22 Temmuz 2024

“15 yıllık süreçte Fatsa başkansız olsaydı bu kadar çarpık bir şehir olmazdı”

  • PDF

           2014 – 2019 yılları arası CHP’den Fatsa Belediye Meclis üyeliği yapan Erol Yerebasmaz ile Fatsa’nın geçmiş 15 yıllık yerel yönetimlerini konuştuk.

          Öğretmen emeklisi olan ve uzun yıllar eğitim yöneticiliği yapan Erol Yerebasmaz ile yaptığımız söyleşide çeşitli sorularımız oldu.

           Söyleşi içinde dikkat çeken cümlelerden birisi şu oldu. “Üç dönem kesintisiz ve iktidar desteği arkasında olan bir belediye başkanı şehri ihya mı eder, berbat mı eder? Maalesef ilçemize talihsizce ikinci şık düştü” dedi.

          Bu beyan Fatsa’nın geçmiş 15 yılda ne kadar geriye düştüğünün bir gerçekliğini ortaya koymakta.

          Yeni Haber : 2014-2019 yıları arasında 5 Yıl Fatsa Belediyesi’nde meclis üyeliği yaptınız. Sizin döneminizde Belediye meclisinde alınan ve canınızı en çok acıtan kararlar hangileriydi?

            Erol Yerebasmaz : Yönetim bir ekip işidir ve maalesef bizim dönemimizde bu genel ile yerel yönetimde  tamamen siyasi bir ruh şekline dönüşmüştü. İlçe çıkarlarından çok siyasi çıkarların bizden önce de yerleştiğini ve devam ettiğini gözlemledim. Çünkü beş yıl boyunca her toplantıya katıldım, katılmadığım bir oturum yoktur ve bu belediye kayıtlarında da bellidir. Belediye yönetiminin  sandıkları Fatsalıların gayrimenkullerini eski Maliye bakanının deyimiyle “babalar gibi satmaları” başta olmak üzere şehri değil de siyaseti öne çıkaran ve ona hizmet eden bir yapı oluştuğunu görmek, kaynak israflarıyla ve çoğunluk nasıl olsa bizde istediğimizi yaparız kültürsüzlüğü canımı acıtırken, ilçe halkının canını ve cebini yaktı. Kokusu günümüze kadar ulaştığına göre ekonomik anlamda demek ki yangın çok büyüktü.!

           Yeni Haber : Yine sizin döneminizde Belediye Başkanlıkları yapan Hüseyin Anlayan ve Muharrem Aktepe’nin başkanlık performanslarını değerlendirir misiniz?

            Erol Yerebasmaz : Bence bu soruya Fatsa kamuoyu hergün yanıt veriyor. Yeni yönetime bıraktıkları yüksek meblağlardaki borçlar, şehrin içinden çıkılamaz hale gelen imar çarpıklığı, oluşturamadıkları kent kültürü vb gibi olumsuzlukları yaratanların performansı olur mu? 2014 seçimleri öncesi kaldırımı söküp seçim asfaltı yaptılar. Asfalt yollar bir iki senede bozuldu,  büyükşehirin de katkısıyla tekrar asfalt yaptılar, sonrada doğalgaz dağıtımı için tekrar kazıldı. Bunlar bu halkın cebinden asfalt malzemesi olarak değil, yol katılım payı olarak çıktı. Sonra büyükşehirle beraber bir mermer hastalığı başladı. Güzelim parkeler söküldü yerine şehir hamamlarını anımsatan mermerler geldi. Sadece bir örnek vereyim. Allah aşkına Vergi Dairesinin önüyle meydan arası kaç kez söküldü yapıldı, sayısını bile unuttuk. Öncesi parke, sonrası asfalt, sonrası asfalt üstü parke gibi... Döşenmekten caddenin de başı döndü, israf edilen kaynaklarında.

