05 Mayıs 2024

YAZ BOZ

  • PDF
      Eğitim: Toplum yaşayışında yer edinmek için edinilen bilgi, beceri ve anlayışlardır. Geniş anlamda, bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Özetle “istenilen davranışı geliştirme süreci” de diyebiliriz. 
      Bu eğitim-öğretim yılı da giderek ağırlaşan sorunlarla açıldı. Yetersiz derslikler, ikili öğretim, karma eğitim hazımsızlığı, üstün tutulan okul türleri, cemaatlerle yapılan protokoller, aklı ve bilimi savunmayan müfredat değişiklikleri, öğretmenlerin nitelik ve nicelik yetersizliği ile üzerindeki baskılar, liyakatsız yöneticiler...                                                                                                                                                                     
      Bunlar saymakla bitmez ama çağdaşlıktan uzaklaştırılıp, gittikçe dinselleştirilen eğitim ise sorunların temelini oluşturmaktadır. 
AKP döneminin 6. Eğitim Bakanı görev başındadır. Bakanların ortalama her iki buçuk yıl görevde kalması eğitim politikalarının yanlışlığını ve hükümetin başarısızlığını kanıtlamaktadır. İktidara geldiklerinde Liselere Giriş Sınavı (LGS) vardı. Sonra aynı partinin bakanlarının sistemsizliklerini! görelim;
      - LGS kaldırılarak yerine, Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sınavı (OKS) geldi ve dört yıl uygulandı,
      -2007'de Seviye Belirleme Sınavı (SBS) geldi,
      -2014’de Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavları uygulanmaya başlandı ve geçen hafta onun da ipi çekildi!
      TEOG’un kaldırılması gerektiğini Cumhurbaşkanı açıkladıktan sonra Başbakan ve Eğitim bakanının derhal efendim, hay hay, başka emriniz var mı...? gibi pozisyon almaları devlet geleneğinin çöktüğünün de resmidir.
      TEOG, doğru ya da yanlış bir sistem olabilir. Sistemin kaldırılması, değiştirilmesi ya da revize edilmesi konusu; Milli Eğitim Şurasının, Talim ve Terbiye Kurulu’nun, eğitim bilimciler ile akademisyenlerin işidir. Benim dediğim doğrudur mantığıyla yapıldığı zaman on üç yılda çöpe atılan dört sistem değil, ülkenin geleceğinin kendisidir. Öğrenciler ortaokula başladığı sistem ile mezun olamıyorsa, bu sistemin iflasınında kanıtıdır. İlköğretim ve ortaöğretimde ki sıkıntılar yükseköğrenim kurumlarında da vardır.
      Seçimle değil de atamayla gelen emir eri rektörlerin başında bulunduğu üniversitelerin hali de perişan. İnsan kaynakları planlaması, bölgesel kalkınmaya destek, akademik kadro ve altyapı sorunları düşünülmeden, siyasi çıkar düşünülerek açılan üniversiteler kontenjan açıklarıyla ve dertleriyle başbaşa. Her il merkezine üniversite açıldı ama çoğunda yeterli akademik kadro ve teknolojik donanım yok. Önceki eğitim bakanlarından Hüseyin Çelik, “Bunları açmakla yanlış yaptık” diyerek günah çıkartmıştı. Yardımcı doçentliğin kaldırılmasına bile Cumhurbaşkanı karar verirse, üniversiteler de idareci ve diploma olur da, lider rektör ve bilim olmaz. YÖK ise evlere şenlik!
     Bilimsel sonuçların ve araştırmaların değilde, tartışılamayan bir kişinin her şeye yön vermesi algısının yerleşmesinden eğitim de payına düşeni aldı!  Çağdaş ve bilimsel eğitimden uzak bir yapılanmayla yaz boz tahtasına çevrilmiş eğitim için okullar açılsa ne olur ki...!   Eylül’de açıp, Haziran’da kaparsın.                                      
     PİSA gibi uluslararası değerlendirmeler başarısızlığımızı teyit etmektedir. Einstein’e göre; “Delilik, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek" miş.
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde