29 Mart 2024

ACI DUYMAK, LAL OLMAK!

  • PDF

        Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum iç açıcı olmayınca, höşgörüsüzlük de bunlara bağlı olarak tavan yapmış olup olaylar içimizi acıtmakta, canımızı yakmakta ve çaresiz bekleyişimiz sürmektedir.

         Yok şunun kıyafeti, yok müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi beş yıl önce söylediği şarkı sözüyle, atasözlerinin hakaret olarak değerlendirilmesi gibi yapay gündemler yaratıp gerçek durumun üstünün örtülmesi ve sorunların kısa süreli de olsa saklanmasıdır. Daha doğrusu yönetimsel başarısızlığın her alanda  görülmesi ve bir türlü giderilemeyen ekonomik belirsizliğin kısa süreliğine de olsa gündemden uzaklaştırılmasıdır.

         Acımak kelimesi, dilimizde çok kullanılan kelimelerden birisidir. Değişik anlamları vardır. Bunlar: Tadı acı duruma gelmek. Acılı, ağrılı olmak. Merhamet etmek ve başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmektir. Gençlerimizin de yurtdışına gitmek istemeleri yaşamın tadının acılaşarak kaçtığından başka bir şey değildir.

        Biz acımakla kalmıyoruz içimiz yanıyor ama yönetenler acıyı halkıyla beraber yaşamıyorlar. Belki de yaşamak istemiyorlar. Çünkü oy sevdası ortak yaşamdan kopartmışa benziyor. Halbu ki millet olmanın temelinde “Tasada, kıvançta ve sevinçte ortak olmak”  vardır. İnsanlar üzülürken, kimileri nasıl sevinir?

        Bu ülkede yaşayan herkes gibi sanatçıları da bunları haketmiyor. Tepeden tırnağa kullanılan nefret dili bize yakışmıyor. Özellikle farklı kültürleri ve farklı dilleri bir arada yaşatma gibi görevi olanların dil kesme, had bildirme gibi bir söylemi ve görevi olmamalı. Bunun mabetlerde yapılması ise dinin siyasetin merkezine yerleştirilmesidir. Bu durum dinin kutsallığını yok edeceği gibi anayasal endişeleri de arttırır. Böyle durumlarda hancı ile yolcunun, avcıyla ile avın ayrıştığı yerlerde hoşgörü çoktan yok olmuş demektir.

        Ülkenin sorunu sanatçıların eserleri, kıyafetleri, gazeteciler ve muhalif konuşmalar değildir. Ülkenin temel sorunlarını çözmek yerine gündem değiştirirken tabanına mesaj verip, bir taşla birden çok kuş vurmanın uzun zamanda faydalı olmayacağı aşikardır. Ancak, acaba yarın ne olacak endişesini beslemektedir. Bu besleme ise toplumsal gerilimi ve stresi arttırmaktadır.

        Yapay gündem yaratmayı bırakalım ve mutlaka çözülmesi gereken gerçek bir gündeme odaklanalım. Uçuyoruz, cumhuriyet tarihinde olmamış şekilde büyüyoruz! derken yirmi yılda enerjide geldiğimiz durum: Organize sanayi bölgelerinde haftanın üç günü yapılan planlı elektrik kesintileridir. Bu kesintinin temel nedeni enerjide dışa bağlılığımızdır. Şimdilerde kesilmesini ve ekonomiye maliyetini de yetkililer açıklar diye bekliyoruz.

        Bazı durumlarda lal olmak bir şans olsa gerek diye düşünüyorum.!

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde