MURAT KAÇAK’TAN AÇIKLAMA

Öncelikle küresel ölçekteki salgın nedeniyle ülke olarak içinde bulunduğumuz hadiseden bir an önce kurtulmamız temennisiyle her daim Rabbimize dua ediyorum. Bu mübarek 3 ayların, mübarek gecelerin yüzü suyu hürmetine bizleri bu musibetten kurtar ya Rab.

Evet, dış tehditler, deprem, diğer doğal afetler ve salgın gibi durumlarda ülke olarak tek yürek, tek yumruk olmak zorundayız. Ayrışmayı, partizanca davranmayı bir kenara bırakıp tek vücut olmayı bilmemiz gerekiyor.

Bunun en bariz örneğini Sayın Genel Başkanımız 15 Temmuz darbe girişiminde göstermiştir. Geçmişte yapılan tüm söylemleri, tüm olumsuz düşünceleri, gururu bir tarafa bırakmış, Ülkemizin bekası her şeyin üstünde olduğu düşüncesinden hareketle devletimize sahip çıkmıştır.

Bugün, Cumhurbaşkanı yardımcılığı olabilme imkânı varken, bazı bakanlıkları kendisinin belirleme hakkı dahi mümkünken, o büyük devlet adamı, yeter ki devletim ayakta dursun, bizim isteğimiz ve şartımız yoktur demiştir. O sayede bugün devletimiz, hiç olmadığı kadar güçlüdür.

Ancak yerel siyasette mevcut durum için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Siyaset müessesesini Televizyonda gördüklerinden ve gazete haberlerden ibaret bilgilerle sınırlı, dava ve lider bilincinden uzak, parti disipliniyle hiç ilgisi olmayan, daha hayatının baharında, acemi arkadaşlarımız iş başına getirildiğinden, birleştirici, çözüm odaklı, istişare kültürünü özümsemiş bir yönetim sergilemeleri mümkün görünmemektedir.

Maalesef bu arkadaşlarımız ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmekte, kendi görüş ve düşüncelerinden başka kimsenin söylemlerine kulak asmamakta, seçim öncesi her cümle başında kullandıkları istişare kültüründen fersah fersah uzaktadırlar.

Şehrimizde birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, yerel siyasetin aktörleri olan bu zatlar, krizi kendilerince yönetmeye çalışmakta, kimseye ihtiyaçları yokmuş edasıyla hareket edip, sosyal medya üzerinden, görüş beyan eden, fikrini yazan, olumsuzlukları aktaran kişileri siyaset yapmakla suçlamaktadırlar.

Tüm bu yaşananları, siyasette yeni ve tecrübesiz olmalarına veriyor, memleketimizin huzuru ve menfaati için egolarından bir an önce sıyrılmalarını tavsiye ediyorum. Siyasette 51 yıllık geçmişe sahip olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin okulu olan Ülkü Ocaklarında yetişmiş bir siyasetçi olarak diyorum ki,

Siyasetin tüm kurumlarıyla beraber, Büyükşehir, Valiliğimiz, kaymakamlıklarımız ve bilumum STK’lar el birliği yapmak zorundadır.

Siyaset kurumu vatandaşımızın menfaatine çözümler üretmek zorundadır. Genel olarak alınan kararları uygulamakla yetinmek, yerel siyasetin çözüm üretiminde yetersiz olduğunun kanıtıdır. Mesela OSKİ, 2 veya 3 ay su faturası almıyorum dese ne kaybeder. Belediyeler kiracılarının borçlarını 2 – 3 ay almasa ne olur. Belediyeler, piyasaya olan borçlarını öncelese, acilen ödese ne kaybeder.

Sevgili Hemşerilerim; Derdimiz üzüm yemektir. Bağcıyla işimiz yoktur. Liderimiz Devlet beyin de dediği gibi bizim derdimiz hep Türkiye’dir, hep Fatsa’dır. İçinde bulunduğumuz bu süreçte vatandaşımız için biz de ne yapabiliriz diye çırpınıp duruyoruz. İstediğimiz tek şey, halkımızın huzuru, mutluluğudur. Kalın sağlıcakla.