BİZİMKİLER!

         Son  seçimlerde ilimizden AKP üç, CHP iki ve MHP bir vekil çıkarmıştır. AKP ile MHP’nin işbirliği sonucu bir süre iktidar partisi dört vekille temsil edilmişse de, MHP’li vekilin istifası ve Demokrat Partiye geçişiyle iktidar yine üç vekille temsile devam etmektedir. Önceki belediye başkanı Enver’le yaylanın çimeninde güreş tutan ve onu tuş eden AKP’nin ikinci adamı N.Kurtulmuş’da güçlü bir Ordulu’dur.

         Yatırım ve hizmetler iktidar vekillerinden beklenir. Dört yıla yakın süre boyunca iktidar vekillerinin ve N. Kurtulmuş’un elle tutulur, gözle görülür hizmeti olmadığı gibi halkın içinde olduğu da söylenemez. Vekillerin işlevsizliğinde, yıpranmış bir iktidarın beceriksizliği ile sonun başlangıcı da etkili olmaktadır.

         Fındık fiyatları dahil tarımın temel sorunlarında yoklar. Büyük çoğunluğu maden alanı ilan edilen Ordu’nun çevre felaketi yaratan konularında yoklar. Bunlarla ilgili konuşma haklarının ne kadar olduğunu bilemiyorum. Ama niçin konuşmadıklarını merak ediyorum.                                                   

         Haklarını yemeyelim bir iki olayda ağız açtıklarına tanık olduk. Halk arasında dönüm parası olarak bilinen tarımsal desteklerin ödeme günlerini ve Fatsa’ya ağır ceza mahkemesi açılacağının müjdesi gibi büyük projelerle! uğraşıyorlar. Kızılay seçimleriyle uğraştıkları da dilden dile dolaştı.

         Fatsa çevre yolunun ihalesini yaptıramadılar. Yanlış mı söylüyoruz sn vekiller.? O işlevsizlikler çok yaşa padişahım, sözünüzün üstüne söz olmaz, sizin dediğiniz emirdir, siz isteyin bizim parmaklar insin kalksının sonucudur. Aksi durumda gelecek sıralamada yokum demektir. Bu durum ülkemizin her yerinde aynıdır. Kontrol altında tutulabilenler halkın değil, tek adam sistemlerinin vekilleridir.

         Tabandaki takım arkadaşları da çoğunlukla onlara benzeyen,  konu çıkar olunca yanlışı bile öyle kibirli, öyle gururlu ve kutsal değerleri öylesine çarpıtarak savunan, gizlice çok halt karıştıran ama nutuklarında ilah kesilenlerden oluşur. Demagoji ve çeneleri pes dedirtir. Hani Allah’ın cebinden peygamberi çalmak derler ya, işte öyle gibi.!

         Müthiş üçlü ve N. Kurtulmuş Ramazan Bayramında gelerek kasıla kasıla, kibirlene böbürlene halkın içinde dolaşsa ve gelecek yılın tarımsal desteklerinin ödeme zamanını ve kuruluşundan beri ağır cezada bakılan dava sayılarını söyleseler, Nebati’yi de getirerek Ordu’nun sorunlarını alaşağı ettirerek bitirseler! Ordu kazanırdı diyorum ama derelerimizin ters akmasından ya da dip yapmasından endişe ediyorum. Kimi ustalık, kimi kalfalık, biri de  çıraklık döneminde. Ancak icraat yok. Hizmet için üstatlık dönemini bekliyorsanız plaka kodunuz kadar yanarsınız. Örneğin biz 52 defa yandık.!

         Başka illerin vekilleri de bizimkilerden farklı değil ya.! Eski centilmen futbolcu mecliste muhalefet vekillerine şut atmakla görevli, motosiklet şampiyonu kapıları yukarı açılan araba gösterisi için gelmiş gibi, eski dost yeni düşmanları Hakan Şükür’ün zamanında TRT’de meclisin temsilcisi olarak maç kritiği yaptığı gibi, değişen bir şey yok. Yıllardır böyle eski hamam eski tas.! Sıkıntılı durumda “ezan susmaz, bayrak inmez” gibi yapay milli ruhlarına uygun bir slogan eklediler.!

         Bu kutsal değerler minareden ve gönderden önce gönüllerdedir. Bu gönlünüzde olsa Andımızı okullardan, T.C’yi tabelalardan kaldırmaz ve camileri de siyaset arenasına dönüştürmezdiniz. Yani geçiniz.!

         Atatürk’ün “Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır.” İfadesini unutursan asılların vekillere eleştiri hakları zayıflamış demektir.

         Haksız yere sürekli örselenen asıllar ile bir süre gündemden inmeyen ama sonuçta halkın içine bile çıkamayan aslını unutan vekiller, iktidardan inince başkente çöreklenip yeni güç peşinde kısmet arayanları çok gördük.!

         Mübarek ramazanınızı buradan, kısmet olursa bayramınızı da Fatsa’da kutlarım.!