30 Nisan 2024

NEFRET

  • PDF
     Nefret birinin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu. Kin ise birine karşı duyulan ve öç almak amacını güden gizli düşmanlıktır ve genellikle beraber kullanılır. Kimi zaman deşifre edilmeden , bazende cehaletin ya da siyasal ve gizli hesapların sonucu karşıya yansıtılır. Ülkemizde  son yıllarda gizli yada açık olarak cumhuriyete ve onun kurucularına duyulmakta ve açıkça da ifade edilmektedir. 
     Kimi kadınları anlamıyorum, Avrupa ülkelerinden önce seçme seçilme, erkeklerle eşit eğitim, medeni kanunla boşanma, velayet vb. gibi haklar verdiği için mi nefret edip kin besliyorlar. Bazı gençler; Sizin için özel hitabe yazıp, çok güvendiğinden ve size hediye ettiği  gençlik bayramının da kutlama alanlarını koruyamadığınız için mi nefret ediyorsunuz?
     Ve bir kısmımız; Atatürk’ün "Hiçbir millet yoktur ki, ahlâk esaslarına dayanmadan ilerlesin. Millî ahlâkımız, medeni esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve güçlendirilmelidir. Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka güvene de lâyık değildir.” söylemini hayata geçirmeyip, özgür olamadığınızdan ve çocuklarımızı istismarcılardan kurtaramayarak erdemli bir toplum oluşturamadığınız için mi nefret ediyorsunuz?
     Onun çizgilerinden uzaklaşıldığı için oluşan 15 Temmuz darbe kalkışmasını önleyemeyip bundan yararlanarak  OHAL’i yaşama geçirenler siz niçin nefret ediyorsunuz? Dünyanın saygı duyarak yüzyılın lideri olarak adlandırdığı kişiden nefret edilmez, gurur ve onur duyulur. 
     Metin Aydoğan “Bitmeyen Oyun” adlı eserinde anlatmış. 1929 yılında dünya bir kaç yıl süren ekonomik krizle boğuşurken, nefret edilen kişi şunları başarmıştı: 1923 Yılında 3.700 ton olan pamuklu dokuma 1927 yılında 9.055 tona, 597 bin ton olan maden kömürü 1 milyon 593 bin tona çıkarıldı. 1923 Yılında üretimi olmayan şeker 1927’de 5.184 bin ton, 1932‘de 27.549 bin ton üretildi. 1927-1932 yılları arasında yünlü mensucat 400 tondan 1.695 tona, çimento 24 bin tondan 129 bin tona çıkarıldı. Türkiye sanayisinin amiral gemileri olan Sümerbank1933’de, Etibank 1935’de kuruldu. 
     Türkiye 1923 yılında 36 milyon dolar dış ticaret açığı verirken, 1931 yılında 300 bin dolara düşürüldü. 1936 yılında ise 20.1 milyon dolar dış ticaret fazlası veriyordu. 1937 yılında hazinede 26.107 ton altın, 1938’de 28.3 milyon dolar döviz stoku vardı. Kaldı ki bu süreçte İmparatorluğun Duyun-u Ümumiye’den kalma borçlarıda ödeniyordu. Onlar savaştan yeni çıkmış fakir ülkede bunları yaşama geçirirken, kimileri o yıllarda saçtığı nefret tohumlarını şimdilerde kin olarak biçmek mi istiyor?
     Aramızdan ayrılışının yetmiş sekizinci yılında düşünceleri güncelliğini koruyarak dünyayı aydınlatırken, günümüzdekilerin vizyonu önceki günkü yanlışlarından dün, dünkü yanlışlarından da bu gün özür dilemekten öteye gidemiyor! Yattığın yerden bile ışık saçtığın ülkede yaşıyoruz. Sizin birleştirdiğiniz ülkede; “Asıl başkanlık gelmez ise bölünme riski var açıkça söylüyorum” diyen başbakan tarafından yönetiliyoruz. 
     Nereden nereye; Yapılanları babalar gibi sattınız, nefret etmekte haklısınız! Yoksa kıskandığınız için mi nefret ediyorsunuz?
Nur içinde yat, büyük önder. 
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde