Geçen hafta kendilerini tarihçi sanan bir güruh, bir televizyon kanalında ulu önder Atatürk’e ve ailesine hakaretler ederek ahlaksızca saldırdı. Bunlara sorsan, Kahraman, Şanlı, Gazi gibi ön adlar bazı illerimizin başına niye getirildi? Muhtemelen ilgilenmediklerini ve kendileri için bir anlam ifade etmediklerini söylerler. Çünkü onlar için varsa da yoksa da Osmanlı ve padişah!

     Kurtuluş Savaşında Atatürk’ün önderliğinde; İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Kazım Özalp, Fahrettin Altay, Cafer Tayyar, İzzettin Çalışlar, Ali Fuat Cebesoy, Reşat Çiğiltepe, Rauf Orbay, Refet Bele, Celal Bayar ve diğer kahramanlarımız. Biliyor musunuz ey güruh 5. Cumhurbaşkanımız Cevdet Sunay 1918 yılında Mısırda İngilizlere esir düşmüş esaretin ardından Kurtuluş Savaşına katılarak Güney ve Batı cephelerinde savaşmıştır.

  Halbuki bu saldırılar Atatürk’ün ve annesinin nezdinde kurtuluş savaşının kahraman kadınlarına da yapılmış oldu. Bu kadınlarımızın 93 Harbinde Ruslarla mücadele eden Nene Hatun ile başlayan kahramanlıklarını anımsayalım.

     Halide Onbaşının, meydan konuşmaları ile halkı Milli Mücadeleye çağırmasından sonrası da cepheler ve karargahta hemşirelik yaparak yaralı askerlerimize can vermeye çalıştığından haberiniz var mı?

     70. Alayla birlikte Milli Mücadeleye katılan Albay Hafız Halit Bey eşinin 24 yaşındayken vefat etmesi ve İstanbul’un da işgal altında olmasından dolayı, küçük kızı Nezahat’i de yanında götürmek zorunda kalmıştır. Nezahat, daha 9 yaşındayken cepheyle tanışmış, 12 yaşına kadar tam üç sene müddetle cephelerde bilfiil babasının yanında savaşarak 70. Alayın simgesi olmuş ve alay, kızlı alay diye anılmıştır. Bu kız çocuğundan utanır mısınız? 

     Şerife Bacı, kağnısında ve sırtında cephane, kucağında çocuğuyla cephane taşırken ıslanmasın diye cephaneleri battaniyeye sarmış ve Aralık 1921'de donarak ölmüştür. 

     Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma), evlendiğinde Balkan Savaşına katıldı. Binbaşı olan eşi Sarıkamış’ta şehit olduğundan Milis Müfreze Komutanı olarak Batı Cephesinde görevlendirildi. İzmir’in Yunan işgaline uğraması üzerine İzmir'e geçerek savaşa katıldı. 

     Halim Çavuş, savaşa giderken erkek kılığına girerek, erkek gibi traş olup saçını kazıtmış ve kadın olduğunu söylemeden savaşmıştır. Siz onun kadar yürekli misiniz?

Hafız Selman İzbeli, Kastamonu Müdafa-i Hukuk cemiyeti, kadınlar kolunu kurmuş ve Kastamonu'daki kadınları toplayarak, asker için çorap, fanila ördürüp cepheye göndermişti.

     Gördesli Makbule, daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Milli Mücadele'ye katılmıştır. Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için öne atılınca başından vurularak şehit olmuştur.

     Çete Emir Ayşe, Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini satıp kendine aldığı bir tüfekle dağa çıkmış ve Yörük Ali Efe’ye katılmıştır.

     Tayyar Rahmiye, Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada Türk askerlerinde yorgunluk sebebiyle bir duraksama olunca, “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve askerlerin toparlanmasını sağlamıştır. Aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştur. Kara Yılan, Yirik Fatma ve yüzlerce isimsiz kahramanlar  size bir şeyler anımsatıyor mu?

     Analık kutsaldır analara saldırıp iftira edenlerin dedeleri de muhtemelen o yılları tekkelerde geçirerek bu günlerin planlarını yapıyordu!