05 Mayıs 2024

ŞİMDİ MEVSİM EN SON...

  • PDF
       Küçük yaşlarda ticarete atılan 1984 doğumlu Reza,  2006 Yılında İstanbul’a yerleşti. Armatörlük, kuyumculuk, petrol ticareti gibi işlerle uğraşarak, kısa sürede servetine servet kattı. Özellikle altın piyasasında nam saldı. O “Taşı toprağı altın” denilen İstanbul’un toprağına değil, altınına bakacak kadar cin di! 2010 tarihinde de eniştemiz olarak yumurta yemeye başladı!
       Kazandıklarını dağıtmakla ve açık kapatmakla ünlü bir hayırsever olduğundan  “Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez” atasözünü  bize anımsatmıştır! Ayrıca müziğe olan ilgisinden dolayı o kadar akçeli işin arasında yaptığı bestelerini ünlü sanatçılar yorumlamıştır. Kızımız için hazırladığı ve Sibel Can’ın söylediği “Eski Toprak” eserindeki;
       Boşa ah etme a bülbül 
       Ne aşık kaldı, ne de gül 
       Göç etmiş eski sevdalar
       Şimdi mevsim en son eylül...  
        Dizelerini sanki bu günler için yazmış gibi.
        İsminin anlamı; Razı olma, memnuniyet duyma, muvafakat ve mukadderata boyun eğmedir. O mukadderatına razı oldu ama başta Zafer, Muammer, Egemen olmak üzere bir sürü insan razı olmadı, ya da etmediler! Egemen, makara-bakara derken KKTC vatandaşlığını cebellezi yaptı, diğerlerini dağda inek mi içti! yoksa Osmancık’ta İmam Hatip Lisesi onarımıyla mı uğraşıyorlar..?
      Bakanlarımıza ve bürokratlarımıza çok bakan, önce kızımızı sonra da uğruna nota verdiğimiz Reza’dan Allah razı olsun...! Alan aldı, veren verdi. Kalanların da Allah Rızasını versin. Ölümlü dünya helaleşseler iyiydi!
      Ekonomi Bakanı  Zeybekçi, bir zamanların hayırsever insan hakkında, "İtiraf etse ne diyecek, Türkiye’ye ne zararı olur? Ne olursa olsun, canı cehenneme, ne itiraf edecek ki, Halk Bankası’nın yaptığı işlemlerin hiçbirinde usulsüzlük yok” ifadesini kullandı. O sıralarda zaman rüşvet saatiyle kaçtı bilemiyorum? Neler itiraf ettiğini sağır sultan bile duydu. Hoş, duyan duymayana yıllar önce anlatmıştı ama duymak istemeyenler bugün olduğu gibi yine kulağını tıkamıştı. 
      Sadece Zafer Çağlayan için söylediği, "Toplamda ona 45-50 milyon euro kadar rüşvet vermişimdir. Öteki para cinslerini hiç saymıyorum" demesi yetmez mi? Birde saymadıklarını düşünün.
       Önceden bazı bakanlar önüne yatar, bazıları da saati koluna takar ve Zarrab’ın özel uçağıyla umre görevini yapardı. Bari rüşveti bu kutsal göreve alet etmeseydiniz. Umreye böyle gidişin dünyada itirafçılığı da kabul olmaz. Ahirette ise üç bilinmeyenli denklem! Burada sorulamayan, orada da sorulmayacaksa piyano çalmaya devam etsinler!
      Siz, sadece Zafer’e verilen rüşvetin 45 mi, yoksa 50 milyon euro mu olduğunu tartışın. Bir kişide 5 milyon euroluk şaşırma olmuşsa ve aklınız yetiyorsa toplamını siz düşünün. Kutularla, elbiselerle ve para sayma makinalarıyla sakın uğraşmayın. Onlara kimse de bulaşmak istemiyor.
      Ben aradaki beş milyon euroyu, TL’ye çevirmeye gidiyorum. Haftaya görüşürüz...
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde