38 yıl önce alınan ve 24 Ocak 1980 yılında uygulamaya konulan sistemli ekonomik dönüşüm, Türkiye’nin kapitalistleşmesi ve liberal ekonomiye geçiş sürecinde çok önemli bir yer tutmaktadır. 

     1980 yılı başında azınlık hükümeti kuran Demirel, tam yetkili olarak Özal’ı ekonomi yönetiminin başına getirmiş, o da 24 Ocak Kararları diye bilinen ve istikrar paketi diye yutturulan dönüşümü hazırlamıştır. Bu program IMF ve Dünya Bankası destekli olup, Özal’ın 12 Eylül darbe yönetimi tarafından başbakan yardımcılığına getirilmesiyle asker tarafından da özellikle desteklenmiştir.

     Ülkemizin, milli ekonomiden ithalata dayanan bir ekonomik modele hızlı bir geçişinin başlangıcı olmuş ve bunun sonunda; 

     -Serbest rekabet ortamı yarattık derken, dünya piyasasına sunacağımız ürünlerimiz olmadığı ve açık pazar haline getirildiğimizden üretmeden tüketen bir toplum yaratıldı,

     -Demokrasinin kurumsallaşmasına katkı sağlayacak yutturmacasıyla, demokrasiden hep uzaklaştığımız görüldü,

     -Sistemin getirdiği ağır vergiler altında toplumun bütün kesimi ezildi ve gelir dağılımında uçurum yaratıldı,   

     -Adalet ve hukuk başta olmak üzere devlet düzeninin dağıldığı ve bireysel özgürlüklerin kısıtlandığı süreçlere geçildi,

     - Eğitim politikaları ve müfredatları sayesinde sorgulamayan bir nesil yetiştirilerek, gençlerin siyasal alanları bilinçli olarak daraltıldı,

     - İşçi sendikalarının işlevleri baskı ve yasalarla engellenerek, çalışma barışının bozulmasına ortam hazırlandı ve emek kutsallığını yitirdi,

     -Tarımsal ve hayvansal ürünlerin ithalatını kolaylaştırarak, tarımda kendi kendimize yeten ülke konumundan ithalatçı konuma gelip, bu sektörler de can çekişir hale getirildi,

     - Dini hak ve özgürlük alanını koruma kılıfıyla, tarikat ve cemaatler el üstünde tutularak çağdaş ve laik cumhuriyetin hızla yıpratılmasına çalışıldı,

     - Ulus devlet kavramı zayıflatılarak, cumhuriyetin kazanımları yok edilmeye başlandı,

     - Siyasal ilkelerin yok edilerek her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenlerle, kendilerine milliyetçi diyenlerin politikaları örtüşmeye başladı, 

     -Kutsal ve manevi değerlerin yerini para alarak, ahlak çöküntüsü yaratıldı,

     Plansız programsız ve rekabet gücümüzün olmadığı bir anda yaşama geçirilen 24 Ocak kararlarının ülkemizi tüketim üssü haline getirdiği gerçeğini yok sayarak , o zaman adını duyduğumuz “çikita muz” ile kalkınıldığını sandılar! Bu kararlarla serbest piyasa ekonomisine geçerken, faiz, kara para, iş takipçiliği, ballı ihaleler vb. gibi iktidarlara yakın kişileri servet sahibi yaparken, gerçek yatırımcıların cesaretlerini kırıp, koskoca bir rant ve yandaş ekonomisi yaratıldı.

     Ahhh..ah, bıldır ki değil, 38 yıl önceki hurmalar ah...!