UNESCO, doğumunun 100. Yılında “Atatürk Yılı” olarak ilan ederek, “Uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Aziz Atatürk’ü saygıyla anıyoruz” demiştir.

      Yeni sahiplenmeye başlayanların isim ya ağızlarına yakışmıyor ya da alerji yapıyor. Onun adını tam söyleyemeyen Başbakan ile resimlerine tahammül edemeyenlerin Meclis başkanı yapılması samimiyetsizliğin örneğidir. O, her dediğim kanundur, ben gösterdim, ben alırım diyen ve lider sıfatı yakıştırılanlardan değil, dünya ya yakışan liderdi.

      Cumhuriyete “90 yıllık reklam arası bitti” diyen ve  İnönü’yü aşağılayan AKP’liler ile Atatürk’e diktatör diyen kalemşörler, Atatürk’ü sevme yarışına girip, 29 Ekim'de sevinçten ve 10 Kasım'da hüzünden göz yaşı dökeceklerdi! Eee birileri istedi mi ilke, kişilik, hak getire. O kadar dönüyorlar ki, bunlarla topaç bile yarışamaz! 

     “Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.” Diyen Atatürk, gençleri kindar ve dindar diye sınıflandırmayarak, ayrıştırmayı değil bütünleştirmeyi göstermiştir.

     “En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” derken, tarikatları yönetime ortak edenler ile onun için ölüm fermanı hazırlayan Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin, adını okullara verenlerin Atatürk sevgisi gerçeklikten uzaktır.

     Heykelleri için “Köpek leşi gibi sürüklendiğini göreceksiniz” diyenleri saray müdavimi yapanlar, önce çevrelerini temizlemelidir. Tam bağımsız olsaydık; Özellikle dış politikada sıkıntıların içine düşmez, Nato tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanının hedef gösterildiği skandalını yaşamazdık. Atatürk, işletmeleri hızla ve milli sermayeyle kurarken, o işletmeleri satıp, yap işlet devret modeliyle ülkenin geleceğini ipotek edenlerin Atatürk ile gönül bağı olmaz. 

     Başbakanın ve akrabaları ile Enerji bakanının ve kardeşinin Malta’daki, Offshore şirketlerini haber yapan gazetelerin o haberleri erişime kapatıldı. Atatürk’ün başbakanı ise Sümerbank’tan aldığı üç metre bezin faturasını mecliste göstermişti. Atatürk’ün ayyaş arkadaşı kadar şeffaf ve dürüst olmalısın! Offshore hesaplarla gelirin vergiden uzaklaşırken, vatandaşın vergisini katlamak ve TBMM’inde araştırmaya geçit vermemek, Malta’yı doğrulamaktır. Siz varlık peşinde koşarken, o bütün varlığını ülkesine bağışlamıştı. Diyeceğim, sen sevsen bile Atatürk senin gibileri sevmez ki. 

      Atatürk’ü sevemez düşüncesinden sıyrılıp, gerçeği görüp ve büyüklere  saygılı olacağınız için seviniriz. Sevincimiz, Atatürk ilke ve İnkılapları sahiplenilirse ülkemizin rahatlayacağınadır. Buna ülkemizin bekası için ihtiyacımız da vardır. Onun sevilmeye ihtiyacı yok, bizim onun ilkelerine ihtiyacımız var.