Ar, utanma, utanç duymadır. Damar ise vücudun her tarafına yayılmış içerisinde kanın dolaştığı boru şeklindeki yapılardır. Atar, toplar ve kılcal damar olmak üzere üç çeşittir. 

     Toplumda sık kullanılan ar damarı ise bu çeşitlemenin içinde olmayıp bir nevi ekvatordan geçtiği düşünülen çizgi gibidir. Utanma duygularının önce yüzde belirmesinden dolayı ar damarının alında olduğu kabul edilir. Bazılarının ar damarı, mutasyona uğrayarak başka şeylere dönüşmüş! Ar değilde, kâr ve çıkar damarı gibi...

     Ar damarı, son günlerde yine gündeme geldi. Önceki başbakan ve AKP milletvekili Davutoğlu ile Bahçeli arasında yaşanan polemiğe MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan’da "İşte dün hayasızca ve ahlaksızca, genel başkana karşı eski bir başbakan tavır koyuyor. Bir kere ar damarı çatlamış onun. 15 gün sonra Suriye'de namaz kılacağız diyen bir başbakan, o gün uyguladığı politikaların tamamen yok olduğu ortamda bile çıkıp genel başkana dil uzatıyor" diyerek katıldı.

     Bu açıklama stratejik derinliğin ar damarının çatladığının, payanda ortak tarafından ifşasıdır. Gerçi ülkemizde neler oldu, neler bitti de ar damarı çatlağıyla kimse doktora gitmedi!

     Deniz Feneri, çatlak damarıyla işine devam ediyor!

     Çocuk ve kadın tacizcilerinde ar olmadığından, damarları da çatlamadı!

     Çalışmadığı yılın alacağını isteyen imparatorun, ar damarının 3.5 Milyon Euroluk “kâr damarı” değerinde olduğu noter aracılığıyla tescillendi!

     Günümüzde, “kâr damarının” getirisinin çok olmasından dolayı, damar çatlaklarının geçici de olsa parayla yamandığına alışıldı!

     İstanbul Büyükşehir Belediye başkanının, belediye arazilerini tarikatlara vermesinin ve damadının FETÖ’den alınmasının yanı sıra, şehri beton yığınına çevirmesinden dolayı istifayla çatlağı kapattığı amirlerince kabul gördü!

     Bazı belediye başkanlarının, muhtemelen damar çatlağını diktirme karşılığında istifa ettiğini, bazılarının da parsel işlerini halledip hileli olarak geldiği yerden, emirle hafta sonu gideceği açıklandı!

     Adıyaman Üniversitesi rektörü Prof. M. Talha Gönüllü'nün “Yabancı bir kadının elini tutmak, ateşi avuçlamaktan daha korkunçtur” söylemiyle, bırakın ar damarını, beyni bile olmadığı ve Kayseri’deki kitap fuarında, ilahiyatçı-yazar İhsan Eliaçık’a tepki gösterenlerin ar damarlarının yerinde kin ve hoşgörüsüzlük olduğu ortaya çıktı! 

     Ar damarı çatlağının klinik tedavisi de olmadığından, çatlak oluşan kişilerde; Yalan, sahtekarlık, arsızlık, haklıdan değil de güçlüden yana olma, kılık değiştirme, adam satma, suçu başkalarına yükleme, yalakalık, yolsuzluk, din sömürüsü vb. gibi tedavisi ve ilacı olmayan kötü bulgular ortaya çıkar. Kısaca, adaletsizlikle beraber vicdansızlık eylemleri baş gösterir.

     İçimizdeki kötü ve karanlık duyguların çoğalıp, iyilerine üstün geldiği an, Allah korusun vicdanımız yok olarak, ar damarı çatlağı oluşur.

     Her bölgede bir hastane ar damarı çatlağı tedavisine başlasa, çok kazanır çok..! Acaba şehir hastaneleri bunun için mi?