30 Nisan 2024

DÜŞÜNME ZAMANI

  • PDF
      On beş yıla yakın tek başına iktidar olan partinin başta terör olmak üzere, işsizlikten, ekonominin tıkanmasından, üretimin düşmesinden, esnaf, işçi, memur, çiftçi ve emeklinin yaşam koşullarının ağırlaşmasından özellikle de dış politika da ülkenin yalnızlığa itilmesinden dolayı şikayet etme gibi bir hakkı yoktur.
      On beş yıl öncesinde eylem yapamaz durumda olan PKK terör örgütü vardı, elebaşları mahkeme salonlarında ülkemin emrindeyim demeye başlamıştı. Sonra bunlara IŞİD, El-Nusra gibi terör örgütleri de eklendi ve yıllardır ülkemizi kan gölüne çeviriyorlar. Her seçim öncesi “Bize oy vermezseniz kaos olur, terör hortlar”, “İstikrar bozulur”, “Milli irade” gibi söylemlerin terör nakaratı  bu kez Başbakan yardımcısı tarafından raftan indirilerek “Allah'ın izniyle referandumda büyük oranda 'evet' çıktıktan sonra da bu terör örgütleri, hiçbir şekilde sesi soluğu çıkmayacak noktaya gelirler... " İfadesiyle  piyasaya sürüldü. Türkiye’nin kurtuluş reçetesini başkanlığa,başkanlığı da teröre bağladılar! Sormak gerekir;
      -Terörün kökünün kazınmasını engelleyenler mi var?  
      - Recep Tayyip Erdoğan, Refah Partisi MKYK üyesi ve İstanbul İl Başkanı iken1993 yılında ”Başkanlık sistemi bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesidir.” Derken özenti mi oluştu yoksa emperyalizm sona mı erdi? 
      - “Ne istediler de vermedik” dediğiniz gibi, ne istediniz de TBMM’nden çıkaramadınız? Davutoğlu’nu darbe yaparcasına başbakanlıktan alırken milli iradeyi hiçe saymadınız mı? 7 Haziran seçimleri milli irade değil miydi?
      “En iyi müdafaa hücumdur” stratejisiyle ve toplumsal algı için muhalefeti suçlarken on beş yıla yakın süreçte AKP muhalefet partisi miydi?  
      Ekim 2015’de, Başbakan Davutoğlu, Van mitinginde "AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz toroslar dolaşacak.” demişti. Davutoğlu’nun Ankara tren garı önünde patlayan ve  yüzün üzerinde vatandaşımızın ölmesine sebep olan olaydan sonra oylarımız yükselme trendine girmiştir söylemine yanıt veren Devlet Bahçeli, Ekim 2015’de Tandoğan Meydanında yaptığı konuşmada,  “Davutoğlu 'Ankara patlamasından sonra oyumuz arttı' diyordu. Be hey gafil, be hey densiz, be hey yüreksiz, insanlarımız ölüyor, sen hala oy hesabı yapıyorsun. Mehmetçikler, polisler şehit ediliyor; sivil ve masum vatandaşlarımızın canı alınıyor, sen oy çetelesi tutuyorsun. Bombalar patlıyor ve bu AKP'ye yarıyorsa, o zaman azmettiren bellidir. Katliamlar yapılıyor, insanlarımız tabuta sokuluyor ve bu AKP'nin oyunu yükseltiyorsa, canilere hedef çizen, saldırı emri veren de uzaklarda aranmamalıdır” dedi. 
       Bunları ana muhalefet partisi değil, başkanlık sisteminin ortakları birbirine söyledi. Terör olaylarının önlenmesinin başkanlıkla ilgili olmadığı, yönetimsel beceriksizlikle ilgili olduğu aşikardır. Bu kadar sert açıklamalardan sonra Bahçeli’nin ne yapmak istediği, ayaklar altına alınan milliyetçiliği unutması ve niçin saf değiştirdiğidir! 
      Bu süreçte geçmiş hatalarınız çok, kredinizi kullandınız ve hayır diyeceğiz. Terörün sona ermesini mi oyluyoruz yoksa başkanlık sistemini mi? Başkanlık gelirse terör sona erer diyenlere soralım; On beş yıla yakın hükümetsiniz sıfır terör ile aldığınız ülkede terör niye hortladı?   Bülent Arınç “Sayın Öcalan demeyi, PKK bayrağı açmayı suç olmaktan çıkarttık”, kalemşör bayan “Bebek katili dediğiniz adam bize geleceği gösterdi” derken,  Adalet Bakanı da “Gülen’e çete derseniz haksızlık edersiniz” diyordu. 
      “En çirkin yalan, çocuğa ve halka söylenen yalandır. Çünkü her ikisi de kolay kanar” demiş düşünürler. Eeee.. halkımız da düşünsün biraz.
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde