İletişim kanalları arttıkça insanların bilgilendirilmeleri kolaylaşmış, hatta yeni bir alan da yaratarak, bilgilerin bir kısmı ekonomik değere dönüştürülmüştür. Her bilgi paraya dönüştürülmeli midir? Örneğin;  Ramazan ayı, televizyon kanallarında boy gösteren islam yorumcuları için ekonomik getiri açısından çok kutsaldır. Doğru dürüst bir şeyler anlatsalar biz de anlasak. Programlarına katılanların sordukları soruları yarım akıllı insanlar bile mantık ölçüsüyle yanıtlayabilir. Öyle sorular soruluyor ki, insanı kendi kendine güldürürken toplumun cehaleti adına da acı acı üzüyor. 

     -Rüyamda su içtim, ne yapmam gerekir?

     -Arkadaşım yemek yerken ağzım sulandı, orucum bozulmuş mudur?

     -Bir sohbette ağzımdan küfürlü kelimeler çıktı, atmış bir gün yüklendim mi?

     -Oruçluyken hastalanıp iğne yaptırdım. Ne olacak?

     -Oruçlu olduğumu unutarak, yemeğin tuzuna baktım? Tarzında saçma sapan soruları yanıtlarken, esas gündemi gözden kaçırıyorlar.

Sorular şöyle sorulsa;

     -“Vatan sevgisi imandandır” ifadesini açıklarmısınız?

     -Görevinin gereğini yapmayanların aldıkları ücretler helal mi, haram mı?

     -Hırsızlık ve yolsuzluk yapanların ibadeti kabul görür mü?

     - Birine iftira atan veya kumpas kuranlar ile yalancıların dinimizde ki cezai karşılığı nedir?

     - Televizyon ekranlarında aldığınız yüksek ücretler caiz midir?

     -Eşini enstitü sekreteri yapan rektörler bilim kurumlarının başında kalmalı mıdır?

     -Kutsal dinimiz, yüksek ücretlerinize mi dönüştürüldü? Asgari ücretin 1404 TL olduğu ülkede aldığınız aylık yüzbinlerce liranın zekatını verdiğiniz kişileri açıklar mısınız? 

     İnanın bu tür sorular sorulsa bir dahaki ramazan aylarında bırakın televizyona çıkmayı, bir kısmı seferi olmak için tatile çıkar!

     Bu kazançların caiz olup olmadığını diyanetin Alo Fetva hattına soran muhabirin aldığı yanıta göre hali hazırda kazancı olan insanların bu tarz bilgiler vermeleri karşılığında para kazanmaları caiz değilmiş ama Din İşleri Yüksek Kurulunun fetvasına göre haram para ile hacca gidilebilirmiş! O zaman helalin kıymeti olur mu? Hele kamu kaynaklarıyla şatafatlı iftar sofraları kuranlara ne demeli!

     Bu fetvalara göre din tacirliği devam eder. Özellikle bizim gibi cahil ve mantık yürütemeyen toplumlarda karşılıkları çok. Onlara göre ortalık müşteri kaynıyor, niye satmasınlar ki...! Bereketi siyasallaştırılmış akçeli ramazan geçirenlerin “bi daha, bi daha”  sloganlarını duyar olduk.

     Vatandaşın ramazanı ile din tacirlerinin geliri mübarek, diyanetin fetvası da hayırlı olsun!