14 Mayıs 2024

Erol Yerebasmaz: “Fatsa bir ilke imza atabilir”

  • PDF

erol18-9-2013Cumhuriyet Halk Partisi Fatsa İlçe Teşkilatına üye olduktan sonra Belediye Başkanı Aday adayı olacağı yönünde söylentilerle gündeme gelen Emekli öğretmen Erol Yerebasmaz; yerel ve genel gündeme dair gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Yerebasmaz gazetemize yaptığı özel açıklamasında: “ Yerel yönetimler maalesef yeni bir rantın bölüşüm odağıdır. Demokrasinin beşiği yerel yönetimlerdir diyenler yanılmaktadır. Demokrasinin yerel yönetimler aracılığıyla geliştiği çok az ülke vardır.

Halbu ki yerel yönetimler genel seçimlere rant kapısı olmak yerine halka hizmet aracı olmalıdır. Bu da ancak sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini yerelde hayata geçirmekle olur ” diye konuştu.

Paranın siyaset üzerinde ki etkinliği kaldırılmalıdır diyen Erol Yerebasmaz,” Önümüzde ki yerel seçimlerde gürültü ve çevre kirliliğinin önlenmesi için tüm partiler birleşerek bir kampanya başlatmalıdır. Bu kampanyayla sokakların afişlerle kirletilmesine ve gereksiz yere kağıt ve plastik israfına sebebiyet verilmesi engellemelidir. Aynı zaman da gürültü kirliliğinin de önlenmesi için çaba gösterilmelidir. Böylelikle Fatsamız’da kirlenmeden, Türkiye’ye örnek olacak bir seçim süreci gerçekleşmiş olur.

Birçok konuda Türkiye’de ilke imza atan Fatsa; bu konuda da bir ilki başararak; tüm partiler seçim sürecinde ortak bir karar alarak çevre ve gürültü kirliliğini önleyecek kampanyalar yapabilirler” dedi

Açıklamalarına devam eden Yerebasmaz: “Cumhuriyet Halk Partisi Fatsa’da ki Belediye Başkan Adayını bu günlerde açıklayacaktır. İlçe Başkanımız bu konuyla ilgili delege ve sandık kurulu toplantıları yapıyor. Bu görüşmeler sonucunda; Cumhuriyet Halk Partisine yakışan, Atatürk İlke ve İnkılaplarından ödün vermeyen, yerel yönetimde hırsla çalışacak olan bir adayın belirleneceğini tahmin ediyorum.

İlerleyen günlerde aday adayları parti içinde; aday olan başkanlarda kendi aralarında parkta veya stadyumlar da halkın önünde münakaşalarda bulunmalıdır. Fatsa halkına böylelikle fikir ve projelerini beyan etmelidir “ söyleminde bulundu.

Türkiye’nin genel gündemine dair açıklamalarda bulunan Yerebasmaz: “ Geçtiğimiz günlerde 12 Eylül darbesinin 33. Yıldönümüydü. Türkiye’de 12 Eylül 1980 darbesi, sadece devletin yapısını, temellerini yerinden oynatmakla kalmamış, uluslar arası tekellerin göz diktiği ekonomimizi ve sanayimizde yerle bir etmiştir. Bu da kültürel yozlaşmıyı ve ekonomik olarak soyulmayı beraberinde getirmiştir. Darbeyle birlikte eğitimden hukuka hemen her alanda tepeden inmeci yasalarla ülkemizi geriye götürdüler. Buda ülkemizi tıkanma noktasına getirdi.

Türkiye’de siyaset kavramı 1980’lerden sonra siyasal düzleme taşınmak istendi. Düşünsel eğilimlerin birleştiği müjdeleri verildi. Yetmedi kurtuluşu eskide arayan eğilimlerin sahipleri bir gecede olmazsa bile bir mevsimlik sürede geleceğini ‘yetmez ama evet’ diyerek ilerici kesildi. Eğri bacalardan doğru duman çıkmayacağını tahmin edemediler galiba.

Toplumda ahlaki uzlaşma bütün heryeri sarmış durumda. Kunt’ın tanımına göre: Ahlaki ödevin ve erdemin kendisi aslında bir ödüldür. Ahlaklı olan ve olmak için mücadele eden, bu konuda ki görevlerini yerine getiren insana başka ödül gerekmez. Ahlaklı olmak başlı başına bir fazilet ve ödüldür. Böyle bir insanda aynı zamanda mutludur.

Asırlardır olduğu gibi günümüz de gösteriyor ki: “Ahlaklı ve Erdemli olmak ezilmek ve çile çekmemiz bir vasıtası, aracı ve nedenidir. Gazeteler ve görsel medyaya bir bakalım. Hele de yandaşına; yalan, iftira ve çarpıtma gırla gidiyor”

Ahlak ile erdemi mumla ara. Balığın baştan koktuğu yerde, ahlakı , erdemi aramak mümkünmüdür?

Toplumda aşırı şekilde sevgi eksikliği oluştu. Halbu ki sevgi; güç ve eylemdir. Sevgi kalbe orada durması için konulmadı, sen onu oradan çıkarıp dağıtana kadar sevgi değildir. Oradan çıkart dağıt ki sizin sevginizi başkalarıda üretip çoğaltsın. Çoğu sorunların çözümsüzlüğünde sevgi eksikliği yatmaktadır. Bu eksiklik zaman zaman saygısızlık ve saldırganlık olarak da toplumsal gerilimler yaratmakatadır.

Ayaklarını bu topraklara basan, bu topraklardan beslenip, suyunu içen, bu topraklarda doğan güneşe sırtını veren herkes, bütün sevgisini ve çalışkanlığını bu topraklara adamalıdır.

Demokratikleşme ve demokrasi adı altında toplumsal demokrasi değil, biçimsel demokrasi öne çıkmıştır. Önce toprak ağalarının, aşiretlerin sonra emparyalizmin egemen olduğu bir çizgi oluşmuştur. Bunun sonucunda; ülkemizin birleşmeler değil çözülmeler, bölünmeler sürecine girdiğine üzülerek ve acı bir şekilde tanık oluyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.erl18-9-2013

Son Güncelleme: Cuma, 20 Mart 2015 13:26

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde