumdan sonra mayo yasağı uygulanıyormuş.

Pazartesi günü Sözcü gazetesi bu manşetle çıktı.

İnanmadım…

Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan’ı telefonla aradım.

Kendisi birinci yetkilidir. Doğru bilgi de ancak birinci ağızdan alınmalıdır. Konuştuk; işin aslının gazetede anlatıldığı gibi olmadığı beyanlarını aldık. Hatta ilginçtir ilgili bayan mayolu değil, iç çamaşırı ile havuza girmeye yeltenmiş. Bu durum karşısında da havuza alınmamış. Dolayısıyla işletmenin kurallarına uymadığı gerekçesiyle havuza girmesine müsaade edilmemiş.

Başkana bu bilgiyi yanlış aktaran bir personel olacağını düşünemiyorum. O halde başkan meseleye vakıf.

“Spor Kompleksinde mayolu ve bikinili havuza girmek serbesttir.” Bu beyan da başkan Anlayan’a ait.

Anlaşılan iddialar yıpratma temelli. Umarım Fatsa ve belediye icraatları bu tür asılsız iddialarla yanlış anlaşılmaz. Kaldı ki Spor Kompleksine çevre illerden bile gelen vatandaşlar olduğu kayıtlardan belli… Bu iddiayı ortaya atan da eski bir milletvekilinin (ANAP Ordu Milletvekili Yılmaz Sanioğlu) eşi. Yazık…