            Atalarımız, “Altın mihenk taşında belli olur” demişler. Yaşam boyunca insan başarısını, başarısızlığını, kapasitesini ve kalitesini ortaya çıkaran çok mihenk taşı vardır. Bunlar bazen bir olay, bir durum veya başka şeyler olabilir. En önemli mihenk taşıysa makamlardır. Makamın baş döndürücü albenisi ve şöhret olma sevdası kişiyi aciz bırakarak teslim alabilir. İşte o anda makam, herşeyin özellikle hizmet aşkının üzerine çıkar ki Fatsa belediyesinde bu gerçek yaşanmış ve Fatsa bir on beş yılı kaybetmiştir. Bilinmeli ki hiç bir makam büyük adam olmak için tek yeterli şart olamaz. En güzel ve kalıcı makamlar yaşadığın ve hizmet ettiğin yerlerde gönüllere kurulanlardır. Bunlar benim tespitlerim, bir de Fatsalılara sorun da”Bir söyleyin, on ah işitin.” .

            Zaman zaman basında ve mecliste kendilerini uyardım, Bu uyarılarımda; Fatsa satılıyor, Fatsalıların sahip çıkmasını, tasarruf ilkelerine uyulmasını, başkan yardımcısı sayısının fazlalığını, yüksek miktarda borçlanılmamasını, sahildeki binaların dışını boyamakla estetik şehir olunamayacağını ancak görüntü kirliliğinin örtüleceğini ve kara yollarından transit geçenlere güzel görünmenin ötesinde bir faydası olmayacağını, oto galericilerine yer temini yapılıp da kaldırımıyla, aydınlatmasıyla ve peyzajıyla beraber yapılsa estetik bir değeri olacağını, öncelikle otopark, oto galericilerinin yer ve şehir içi trafik sorunun acilen çözülmesi gerektiğini, belediyeye hiç bir maddi külfeti olmayan kent konseyinin kurulması gerektiği, kültürümüzün önemli değerlerinden olan Cem evlerinin ibadethane sayılarak gerekli desteği görmesini ve bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararının da olduğu vb gibi temel konuları defalarca dile getirdim. Hiç bir tanesi çözülmedi. Asli görevleri olan çöp toplandı. O da şirket aracılığıyla olduğundan sanırım astarı yüzünü geçti. 15 yıl boyunca kalıcı iki eser yapıldı. Kültür Sarayı ve Spor Komleksi. 15 yılın gelirini, giderini, kalıcı eserlere edilen masrafı ve bıraktıkları borcu hesaplasınlar ve kamuoyunu bilgilendirsinler.

            Sonuçta; Lider oturduğu koltuktan güç alan değil, o koltuğa güç verendir. Bu gerçeği önemsemediler ve anısamadılar. Temsil ettikleri ilçenin amaçlarını ve hedeflerini belirlemedikleri gibi, tarihini ve gelecekte karşılaşılacak sorunlarına çözüm aramadıkları gibi uzun vadeli çözüm odakları yerine  günü kurtaracak işlere yöneldiler. Her şeyi biz biliriz düşüncesiyle iletişim kanallarını tıkadılar. Teknik konularda hakimiyetleri bulunmadığından muhalefet ve dışarıdan yapılan önerileri dinlemediklerinden yanlışlarını doğru bildiler ve kontrol ile denetim görevlerinde zayıf kaldılar. Bunların sonucunda da güven telkin edemediler. Sonuçta ilçeyi kimliksiz duruma düşürdüler.

              Yeni Haber :  Fatsa Belediye başkanı Sayın İbrahim Etem Kibar’ın yaklaşık 1 buçuk yıllık performansını nasıl buluyorsunuz? Yanlışlıkları ve doğruları nelerdir?

