05 Mayıs 2024

ADALET

  • PDF
     CHP’nin 15 Haziranda Ankara’dan İstanbul’a başlattığı adalet yürüyüşü devam ediyor. Yürüyüşün niçin başlatıldığını herkes biliyor. Adalet duyguları körelenler ise bilmek istemiyor. Bu yürüyüş, Gandhi’nin dediği gibi “Adaletsizliği, adaletle yıkma yürüyüşüdür.”
     Adalet, hak ve hukuka uygunluk, hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme, doğruluk ve adil olma durumudur. Haklı ile haksızı ayırt etmektir. Ben yaptım oldu dememektir. Yürüyüşle beraber, niçin bu hale geldik demeyenlerin eleştirileri de başladı. Alay edenler, lütf edenler, örtülü tehdit edenler...
     Görevi, muhalefete muhalefetlik yapmak olan Bahçeli, “Merak ediyorum ki İstanbul’dan karşı bir yürüyüş başlarsa karşılaşma ve buluşma noktası neresi ve nasıl olacaktır?” diyerek eleştirinin de ötesinde tehlikeli kelimeler sarf etti. Yetkisi olsa Kılıçdaroğlu’nu da ihraç etmesinden korkarım. Çünkü faydalıları hep kapının önüne bıraktı...
     Başbakan; “Sayın Kılıçdaroğlu niçin yürüyor... Maltepe’ye hızlı trenle gidebilir.” İfadesiyle olayı alaya alarak “Sokakta adalet aranmaz. Sokağa inmek, sokağa çağırmak en hafifinden sorumsuzluktur. Provokasyon ihtimali uzak değil... Ama gerekli tedbirler alınmış durumda.” Derken  Adaleti sokakta aratacak uygulamalardan da kaçınmıyor.
     Cumhurbaşkanı, Adalet Yürüyüşü için "Yasal yollardan gidişiniz hükümetimizin bir inceliği, lütfudur... Yarın yargı sizi bir yerlere davet ederse şaşmayın” derken aba altından sopa mı gösteriyor?
     Bekir Bozdağ, yürüyerek ya da sokakları hareketlendirerek adalet terazisinin ayarını bozmanın mümkün olmadığını söyledi. Bakan bey, siz halen adalet terazisinin ayarı var gibi konuşuyorsunuz. O ayar yıllar önce bozulmaya başladı. Heykelin elindeki artık adaleti değil, terazi burcunu temsil ediyor! 
     Manisa’da bir aydan beri dört defa askerlerimiz zehirlendi. Sonra Kastamonu’da aynı şeyler oldu. CHP’nin Meclis araştırma önergesi Aladağ’daki yurt faciasında vb. olduğu gibi reddedildi. 
     Zehirlenmeler için şaşılacak şeyler konuşuldu. ManisaValisi, Mayıs ayındaki zehirlenmeyle ilgili, "Rahatsızlık herhangi bir enfeksiyon veya gıda zehirlenmesiyle ilişkilendirilmedi. Mevsimsel bir mide üşütmesi ve çocuklarımızın birbirinden psikolojik olarak etkilenerek sağlık kuruluşlarına müracaat etmesi." demişti. AKP Manisa milletvekili de olayı münferit olarak değerlendirerek “Hiç bir şey yemeseniz de o gün akşam hasta olursunuz” dedi. Dördüncü zehirlenmeden sonra konuşan Başbakan, askerlerin zehirlenme olayında bazı şüpheler bulunduğunu ve değerlendirildiğini açıklarken yoksa adalet de mi zehirlendi sorusu aklıma geldi! Biz içinde adalet geçen türkülerin yasaklandığı zamanlardan geldik. Bu da geçer...
     Voltaire’nin “İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır” sözü herkesin rehberi olmalıdır.
Adil bir ülkede, kardeşçe yaşama dileklerimle bayramınızı kutlarım.
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde