Ölümsüzlük ve kalıcılık demek olan beka, yerel seçimlerin oy isteme taktiği olmuş. Oyları 2002’den beri paket paket verdiğiniz yere yine verin diyorlar. Kullanacakları başka bir şey kalmayanların kafa karıştırma söylemleridir bunlar.

     Okullar, hastaneler var ama eğitim ve sağlık yok. Özelleştirmelerden dolayı milli sanayi yok edilmiş, özelleşen fabrikaların bir kısmı kapatılıp yerleri iskana açılmış, hukuk kuralları alt üst edilerek adalet kavramı yok olmuş.... vb. gibi her şeyi berbat et, sonra da örtü olarak “beka sorunu” ve “gönül belediyeciliği” sloganını türet.!

     Beka, kalıcılık olduğuna göre; Yerel seçimlerde AKP desteklenmez se kalıcılığımız yok mu oluyor? AKP kazanamazsa, Ruslar toplarıyla burayı mı dövecek, İstanbul’a işgal güçleri geri mi gelecek, Ankara’nın Polatlı ilçesine Yunanlılar mı dayanacak, Hatay’ı Fransızlar geri mi alacak...?

     Kötü yönetiminizin başarısızlığını örtmeye çalışırken zillet dediniz, terörist dediniz. Yetmedi cennet vaad etmeye başlayarak kutsal dini fütursuzca kullandınız. Ne oy veririm ne de sizin cennetinizi isterim. Vaat ettiğiniz yere gidin de millet kurtulsun, orada gönül belediyeciliği mi yapıyorsunuz, tapu dairesi mi açıyorsunuz siz bilirsiniz...! Giderken dinin yozlaşmasına ağzını açmayan Diyanet İşleri Başkanını da sakın unutmayın.!

     Bu ülkenin “beka sorunu” geçmişten beri vardır. Coğrafi konumundan ve stratejik öneminden dolayı gelecekte de olacaktır. Bunlar yerel yöneticilerin çözeceği şeyler değildir. Önemli olan sorunu yaratanların çözüm bulmalarıdır. Ekonomik işgale uğrattığınız ülkede bekayı en son siz konuşmalısınız.

     Sizin kandırmaya çalıştığınız seçmenin bekalarına bakalım. İşsizlikten intihar edenler var, elektrik ve su faturalarında kullanımdan öte ciddi ödeme kalemleri var. Başta inşaat sektörü olmak üzere sanayici, yatırımcı ve KOBİ’lerin büyük sıkıntıları ve ağır vergileri var. Beyler, beka bunlardır. Söz verip yapmadığınız 3600 ek gösterge ve EYT’ler ile en önemlisi üretimsizlikte, mutfakta ve alım gücündedir beka.

     Hazine ve Maliye Bakanı damat Albayrak, ”saldırılara karşı masaya yumruğumuzu vurduk ve doları 5 liraya düşürdük” dedi. Halbu ki dolar 5.4 TL nin üzerinde! neyse o yiğitliği elektriğe, akaryakıta... hayat pahallılığına yap da hepimiz faydalanalım ve soğanla sarımsağın kokusunu deşifre edelim!

     Ülke hızla fakirleşiyor. Fakirliğin ve yoksulluğun bekası olmaz. İnsanları ötekileştir, kibirin paçandan aksın ve ben yüzde ellibirim istediğimi yaparım mantığın yıllardır yerel yönetimlerde de işlesin, sonra dokusunu bozup, betonlaştırdığınız kentler için “gönül belediyecileği!” deyin.

     Yoksa “beka”, Kabataş’tan sonra Taksim ezanı yalanında mı? gülünç duruma düşürüyor eski yalanlara yenisini eklemeniz!