AKP  ile hazan mevsimi, koalisyon yapmışlar gibi yaprak dökümüne beraber başladı. Ağaçlardan yapraklar, şehirlerden başkanlar patır patır dökülüyorlar! Ne tesadüf ! 

     İlk yaprak İstanbul’dan düştü. Başkanlıktan, kendisine abi diyenin emri üzerine ayrıldı. Erdoğan, bir dönem kendisinin de belediye başkanlığı yaptığı şehir için “Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum” ifadelerini kullandı. Sözlük anlamı hainlik olan ihanet, Topbaş’ın istifasında kaçıncı sebeptir? 

     Akabinde, akrabalarını belediyeye yerleştirmeyle ve makam arabasıyla ünlü Düzce’nin  başkanı, adalet yollarına döktüğü hayvanların gübresi ve rabia heykeliyle başbaşa kaldı!

     Bor’un pazarı geçtiğinden, Niğde’ye uğrayalım der demez, belediye başkanı, yediği ayva boranası üzerine Niğde gazozunu içip sessiz, sedasız gitti!

     Bursa başkanı, “Allah’a şükür yolsuzluk, tembellik ve istismarla suçlanmadık... Alnımız ak, başımız dik” dedikten sonra istifa etti. Başkan, Uludağ’ın karı kadar ak, suyu kadar duruyum. Hesap vermesi gerekenler ve başı eğik olanlar kabul de, ben ne yaptım demek istiyor! Orasını Karagöz ile Hacivat’a sormak gerekir!

     23 yıldan beri görev başında olan sivri dilli Gökçek’de, saray yollarını aşındırdıktan sonra fişkiyenin altına düştü! Şaibeyle geldi, emirle gidiyor ama halen parsel işi sır! Yiye yiye Ankara tavaya doyduğu söylentilerinden dolayı muhtemelen diyete başlamıştır!

      Balıkesir başkanı, “Seçimle gelen seçimle gider prensibimiz rafa kaldırıldı, devlet milletin önüne, sadakat liyakatin önüne geçmiş gibi ... aileme kadar tehdit edildim, metal yorgunluğu AKP’de otoriteye dönüşmektedir" diyerek en delikanlı başkan ödülüne aday gösterilen konuşmasında partisinden de ayrıldı.

      “İstifa etmezlerse sonuçlarına katlanırlar. Herkes görecek ne yapacağımızı.” cümlesi çok karanlık duygular içeriyor. “Kurtlar Vadisini” izliyor gibiyiz. Zaman içinde Cumhurbaşkanı, danışmanının eline pusulayı verecek, o da çağıracak sıradaki gelsinnn, sıradakiii.... Maalesef bunları yaşayacağız. İstifa et, ayrıl git... demek, demokrasinin işlevsizliğini ve millet iradesinin bir kişinin üflemesiyle gazel gibi savrulduğunu göstermiştir.

     İstifa ettirilen başkanlar, koro halinde;  Güz mü geldi rengin soluk, Ne tez yaprak döktün ömrüm, türküsünü söylerken, bizde selası verilen demokrasi için abdest alalım!

     Emir, demiri keserken belediye başkanlarını da doğradı. Partilerin genel merkezleri il ve ilçe başkanlarını görevden alabilir. Belediye başkanlarını istifa ettirmek ise dillerine çok doladıkları milli iradeyi hiçe sayarak, emire kurban vermektir.                                                                                                       

      CHP İstanbul milletvekili Şafak Pavey’in, sağlık sorunları gerekçesiyle kendi isteğiyle vekillikten istifası, genel kurulda oylanarak kabul edildi. Çoğu kez meclise uğramayan, yeminden başka kürsüye çıkmayan ve biat kültürünü zenginleştirerek, parmak kaslarını çalıştıranlara önemli bir ders veren Şafak hanıma acil şifalar diliyor ve Şafak ruhluların çoğalmasını bekliyoruz.

      Tebrikler Şafak hanım, “yaprak dökümü” nün yapımcısına milli iradeye saygının ne olduğunu göstermeye çalıştığın için.