Sular seller gibi; Pek çok, bol, kolaylıkla, çok iyi anlamında olup, güncel sözlük de ise bir metni yanlışsız söyleyecek kadar iyi bilmektir. “Su gibi aziz ol” nezaket sahibi büyüklerimizin, kendilerine su ikram edildikten sonra kullandığı temenni cümlesi olup; Su kadar berrak, şeffaf ve temiz ömrün olsun anlamına gelir. 

     İnsanlar su kaynaklarını istedikleri gibi yönlendirip kullanmışlardır. Suyun hidrojeninden  bomba yapmışlar, barajlarda enerji üretmişler, su kaynaklarını kirletmişler ya da yok etmişler, en sonunda da şehirleri betonlaştırarak suyun sabrını taşırmışlardır. Sonuçta; Su hiddetini sel olarak almıştır.

      Geçen hafta İstanbul’da olan selin yalnız sigorta şirketlerine olan maliyetinin 200 milyon lira olduğu konuşuluyor. Ya milli servete olan maliyeti nedir? Yıllar su gibi akıp gidiyor, ancak;

     Adalet, hak ve hukuk çamur içinde çırpınıp duruyor.

     Su kaynaklarına HES ler kurularak bir bir satılıyor.

     Su, artık ülkemize ferahlık ve temizlik getirmiyor.

     Yönetenler suyu, kalburda taşımaya çalıştığından döküldükçe dökülüyor. Onun için kabını doldurma şansı kalmıyor. Kaynayan suyun buharlaşıp yok olması gibi oluyoruz. Üretim, işsizlik, rejim tartışmaları, orta çağ karanlığı, diplomasi... ve en önemlisi de bencillik ile makam hırsı! Bunların toplumda yarattığı stresler ve özellikle de egemen olma gayretleri yayla şenliklerinde er meydanında kıspet giymeye başladı bile!      

     Makamı kapıp Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Jülide Sarıeroğlu, sosyal medyada önceden paylaştığı, “Antakya’da halk AKP’ye karşı yürüyor:   ‘Binler Tayyip istifa’ diyor” ve FETÖ’ye de övgüler dizdikten sonra, “AKP Türkiyesinde her bebeğin 4500 Dolar borçla doğduğunu”  söylüyor. Bakan olunca da onları siliyor ama bakanın paylaşımları hafızalarda kalıyor. İnsan beynini sel alıp götürmedi ya...

     Milli Eğitim Komisyonu üyesi AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, yeni müfredattaki “cihat” konusunda açıklama yaparak, “Eğitim Bakanlığımız çok isabetli bir karar vermiş. Namaz dinin direğiyse, cihat çadırdır. Direksiz çadır bir işe yaramaz. Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok” diyor. Adam doğru söylüyor! İslam ülkeleri fen bilimleriyle uğraşmasın, batı yeterince uğraşıyor, ihtiyaç olunca cihatla alırız demek istemiş olabilir! Bu çağda, bu kafayı okyanusun suları ile tonlarca deterjan bile temizleyemez.

     Su gibi ömrün uzun olsun.

     Düğünün güzün olsun.

     Bir oğlun bir kızın olsun.

     Bu Anadolu duasında olduğu gibi ne uzun ömür yaşatacak, ne bereket isteyecek ve ne de eşitlik ile insan onuruna değer veren yönetim tarzımız var. Sel, esasen ülkemizi götürüyor da kayıtsız davranıyoruz. Çünkü suyun başını tutanların bu dualardan haberi yok ki!

     Ama Muallim Naci; ”Su, her şeyi temizler; ama yalnız yüz karasını temizleyemez.” Diyerek işi özetliyor.

     Ne diyelim Sakarya Savaşını küçümseyenler, ilçemizdeki Sakarya caddesinin lağım patlağı ile şehrin sorunlarını gideremiyorlar. Cole’nin dediği gibi ”Suya düştüğümüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğuluyoruz.”

     Nereden nereye...!