05 Mayıs 2024

BÜYÜMÜŞÜZ...

  • PDF
      Büyümek; Organizmanın bir bütününde ya da bir bölümünde boyutları ve saygınlığı artmak, eskisinden güçlü duruma gelmek, değer kazanmak, niceliği artmak, yaş olarak büyümek ve bir yıl daha yaşlanmaktır.
      Ekonomik anlam da ise; İş gücü, doğal kaynaklar, üretim, hizmetler vb. gibi temel değişkenlerin bir arada harmanlanması sonunda bir önceki yıla ya da döneme göre ulusal gelirin ve dolayısıyla ülkede refahın artmasıdır.
      Yılın son ayında TÜİK tarafından açıklanan rakamlarına göre ülkemiz, (Temmuz, Ağustos, Eylül) döneminde 11,1 büyümüş. Bazı şeyler büyümeye devam etti. Şöyle ki;
      -2018’in girmesiyle herkes bir yaş büyürken, dünya bir yıl daha yaşlandı.
      - İrandaki gösterilerde bir grup gencin paylaştığı “İran’ın gerçekten Atatürk’e ihtiyacı vardı” mesajının paylaşılarak kısa sürede çok sayıda beğeni alması, Atatürk’ün daima büyüdüğünü ama yaşlanmayacağını bir kez daha gösterdi.
      - Diyanet İşleri Başkanlığının, kızların dokuz yaşında dinen nikahlanabileceğini belirtmesi üzerine, 2017’ de 8 yaşında olan çocuklar büyüyerek evlilik yaşlarına geldi!
      -Karamsarlığımız yaşlanma sınırlarına ulaşarak, bir yaş daha büyüdü. 
      -Vergiler ve milli piyango ikramiyeleri büyüdü!
      Havuz medyasında, “Büyüme rakamları göğsümüzü kabarttı, Türkiye hem dünya lideri oldu, hem de Avrupa’yı dörde katladı.” Diye atılan manşet moralimizi düzelterek, uyusunda büyüsün ninni... melodisini anımsattı. Halbuki dış itibarımız sürekli küçüldüğü halde havuzcular ekonomik olarak çok büyüdü.
      Büyürken küçülmeli derler insan için. Bizi yönetenler de alçak gönüllü, sade ve birleştirici olacağına daha çok büyüyor ve bu mütevazi olmayan davranışlar da sahipleriyle beraber büyüdükçe büyüyor...
      Büyümenin eş anlamlısı olarak kullanılan gelişmek; İlerleme, ileriye doğru olan değişmedir. Biz büyürken gelişiyor muyuz? Ekonomik anlamda değerlendirirsek gelişmediğimiz aşikar. Bunu TÜİK’ten önce toplumda yaşayan esnafa, işçiye, üreticiye, memura, emekliye sormak ve onların gelir-gider dengelerine bakarak değerlendirmek sağlıklı sonuçları verecektir. Demokrasi anlamında gelişme ve büyümeyi ise OHAL devam ederken konuşmak abesle iştigal etmekten öteye gitmeyecektir. 
      O halde biz nasıl büyüdük? Yoksa bu sefer de TÜİK’ mi bizi rakamlarla aldattı! Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olduğuna göre, hamuru büyütemediğimize göre küçülüyoruz demektir.
     Büyüyen ekonomi, adil bir şekilde dağıtılamıyorsa kıymeti yoktur. Bütçe gelirlerinin çoğu dolaylı vergilerden karşılanıyorsa kriz kan düşmanımız olarak sürekli büyüyecektir!
     Ama bazı büyümeler kanser hücresinde olduğu gibi tehlikelidir! Öyle tehlikeli büyüme varsa “kırarız ayaklarını” ya da “vurduk mu oturturuz” olur biter! Su küçüğün, söz büyüğün ama “ büyük lokma ye, büyük söz söyleme” der atalarımız...
      Büyümek, demokrasiyi küçültüp OHAL’i uzatmak sa hem de ne çok büyüyoruz! Bu gidişle günün birinde kavak gibi büyümekten endişe 
ediyorum...! 
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde