Ülkemiz zor günlerden geçiyor. Bünye zayıflayınca mikroplar güç kazanır. Biz de ülke olarak aynı duruma geldik. Yunanistan ile Ege’de bitmez sorunlarımız var. Güney komşumuzdaki iç savaş devam ediyor. Sn. Başbakanın taşlık yer dediği on sekiz adamız işgal edildi. Halbu ki taşlık ya da bataklık olması önemli değil. Burnumuzun kiri bile olsa bu bizim olması önemlidir. Bu adalardan petrol yada doğal gaz fışkırmıyor ama o adalar üzerinden zayıflığımızı ve itibarsızlaştığımızı anlıyoruz. Stratejik önemi olan adalarımız elden gidiyor. Sarışın kadının yaptığını erkek efeler yapamıyorsa diklenmelerin iç politika malzemesi olduğu ortaya çıkıyor. 

     Zayıf anımız ya isteyen isteyene;  

     Abdulhamitin torunu dedelerinin genç cumhuriyete bıraktıkları borçları anımsamadan ve hiç sıkılmadan Su Adasını istiyor! 

     PKK Güneydoğuda eyalet istiyor!

     Eurolara doymayan bazı milli futbolcular ve futbol federasyonu başkanlığına oynayan şeytanlar hayırın karşılığını istiyor!

     Hayır demek isteyenleri Düzce’de silahla tehdit edenler iç karmaşa ve düşmanlık istiyor!

     Dolmabahçede ki çözüm sürecinin mimarlarından eski bakan Yalçın Akdoğan referandumda hayır oyu kullanacakların 15 Temmuz darbe girişimiyle eş tutulmasını istiyor!

      Sn Cumhurbaşkanının Mersin’deki konuşmasında “Eski Türkiye’ye evet mi, hayır mı?” sorusuna halk eski Türkiye’ye evet derken yenisine hayır demek istiyor!

     AKP, önceden verin dört yüz vekili bu iş huzur içinde çözülsün dediği gibi üstü kapalı şantajla ya başkanlık, ya kaos diyerek terörden nemalanarak oy istiyor!

     Hükümet yapılan sosyal yardımları vatandaşın öz parası değilmiş gibi insanların başına takaza ederek ve Sn. Başbakan “değişime direnenler yok olacaktır” diyerek oy istiyor!

     Bazı camilerde imamlarda hayırcıları hedef alan kampanyalara başlamışlar, dinin siyasallaşması hayırlı olsun!            

      1980 askerî darbesinden sonra tutuklanarak Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi davasından 15 yıl mahkûmiyet cezasına çarptırılan, sekiz yıl yattıktan sonra cezaevinden tahliye edilen ve uzun süre siyasi yasaklı olan şimdi ise iki dönemdir AKP Mardin milletvekili olan Orhan Miroğlu, “PKK bir terör örgütü değildir. PKK kendi topraklarında, belli bir politik programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir” diye konuşuyor ama onlar yine de ana muhalefet partisi terörle iş birliği yapıyor derken hayırcıları terörist gibi topluma sunmak istiyor!                                                                                                              

     İsteyen isteyene....Eeee ne demişler “İsteyenin bir yüzü kara vermeyen arap olsun.” Ya akıllı davranmaya ya da, adım adım arap olmaya!