            Erol Yerebasmaz :Sn. Kibar daha yeni sayılır. Sanırım göreve başladığından beri öncelikle bütçesi disiplinsiz ve batık belediyenin ekonomik durumunu düzeltmekle uğraş vermek zorundadır. Kendinden önce on beş yıl belediye başkanlığı yapanların da kendi partisinden olması başkanı zorlayıcı sebeplerden biridir kanısındayım. “Aşağıya tükürsen sakal, yukarıya tükürsen bıyık” diye bir atasözümüz var. Geçmişi karıştırsa parti disiplinsizliği, karıştırmasa sürekli yutkunmak zorunda kalacaktır. Ülkemiz de siyaset etiği yerleşmediği için “iki arada, bir derede kalmak” ve geçmiş hakkında çok da konuşmamak zorunda bırakabilir partisi. Benim tanıdığım Kibar, üstü kapalı olsa da doğruları Fatsa halkıyla paylaşacaktır ancak bu biraz zaman alacaktır düşüncesindeyim. Yeni belediye binasının maliyetini, satılan dükkanlarından elde edilen geliri ve sonra kalan borç konusunda sakalı bıyığı bir tarafa atarak yutkunmadığını göstermiştir. Genel siyasette olduğu gibi yerelde de halkımızın önceliği şeffaflıktır. Fatsa halkının malını kendi malı gibi koruduğu ve şeffaf olduğu zaman doğrular çoğalır. Bu durumda yöneticinin başarısız olması olanaksızdır. Başarılı olursa siyaseten kendi, yaşamsal olarak da Fatsa’lılar kazanır.

            Yeni Haber :  Fatsa Belediye başkanı Sayın İbrahim Etem Kibar Ordu’da yerel bir Tv Kanalında Altın Madeni hakkında konuşma yaptı, sizde mutlaka izlemişsinizdir. Bu konu hakkında yorumunuzu alabilir miyiz?

          Erol Yerebasmaz :  Bakınız Fatsa’da işletilen siyanürle ayrıştırılıp çevreyi ve geleceğimizi tehdit eden maden sahaları gittikçe büyütülüyor. Ocakları işleten yabancılar ve yerli ortakları altını alıp gidecek, Fatsa ve çevresinde yaşayan bütün canlılarda taksit taksit, çeke çeke can verecek. Bu konuda ilimiz iktidar partisinin vekillerinden bir yorum duydunuz mu? Konuşmazlar veya konuşamazlar bilemiyorum. Ancak Başkan Kibar Fatsa’da yaşadığına ve Fatsanın şehremini olduğuna göre, Fatsalılardan yana açık tavır almak zorundadır diye düşünüyorum. İktidarlar ve makamlar gidici, çevreye verilen zararlar ile şehir kalıcıdır.

             Yeni Haber :  Sizce Fatsa ve Fatsa’lılar siyanürle Altın aranması konusunda yeterince tepki gösterebildi mi? Ya da bu konuda yapılması gerekenler sizce nelerdir?

           Erol Yerebasmaz :Ülkemizde, haklıya hakkının verilmediği ve hukukun üstünlüğüne inanılmayan yerlerde olan olaylar oluyor. Bu ocakların ve işletilme şekillerinin canlılara ve çevreye verdiği zararları herkes bilirken Fatsalıların verdiği tepkinin yeterli olup olmadığını konuşmak abesle iştigal. Kaldı ki bir duyarlı kesim sürekli tepkisi dile getirdi ve getirmeye devam ediyor. Mitingler, bilgilendirme toplantıları yapıldı. Ulusal kanallar gelip röportajlar yaparak olayı ülke gündemine taşıdı. Özellikle Onur Güngör arkadaşımızın çıplak ayakla kitap okuma kampanyası buranın zararlarını dünya gündemine taşıdı, kendisine teşekkür ederim. Çevreyi korumak için haklı olarak direnenlerin gözaltına alındığına hepimiz şahitiz. Nerede ilimiz ve yakın bölgemizin iktidar vekilleri? Hiç ağız açanı duydunuz mu? Demek ki bu konuda sesleri kesik. Üzülerek söylüyorum, iktidar vekilleri bu olaya sahip çıkmadan biz bu felaketten kurtulamayız. Onlarda sahiplenmediğine göre tek çıkar yol iktidarın sonlanmasını beklemek. Unutmamak gerekir ki hükümet ve makamda oturanlar siyasi olabilir ama çevre ve devlet kurumları milletindir.

