YOLUN SONU

      Olumlu veya olumsuz bir iş ya da eylemin bitmesi, varılmak istenilen hedefe ulaşılması veya ulaşılamaması gibi oldukça değişik ve mecaz anlamlarda yolun sonuna gelindi ifadesi sıkça kullanılır. Tasarlanan veya yapılan bir oluşumda kimse sonucun olumsuz olarak bitmesini istemez. Bu insanın doğasının gereğidir. Ancak sonuç ne olursa olsun herşeyin bir başlangıcı olduğu gibi sonu da olacaktır.

      Yirmi yıldan beri ülkeyi idare edenler de yolun sonunu görmeye başladılar. Büyük bir beceriksizlik örneği sergileyerek her şeyi ben bilirim diyen ve heyecanını yitirmiş kadrolar, içinde bulunulan ekonomik dar boğaza davetiye çıkartarak adeta buyur gel dediler ve halkı onlarla baş  başa bıraktılar. Böylece halk ekonomik çıkmaza girerken, davet edenlerde siyaseten yolun sonuna geldiler.

      Oy kaybederiz endişesiyle ne kısa, ne orta vadeli program uyguladılar. Uzun vadeli programları ise cumhuriyetin kazanımlarının tüketilmesiydi. Bunda da oldukça başarılı oldular.! Öyle olunca da belirsizliğe dönüşen bütün yollar büyük bir enflasyon patlamasıyla çıkmaza girdi. Hayati ve temel ihtiyaçlar bile karşılanamaz hale geldi. Karma ekonomiyi bırakıp, tam gaz yapılan özelleştirmeler sonucu başı boş ve kontrolsüz bırakılan piyasalarda nüfusun az bir oranı telafuz edilemez para kazanırken halkı yoksulluğa denen ittiler. Sonra da şükredin dediler.!

      Uygulanan liberal politikalar sayesinde ülke tüketim üssüne dönüşünce, üretimden vaz geçen ülkelere ne olduysa bize de o oldu.!

      Yolsuzluk var diyenler terörist, ekonomi battı diyenler vatan haini ilan edilirken başarısızlık dış güçlere yüklenmeye çalışıldı ve muhalif kesimde o güçlerin yerli ortağı ilan edildi.! Yönetenler, işin kolayını böyle bulup başarısızlıklarını örtmeye çalışırken ne yazık ki alım gücü iyice azalınca halka gördüklerinden geri kalma dönemini yaşatmaya başladılar.

      Yeni bir heyecan yaratmak için inandırıcı bir şeyler kalmayınca da uzay dönemi başlattık gibi ifadeler ise halkın esas gündeminin yanında kabul görmediğinde iktidar daha çok hırçınlaşıyor. Kendilerinin bile inanmadığı çarkların döndüğüne inanmamız beklenirken aklımıza Kabataş’daki türbanlı bacımızın dokuz yıldan beri ortaya çıkamayan videosu geliyor.! 

      Bunun sonucu hukuksuzluk tam yol ilerliyor. Siyasetçilere yasaklar getiriliyor, sanatçıların kıyafetine göre konserleri iptal ediliyor, hatta parklarda spor yapanlara bile engel olunuyor. Çok yıllar kaybettiğimiz aşikar. Etik değerlerimiz ve itibarımız da cabası.

      Dikilen çubuğun ağaç, düşen tohumun sebze olarak fışkırdığı bereketli toprakların maden çıkarmak uğruna altı üstüne getirilirken, kupon arazilerin Orta Doğu ülkelerine pazarlandığı gün yüzüne çıkıyor. Yap işlet yöntemiyle yapılıp, yüksek faturaları halkın sırtına yüklenen yolların ve diğer yatırımların usülsüzlüklerini sağır sultan bile duymuşsa çıkar yol kalmamış demektir.

      Vesayete, yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluklara son vereceğiz diyerek büyük bir hırs ve hızla yola koyulduktan sonra kendi vesayetlerini yaratarak, sorunları çözmek yerine hep ağırlaştıran iktidar için söylenecek tek bir şey kalıyor:

      Yolun sonu görünüyor.