Mum, parafin ve don yağı gibi, yavaş yanan maddelerin, pamuklu bir fitilin üzerine döküldükten sonra katılaştırılarak yakılmasıyla ulaşılan ve günümüz enerji ve aydınlatma teknolojilerine göre ilkel bir ışık kaynağıdır. Ancak üzerine çok atasözleri ve farklı inançlarını yaşatan bir madde olduğundan gündemdeki yerini korumaktadır.

       Biri doğudan Rusların mum inacıdır. Evlenen çiftlerin gerçekliğinin kabul için gelin ve damadın akrabalarının emin olması için yatak odasının kapısının arkasına konulan bir mum diye rivayet edilir.! Sebebi onları ilgilendirir ve ben tanığı olmadım.!

      Mum tutulmasının başka bir versiyonu batıdan Fransa’dan dır. “Orada mum tutmadım!” Anlamına gelen meraklı bir ifade ve meşhur gravürleri var. Buada Fransız dedikoduları olduğu gibi, mum tutan kadın hakkında ifadeler olduğu söylenir. Onu da yaşamadım.!

      Onların geçmişinde bu türlü rivayetler varken, biz ise “çayda çıra yanıyor” gibi güzel kültürlerden “bir mumdur” türküsü gibi arabesklere dönüşmüşüz.!

       Mum ne kadar yumuşak olursa yanış süresi de o kadar kısa olur. Ama bizim mumlar sert ve yanış süresi çok uzun.! Hele öyle mumlar var ki, ne yatsısı yıllardır yan yan bitmiyor.! Mumun kalitesi malzemenin sertliği ve içindeki katkılarıyla doğru orantılıdır tezini doğrularcasına bize Poyraz esintisi gibi, kar ve soğukla beraber denizde biraz çalkantı ve dalga üstü köpük getirmiştir.

       “Deniz üstü köpürür, ey canım....”  diye başlayıp, Benim de bu cihandan gidişim ....  Memleket sevdasından diye söyleyen diller ve düşünen beyinler rehberimiz, doğru ışık saçanlar da liderimiz olsun. Yani insanlara mum tutturan sözler var ya onlar da yaşam felsefemiz olsun.

       Ve oradan başka rengarenk mum söyleşilerine geldik.! Biz, yaşamın ışıklı meyvede yanan mum olduğunu rahmetli Toruntay öğretmenimizden öğrenenler olarak, elektriği getirenlere teşekkür edemeyiz ki. Çünkü, bizler elektriği cilalı mum devrinden!  çok önce kullanan cumhuriyet devri yaşayanlarıyız. Yanlışlık,  bizim yöneticilerimizin gündüz mum yaktığı için geceyi bulamamasından kaynaklanıyor.!

      “Mum dibine ışık vermez” atasözümüzün doğruluğunu, bizim mumların arap ülkelerini ışıtmasından sonra iyice anladık.! Bunu üzerine, “bir mum al da derdine yan” atasözüyle tanışmaya başladık.

      Yıllardır mumları, filmlerde “Happy Birthday”  (Mutlu doğum günü) yazan doğum günü pastalarında gördüğümüzden merak ediyoruz, Avrupada mum ve yaş pasta bizden ne kadar daha pahalı.?

      Ben mum dağıtmak üzere geçen gün Isparta’ya gittim. Rahmetli muhteşem Süleyman’ın ruhu “ selam gönderecek kim kaldı” ve benim barajlarım mum üretmiyordu diyerek önce konuyu, sonra da kapıyı enerjiyi mum bilenlerin yüzüne kapattı.!

      Ve “yalancının mumu yatsıya kadar yanar,”  Allah size kolaylık versin diyerek beni uğurladı.!