          Yeni Haber :  1980 yılından sonra Fatsa’da sosyal demokrat bir parti belediye başkanlığı kazanamadı. Sizce bunun sebepleri nelerdir?

           Erol Yerebasmaz :Bu sorunun yanıtı oldukça derinlerdedir. Kazanılamayan yer bir tek Fatsa olmadığı gibi daha geniş anlamda ülke kaybetmiştir. Bu konu 68 ve 78 kuşaklarına neler çektirildiğiyle başlar, 12 Eylül Faşist darbesiyle ve sonrasında onların politikalarını uygulayan hükümetlerle devam eder. Türkiye Anayasaya göre Laik ve Demokratik bir ülkedir. Ancak toplumda sayısı inkar edilemeyecek şekilde çıkarcı dinci gruplar oluşmuş ve muhafazakarlığı tekellerine aldıklarını beyan etmekle kalmamış hatta daha da ileri giderek “cennetten tapu dağıtımı” na kadar işi götürmüşlerdir. Yüzde doksanı müslüman olan ülkede bunlar rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün deyimiyle “Allah ile Aldatanlar” gücünü oluşturmuşlardır. Dinci oluşumlar laikliği dinsizlik gibi lanse ederek siyaseten güçlü hale gelmişlerdir. Önce bu yapılanmalar ile ve karanlıkla mücadele edeceksin, sonra seçim almak için çalışacaksın. Aydınlanmanın yüksek olduğu yerlerde biraz kolay. Buralarda o kadar kolay değil ama bunu halk zaman içinde anlayacaktır. Ancak anlayana kadar da şehirle beraber herkes kaybedecektir.           

             Yeni Haber : Sizce Türkiye nereye gidiyor ? (Ekonomi, yargı bağımsızlığı ve dış politika vs.)

           Erol Yerebasmaz :Türkiye geri vitese atmış arabalar gibi söylediğiniz her alanda hızla geriye gidiyor. Ekonomide, yargıda, dış politikada, toplumu ayrıştırmada, tarımda, eğitimde, sağlıkta ve akla gelecek her alanda uzun yıllardan beri irtifa kaybettik. Bunları tek tek anlatmaya bu satırlar yetmez. Başka bir vatanımız olmadığına göre üzülerek söylüyorum iç açıcı bir durumda değiliz. Merkez Bankası rezervlerinin eksi 50 milyar dolar olduğunun konuşulması içinde bulunduğumuz ekonomik tabloyu yeterince göstermektedir. Anayasa Mahkemesi kararlarının alt mahkemelerce dinlenilmediği yerlerde yargıdan bahsedilemez ki. Büyükelçi atamalarında meslekten yetişenlerin değil de siyasilerin, eski vekillerin ve meslek dışı atamaların yapılması dış politikanın omurgasına zarar vermiştir. İşte burada “kol kırılır yen içinde kalır” atasözünü unutmanın zararlarını ödeyeceğiz gibi. Çünkü hariciye çok özel bir alan olup, diplomasi ve ona uygun nezaket ister. Sağlık ve eğitim hızla özel sektöre havale edilmektedir. Özel sektörde hasta ve öğrenciyi müşteriden başka birşey görmezler. Özel sağlık kurumlarının çoğunda ilgili ilgisiz tahliller, testler isteniyor. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Daha doğrusu geliri yüksekler için biçilmiş kaftan.! Dikkat edin özel eğitim kurumları çoğu sınıflarda ki öğrenci sayımız 10-15 gibi reklamlar yapar. Tabi ki sınıfta öğrenci sayılarının azlığı bir avantajdır. Ancak temel konu öğrenci azlığı değil, sistemsizliğin sistem diye kabul ettirilmesidir. Öğretmen yetiştirme politikası yok,  müfredat programları çağdışı, kaynak yetersizliği var. Fırsat eşitliği yok. Pandemi sürecinde interneti olmayan köyleri, ders takibi için gerekli tableti olmayan öğrencileri medyadan izliyoruz. Eee bunlar olmayınca da rahmetli Demirel’in söylemiyle binaenaleyh başarılı olamazsın. Keşke  söylediğin her alanda iyiye gitse de biz yanılmış olsak, yanlış konuşmuşuz desek.

            Yeni Haber :  Bugün CHP %25 bandında oy alan bir parti. Sizce bu oran yeterli mi?

            Erol Yerebasmaz :CHP kuruluş yılı itibarıyla sanırım dünyanın en eski tarihi olan partilerinden biridir.. Birinci Dünya Savaşının, Çanakkale Savaşlarının ve Kurtuluş Savaşının bütün yoksulluğu ve ezikliği üzerine Cumhuriyeti kurmuş ve Anadoluyu yeniden inşa etmiş bir ulu çınardır. Cumhuriyet kurulduğunda Türkçe dilinin kullanılmadığı, okur yazar oranının neredeyse sıfıra yakın olduğu, dünyada teknolojinin olmadığı, var olanı bile kullanmayı bilmeyenler ülkesi.

            Kurtuluş savaşında Yunanlılardan ele geçirilen kamyonları kullanabilen asker olmadığı için ordunun çok ihtiyacı olmasına rağmen bu kamyonların tahrip edilmesi Anadolu ve insanının durumunu özetlemeye yeter. Bir de üstüne Osmanlıdan kalan borçlar. 1950’de iktidara gelen partinin popülist ve dışa dayalı kalkınma modellerini benimsemesi, ulusal çıkarları ve sonunun nereye gideceğini bilmeyen halk heyecan ve coşkuyla karşılamış. O parti kurucularının da önceden CHP’den ayrıldıklarını düşünmemiş ve yeryüzünü sarsan İkinci Dünya Savaşının ekonomik sonuçlarını da CHP’ye yüklemişlerdir. O zamanlarda da günümüzde olduğu gibi her olumsuzluğu CHP’ye yükleyenler eksik olmamış. Ancak kendi deyimleriyle “amma da varlık yapmışlar, sat sat bitmiyor” dedikleri tesisleri kuranların CHP olduğunu saklayıp, yok camileri ahır yaptılar vs. gibi takiyelere sarılmışlardır. Bunları haberleştirecek medyanın yüzde 95’ini de ele geçirince gel keyfim gel iktidarları oluşmuş. En önemlisi de okumayan toplumlar sorgulamazlar, sorgulamayan toplumlarda aydınlığın ne olduğunu bilmedikleri için sürekli taşlarlar. Tarihde bu hep böyle olmuştur.

            Bu günküler de aydınlanmayı şinanay lambası sanıyorlar! Ne oldu, dışa dayalı büyüme ekonomide sonu getirdi ve deniz bitti... Bütün bunlara rağmen bu kadar saldırı altında ülkenin sigortası olarak uzun yıllar ayakta kalabilen bir partidir. Günümüzdeki genel başkanı Sn. Kılıçdaroğlu’na geçen yıl Çubuk ilçesinde yapılanları ve bu ay görülen mahkemedeki iddianemeyi iyi tahlil etmek gerekir. Saldırganlar evi yakalım diye bağırıyor, iddianame yaralamaya teşebbüsten söz ediyor. Gönül istemez ama bunun onda biri iktidar partisinin bir vekiline yapılsa yerin yerinden oynayacağını mezarda yatanlar bile bilir.

