Cumhurbaşkanı, geçen hafta BM  genel kurulunda ki  konuşmasında; “Dünya beşten büyüktür gerçeğini uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz” diyerek, Güvenlik Konseyi'nin yapısını eleştirip “Beş ülkenin ağzına dünyayı mahkûm edemezsiniz. Ama dünya şimdi bu beş ülkeye mahkûm edildi. Tüm dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi, adaleti tesis edemez” diyerek 20 daimi üyeli bir konsey önerisini ve  BM’in reforma ihtiyacı olduğunu söylerek, BM’in adaletsizliğinden ve AB tarafından verilen sözlerin unutulduğundan yakındı. 

     İyi ki; Kardeşim ”dünya beş ülkenin ağzına mahkum edilemez” diyorsun da, senin ana muhalefet partin aylardır Ankara- İstanbul, Ordu- Giresun gezerek adalet istiyor, önce ülkende adaleti tesis et, bazı ülkelerde adalet bir kişinin ağzına mahkum ne yapalım diyerek yanıtlamadılar sa, “İğneyi kendine, çuvaldızı başkalarına batır.” Atasözünden habersiz olduklarındandır. 

     Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla beş imar değişikliği dosyasını iade eden ancak AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla, değişiklik yapılmadan bir kez daha onaylanarak kabul edilen  şehrin belediye başkanının imar itilafı  yüzünden, on üç yıldan fazla başkanlık yaptığı şehri birileri istemese bırakır mıydı? İnsan aklıyla alay etmeyin bari..!                                                                                        Ha BM’lerin beş daimi üyesi, ha İstanbul’un beş İmar dosyası... İstifa olayında imardan başka, beşin küpü kadar  bilinmez denklemler var... İmar olayı olsa olsa bardağı taşıran son damla olup, herşeyi bilenden habersiz değildir. O meclis üyeleri icazetsiz tuvalete bile gi-de-mez...!

     Kadir TOPBAŞ’ın istifa ettirilmesi yerel yönetimlerde perde arkalarında nelerin döndüğünün,  rant kavgalarının ve miktarları ile bedellerini kimlerin ödediğinin  sorusuna yanıt bulmak için önemli bir fırsattır. Ama ne yazık ki, temiz toplum yaratacak siyasi irade yoksunluğunu da beraberinde yaşıyoruz. İstanbul, son yirmi üç yıldan beri aynı zihniyet tarafından yönetilmektedir. Oradaki metal yorgunluğunun şiddeti çok fazladır! Bu sadece metali yormakla kalmaz, aşırı şekilde paslandırır ve erozyona da uğratır.

     Çakma Fatih’in de,  İstanbulda yaşadığına göre istediği 3.5 Milyon Euroluk rantını verin! yoksa koca imparator açlıktan ölecek! Hak etmediği ancak sözleşmeden kaynaklanan 10420 net asgari ücret tutarında parayı istemeye utanmıyorsa, ar damarı çatlamış demektir! Böyle karınları tok, gözleri açlara, “gözünü toprak doyursun” denir. Seni imparator lakabıyla onurlandıran bu milletin sana; Sağlığında selam, ölümünde de helallik vermemesi gerekir, seni mafya özentisi çakma imparator seni...!

     Suriyelilere harcanan 30 milyar dolar ile Fatih’in istediği 3.5 milyon Euro da vatandaş olarak hakkım var,  bende helal etmiyorum. Rantını değil, payıma düşeni istiyorum.                                                                                                               

     Yıllardan berisini değil de, sadece beş imar değişikliğiyle kazanılacak rantlar, sürekli gündeme getirilen İSKİ yolsuzluğundan az mı, çok mu? Merak ettim..!

     İstanbul belediye başkanının ki istifa değil, rantın ağasını da yiyecek kadar aç gözlülüğüdür. Bunlara on beş yıldan beri o kadar alıştık ki... Yol yapıyoruz deyip yutturuyorlar ya...!