Bir kamu hizmeti olan eğitimin, devletin gözetim ve denetiminde yapılması gerekir. Son yıllarda tarikatlarla ya da din eksenli vakıflarla yapılan protokoller ile milli rayından çıkarılıp siyasallaştırılması ve çoğu niteliksiz özelleştirmeye götürülmesi, bu felaket tablosunun ortaya çıkmasını sağlayan etkenlerdendir. 

      Eğitim önce bir sistemdir. Halkın eğitim ve öğretim ihtiyaçlarını sağlamak da devletin başta gelen görevidir. Çünkü eğitim sistemi toplumun can damarını oluşturur. Milli bir politika oluşturulmadığı için eğitimde sistemsizlik sistem oldu! Kanıtları da aşağıda;

      Geçen hafta ÖSYM tarafından açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) sonuçları eğitimde ki perişan durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Alan Yeterlilik Testine (AYT) girip sınavı geçerli olan 1 milyon 877 bin 568 adayın ortalama doğru cevap sayıları şöyle: 

      Türk Dili ve Edebiyatı;  24 soruda 4,743 doğru yanıt, 

      Tarih-1’den 10 soruda 1,617 ve Coğrafya-1’den  6 soruda 2,271 doğru yanıt, 

      Felsefe grubundan 12 soruda 2,017 ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinden 6 soruda 2,098 ortalama ile tam bir felaket!  

      Fen bilimleri ortalamaları da yerlerde sürünmekte olup;

      Matematik 40 soruda 3,923 ortalama,

      Fizik 14 soruda 0,467 ortalama, 

      Kimya 13 soruda 1,109 ve Biyoloji 13 soruda 1,669 ortalama ile damarlardaki kanın pıhtılaştığını göstermektedir. 

      Geçen hafta bir yarışmada üniversite mezunu bir gencimiz “Çin Seddi Nerededir” sorusunu yanıtlamak için seyirci hakkını kullanmış ve seyircilerin sadece yüzde  elli birinin verebildiği doğru yanıta inanamayarak telefon joker hakkını da kullanmıştır. Bu olay eğitim-öğretimin genel durumunu göz önüne sermektedir. 

      Bu ortalamalar ile bırakın bilgi üretmeyi, kağıt oyunu bile oynanmaz. Şu günlerde papaz kaçtı oynadığımız için, bu düşük  ortalamalar çoğunun dikkatini çekmemiştir. Yüksek öğrenime gidecek çocuğunuz olmayabilir ancak eğitimin yüksek maliyetini herkes karşılıyor ve bu sistemle geleceğe insan yetiştiremiyoruz. Asıl can alıcı nokta da amacına yaklaşamayan eğitimin geleceği karartmasıdır. 

       Bu sonuçlar, eğitimin her aşamasında fay hattının kırılmış olduğunun göstergesidir. Bakanlardan işi en zor olanı MEB Ziya Selçuk’tur. Siyasetten arındırılmış çalışma ortamı yaratılırsa başarılı olacağına inanıyorum! Eğitim işi başarılamazsa, hiç bir şey başarılamaz.