              Yeni Haber :  Aynı soruyu Fatsa için de soracak olursak size göre bilgi birikimi ve donanımıyla  şu kişi Fatsa’ya faydalı olur diyeceğiniz bir yada birileri var mıdır?

          Erol Yerebasmaz :  Yönetim bir ekip işidir, birey işi değildir. Meyve bile tek başına oluşmaz, tozlaşmayla olduğuna göre kişiler tek başına çok şeyler yapamaz. Ancak liderlik vasfı taşıyor ve vizyon sahibiyse ekibini olumlu işler için yönlendirir. Günümüz dünyası ihtisaslaşma ve herşeyi ben bilirim diyenlerin aslında hiç birşey bilmedikleri dönemi yaşamaktadır. Onun için kişi üzerinde yaşam boyunca hiç durmadım. Siyasetin gölgesinden kurtulmuş demokratik toplum örgütleri ve kent konseyi kurulsa Fatsa’ya çok faydalı olur düşüncesindeyim. Bir de yönetenlerin kısır siyasi döngü hesaplarından çok ilçede neler yapabiliriz düşüncesini öne çıkarmaları gerekir.

             Yeni Haber :  Bir eğitimci olarak, ülkemizin eğitim sisteminden memnun musunuz?

           Erol Yerebasmaz :Öncelikle eğitimde bir sistemimiz yok. Onun için soruyu sistemden değil de eğitimden memnun musunuz şekline dönüştürelim. Ben 1979 yılında üniversiteyi bitirdim ve öğretmenliğe başladım. Bizim dönemlerde sistemin olduğunu ve o zaman ki yönetmelikler ile müfredat programlarının ihtiyaçlara yanıt verdiğini zaman içinde anladım. Hani “kötüyü görmeyen, iyinin kıymetini bilmezmiş” diye bir sözümüz var ya. Kötüyü göre göre sistem ile eğitim ve öğretimin eskilerde kaldığına tanık olduk.

             Eğitim, toplum yaşayışında yer edinmek için edinilen bilgi, beceri ve anlayışlara denir.  Geniş anlamda, bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Kısaca “istenilen davranışı geliştirme süreci” dir. Günümüz eğitimi bilgi kazandırmıyor. Kanıtı merkezi ve uluslararası sınavlardaki yerimiz ve sıfır çeken öğrencilerimiz. Beceri kazandırmıyor, kanıtı günümüzdeki meslek lisesi mezunları. Daha geniş anlamda lise seviyesine indirgenmiş üniversite mezunları. Bunları bir araya getirdiğimiz zaman iyi davranışlar kazandırmadığı ortaya çıkıyor. Kanıtı da toplumsal ahlak çöküntüsü.  O kadar olumsuzluk var ki hangisinden bahsedelim. Eğitimin siyasallaşmasından mı, öğretmen yetiştirilmesinden mi, alt yapı eksiklliğinden mi, kindar ve dindar nesil yetiştirmek uğruna çağdaş ve bilimsel eğitimden vazgeçilmesinden mi....? 34 hizmet yılının 20 yılını yöneticilikte geçirmiş biri olarak üzülerek söylüyorum geleceğimizi karartıyoruz. İyi eğitilmemiş bir nesille dünya devletleriyle rekabet şansımızın olması olanaksızdır.

             Yeni Haber : Fatsa siyaseti hakkında genel düşünceleriniz nelerdir?

            Erol Yerebasmaz :Genel ile yerel siyasetin amacına ulaşabilmesi ve faydalı olabilmesi için bencilik düşüncesi yerini biz düşüncesine terk etmesi gerekir. Kaldı ki bencilik günümüzde ilkel bir düşünce tarzı olarak kabul edilir. Onun için ilkel tarzları reddetmek gerekir. Burada yaşadığımıza göre önce Fatsa, sonra yine Fatsa ve üçüncü olarak  parti siyaseti yapabilirsek bu şehre katkımız olabilir. Öncelikle bir kent kültürü oluşturmak, şeffaf olmak, tasarruflu davranmak, iletişim kanallarını iyi işleterek açık tutmak ve karşılıklı güven ortamını oluşturmak gerekir. Ondan sonra zaten siyaset düzgün şekillenir ve icraatları da toplum yararına olur. Bundan da Fatsa kazanır. Aksi durumu 15 yıl yaşadık, şehre faydasını gören var mı?

