CANSUYU!

     Tıbbiyeliler, akıllı gençler olup okumayı, çalışmayı, kutlamayı ve vatanseverliği becerenlerdir. Biraz daha büyüyünce sağlık ve şifa dağıtan, yaşlanınca da tecrübeleriyle yeni gelenlere rehber olanlardır.

     Sivas Kongresi’nde mandayı savunanları vatan haini ilan etme gibi yüksek öngörüleri vardır. 1915 yılında Tıbbiye 1. sınıf öğrencilerinin hepsinin Çanakkale’de şehit düşmesiyle 1921 yılında  mezun veremediğinden dolayı, günümüzde askerlik yapmayanlardan çok alacakları vardır.!

     Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilen 14 Mart 1827 Tıp Bayramı olarak kutlanmakta olup ilk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir.

     O gün tıbbiye öğrencileri, işgali protesto için toplanmış ve onlara zamanın ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıbbiyelilerin insanın canına can katmasından başka, emperyalizme karşı vatan topraklarına cansuyu vererek kutsallaşmıştır. Bu vatanseverliklerini herkesin bilmesi ve saygı duyması gerekir. Daha Amerika bile yarım asırlık ülke iken bu topraklar üzerinde tıbbiyeliler bu ruhla yetişmiştir.                                                                                                                                                        

       Tıp eğitimi ülkemiz de Cumhuriyetin kuruluşu ile önem kazanmıştır.  İstanbul Üniversitesi’ni Ankara, Ege, Atatürk ve Hacettepe Üniversitelerine bağlı tıp fakültelerinin açılışı izlemiştir. Bu fakülteleri üniversite sınavlarında çoğunlukla en yüksek puanı alan öğrenciler tercih eder. Eğitimi uzun, başarılması zordur.  Sonunda doktor olarak göreve başlarlar ya da uzmanlığı kazanıp eğitime devam ederler.

       Çalışma şartları zor ve ağırdır. Cehaletle birleşen bu korkunç ağırlık, derdine deva bulunmayan veya isteği karşılanamayan hasta veya yakınları tarafından şiddete hatta ölüme kadar gider. Özellikle bunu yapan bilim düşmanları arkalarına siyaseti almaları durumunda, doktorları yaşarken nefessiz bile bırakırlar.

       Bazen de birinci ağızdan, “Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz buralarda onlarla devam ederiz....... Buralar boş kalmaz merak etmeyin.........” ifadesi ise, bırakın doktorları, sağduyu sahibi herkesi üzerek haklı olarak endişeye sevk etmiştir.  

    “Tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgilerimi, insan haklarını ve bireysel özgürlüklerini çiğnemek için kullanmayacağıma, Kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine, Ant içerim.” Diye Hipokrat Yemini ederek mesleğine başlayan doktorların çok büyük bir kısmı yeminlerine sadık kalarak çalıştıkları gibi, yeminlerine sadık kalmayan yöneticilere bile sağlık ve şifa dağıtırlar.

     Doktorlara, üç beş yerden ek ücret alan bürokratlar kadar para verilmediği ve değersizleştirilmeye çalışıldığı ortadadır. Üç asgari ücret seviyesinin altında, 10-12 bin liraya çalışan doktorlar acınacak haldedir. Özelleştirilen sağlık kuruluşlarında tedavi görmesi gerekirse bir aylık ücretiyle 2-3 gün yataklı tedavi alabilir mi?

      Doktorların hakları konusunda ağız açmadığı gibi TTB’ni hainlikle suçlayan Bahçeli, sıvı yağ fiyatları konusunda “Yağdan umut edenler Türkiye’nin yarınını karartmıştır” diyerek tarımın, sağlığın ve daha doğrusu geleceğin karartılmasında kendisinin rolünü unutmuştur.! Mevsimlik yağ sorununu çözemeyenlerden sağlık sorununu çözmelerini beklemek, güneşin doğudan batışını beklemek gibidir!  Sağlık bakanı mı? onu hiç sormayın.! Doktorlardan yana tavır koyamayacağı malumdur.

        Kamuda görev yapan doktorlara az ücret verilmesi, özelleştirilen sağlık kurumlarının örtülü desteklenmesi ve tamamen özelleştirmeyle ilgili politik bir durum ve sağlığın ticarileştirilmesidir. Yani “ ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” ifadesinin hayata geçirilmesidir.!

        Yönetenlerin size değer vermediğini biliyoruz. Bu eksikliği tamamlamak için sevgi ve saygımızı topluma verdiğinizin bir damlası olarak lütfen kabul edin.

        Virüs dönemlerinde bile vaka sayılarının bakana değil, saraya bağlı olduğunu bilenlersiniz.! Çünü siz kurtuluş savaşında pabuç yerine can bırakanlarsınız.

        Vatan evlatlarına şifa olurken, topraklarını canı pahasına savunan kahramanlar; yaptığınız büyük fedakarlıklardan sonra  kalanlar tabi ki sizler olacaksınız.

        Bayramınız kutlu olsun vatanın cansuları ve toplumun sağlık dağıtıcıları. İyi ki varsınız.