Geçmişi, Roma İmparatorluğuna dayandığı söylenen sevgililer günü geçen hafta kutlandı. Sevgiye anlam veririm de bu günlere anlam veremem! Kaldı ki sevgili demek koca dünyada sadece karşı cinsi sevmek değildir. 

     İnsanoğlu doğayı ele geçirdikten sonra diğer canlılar ile onların yaşam alanlarını yok sayarak ve yine ondan elde ettiği güçle vahşi ve bencil düşüncelerini gerçekleştirmiştir. Bunu sadece doğaya karşı değil, kişisel çıkarları için birbirlerine de kullanarak, güçsüzlerin yaşam alanlarını daraltmış, fırsat buldukça da üstünlerin hukukunu uygulamıştır.

     Sevmek diyorsanız, başta vatanı ve doğayı seveceksin. Çünkü; Vatan dünyada varoluşun, doğada yaşamın gerçeğidir.

     Dünyada bulunan yaklaşık dört yüz bin bitki türü gıda, ilaç ve yakıt vb. gibi ihtiyaçlarımızı karşılarken bunların yanı sıra iklim değişikliğini kontrol etme görevleri de yaptığından dolayı onları seveceksin. Hem de hangi mevsimi çok seviyorsan öyle ve ölesiye seveceksin.

     Maden ocaklarının, yanlış işletme ve emrivaki yer seçimleri yüzünden doğayı katlederek çevre katliamı yaptığını bileceksin. Ocakları işletirken havasına, suyuna ve toprağına ihtiyacımız olan çevreye ihanet etmeyerek, onlara borçlu olduğunu bilip, sevgililer gününde eşine götürdüğün çiçek gibi nazikçe ve minnetle seveceksin.

     Dünyada 8 milyon 700 bin canlı türü olduğu ama yaşayan canlıların bir çoğunun neslinin bile tanımlanamadan tükenmesini insanlık suçu sayarken, canlıları sevmeyen nobranların yerine de hepsini seveceksin.

     Ekonomik çıkarlar uğruna; Dereleri HES’lere, 

     Tarım ve ormanlık alanları maden ocaklarına, 

     Denizi dolgu alanlarına teslim ettik. 

     Bunların olumsuz etkileri insanlara ve canlılara, tahribatları da ağzı dili olmayan doğaya kaldı. Hoş ağzı dili olanın söz hakkı olmadı ki, zavallı doğa ne yapsın!

     Günlük hayatta ise; 

     Atalarını, büyüklerini ve insanları sever gibi görünmeyecek, saygıyla ve gerçekten seveceksin.

     Farklı düşünenleri de sevecek, her fırsatta vatan haini ve terörist gibi yakıştırmalarla itham etmeyeceksin.

     “Hatasız kul olmaz” ama her yanlışını da başkalarının sırtına yüklemeyeceksin.

      İnsanları dil, din ve etnik kökenine bakmadan sevecek ve sevgiye muhtaç hale getirmeyeceksin.

     Kader ve tarih birliği yapmış, ortak idealleri olan insanları birlik ve beraberlik içinde yaşatırken adaleti eşit dağıtarak devleti sevdireceksin.

      Bunlardan sonra da Vatan sevgisiyle yanıp tutuşarak, gelecek yıl ki sevgililer gününü kutlamayı hak edeceksin. 

     Yunus Emre gibi; “Yaratılanı severim, Yaradan’dan ötürü” diyebilecek ve nefret dili kullanmayacaksan, eyy sevgili o zaman bende seni severim...