            Bencil insan sonunda, tek başına ve içine kapanık bir şekilde yaprak gibi sararır ve dökülür gider. Mevlana’nın güzel bir sözü var. “Bencilik gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez.” Bu durumu değerlendirip ders çıkaran herkes Fatsa siyasetine katkı sağlayabilir düşüncesindeyim.

             Yeni Haber :  Fatsa 4. Dönemdir AK Partili başkanlar tarafından yönetiliyor. Taraflı tarafsız herkesin malumu Fatsa bu dönemde neredeyse gerileme devrini yaşadı. Şu anki çalışmaları nasıl buluyorsunuz.

          Erol Yerebasmaz :  Fatsa Belediyesi 1878 yılında kurulmuş olup 142 yıllık bir kurumsal kimliği vardır. Yönetim ile idare etmek ayrı kavramlar olup, Fatsa geçmiş üç dönemde yönetilmedi, idare edildi. Üç dönem demek dile kolay, 15 yılda şehri aldığından kötü hale getirmek zor olanıdır. Maalesef bu becerilmesi olanaksız olanı becermişlerdir.! Burada bir tek başkana da yüklenmemek gerekir. Grup kararı deyip kayıtsız şartsız el kaldırıp her şeye evet diyen meclis üyeleri de şehrin boşa geçen 15 yılından sorumludur. “Her şeye evet diyen insanın hayırının anlamı yoktur.” Kibir ve gururun yanında nasıl olsa çoğunluğumuz var, her istediğim oluyor düşüncesi sağlıksız oluşumlara ve uygulamalara neden oldu. Ben beş yılda bunu gördüm, önceki on yılında farklı olmadığı zaten ortada

            Görevi devr aldıkları Fatsa, şirin ve yeşil bir ilçe görünümündeydi. Günümüz Fatsa’sı ise betonlaşmış ve yoz bir kasaba görünümüne dönüşmüştür. Bolaman ırmağından Dolunay tarafına, Elekçi Irmağından da Bolaman tarafına baksınlar öncelikle göze çarpan beton kuleler değil mi? Reşadiye caddesinde yaşlı çınardan başka ağaç var mı? Onunda etrafını yap boza çevirdiler. Meydanın ise güzel projeye nazar değmesin diye yüzüne bakılmıyor.! Kuleler yetmedi zemini de beton taş karışımı yaptılar.

            Bu yüksek binalar ilkokul kitaplarında siyah beyaz fotoğraflarını gördüğümüz Amerikanın Manhattan bölgesindeki binaları anımsatıyor. 1950’li yıllarda başlayan küçük Amerika olma sevdamızdan ekonomiyle değil de betonlaşmayla Fatsa’da nasibini aldı.!

              Yeni Haber : Can alıcı noktaya gelelim: Üç dönem kesintisiz ve iktidar desteği arkasında olan bir belediye başkanı şehri ihya mı eder, berbat mı eder?

               Erol Yerebasmaz :Maalesef ilçemize talihsizce ikinci şık düştü. İddia ediyorum 15 yıllık süreçte Fatsa başkansız olsaydı bu kadar çarpık bir şehir olmazdı. Aksini iddia edenler 2004 yılıyla  2020’nin Fatsa’sını kıyaslasınlar.

                Bana ilçemizle ilgili vakit ayırdığın ve sabırla dinlediğin için çok teşekkür eder, hepimizin güzel bir Fatsa’da sağlık ve sıhhat içinde yaşamasını dilerim.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde