Fransızlar, 19. Yüzyılda üniversitelerinde okuyan Doğulu öğrencilere “ikinci sınıf” eğitimin verildiğini vurgulayarak, değersiz bir diploma verir ve üzerine de  “şark için yeterli” anlamına gelen “Bon pour ı’orient” yazarlarmış. Mezunlarda ülkelerinde muhtemelen ben  üniversiteyi Fransa’da okudum diye hava atarlardı!  

      Ülkemiz de yıllardan beri “yönetim böyle olur” edalarıyla hava atılarak “ikinci sınıf” yönetildi. Kimi vatandaşlarımız da  milli gelir arttı sanırken yoksulluğun arttığının farkına varamadılar. “Sizin için yeterli” diyen azınlık, ülke olanaklarının aslan payını alıp küçük miktarlarını nüfusun çoğunluğuna verdiler ama alanlar da kendi malları olduğunun farkına varmadılar! 

       Ancak, bazı vatandaşlarımız “Suriyelilerin, yüksek öğretime sınavsız alınmasıyla” düşünmeye başladılar! Geçen hafta açıklanan YGS  (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı) ında 40’ar soru sorulan testlerde matematik de doğru ortalaması 5, Fen Bilimlerinde 4.6 gibi çok düşük çıktı. Bu sonuçlar sadece eğitimin kayıp yılları olmayıp, ülkenin geleceğinin de karanlığıdır!

      Çağdaş eğitim yerine okullarda kendi siyasetini dayatanlara sormak gerekir, bu eğitim kaçıncı sınıf? Bakan, ise bu başarısızlığı değerlendirmek yerine “Gelecek yıldan itibaren bitişik eğik el yazısından, dik temel harflere geçeceğiz” derken acaba yazı şeklini mi suçlu buldu? 2005’de aynı partinin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in getirdiği yazı şeklinin gelecek yıl değişecek olması, AKP’nin her şeyde olduğu gibi eğitimde de sisteminin olmadığının göstergesidir. 

      Eğitim; Sosyal devletin sorumluluğunda, sorgulayan, akılcı, özgür düşünen, hurafe ve dogmalardan arındırılmış, barıştan yana, inanç ve düşünce gözetilmeden, demokratik ve eşitlik ilkesi içinde, bilgi teknolojileri kullanılarak yapılır. Yapılmazsa ne olur? Kıyamet kopmayacağına ve bakan istifa etmeyeceğine göre! matematikte 40 sorudan 5’i, fen bilimlerinde de 4.6’sı yanıt bulur! Bu başarısızlık batılı ülkelerin birinde olsa bakan derhal istifa eder, Japonya’da olsa bakanın sonunu düşünmek bile istemiyorum...!

      Eğitim, bireye yapılan en büyük yatırımdır. Amacına ulaşmayan eğitim, sosyal, ekonomik, kültürel olarak yönetim kademelerinin de işleyişini tıkar. Ülkelerin gelişmişliği iyi eğitilmiş insan gücüyle ölçülürken, eğitilememiş insan yetersizliğinde ülkemiz kalkınamayacaktır. Son yıllarda ki sancılarımız: Vatan bilincinin azalması, terör, adaletsizlik, etnik kökene dayalı davranışlar, yüksek borç, aile içi cinnetler, kadın şiddetleri, çocuk tacizleri, bozuk ekonomi, yolsuzluklar, sanata ve sanatçıya karşı tavırlar vb. bunlardandır. 

      Bu hastalığın reçetesine, uzmanı tarafından sadece “Bilimsel Eğitim” yazılmalıdır. Bunu da bu düşüncede ki hükümet yazamayacaktır. Reçete geciktikçe kayıp yıllar da artacaktır. 

Eğitimin “Milli”si gidince çivisi de çıktı! Yoksa katlettiğimiz “Köy Enstitülerinin” ahı mı tuttu?