GÜNAH ÇIKARMAK

   Bilerek ya da bilmeden günah ve suç işlemek için bile zamana ihtiyaç vardır. Uzun yaşamlarda ve icraatlarda suç ve günahın daha fazla işlenme olasılığı yüksektir. Kişilerin günah çıkarılmasını istemelerinin yanında siyasi yönetimlerde özellikle seçim öncesi bir takım önemsiz itiraflarda bulunarak seçmenlerden üstü örtülü de olsa bağışlanmasını ister. Bu samimi bir durum olmayıp oya endeksli bir davranış biçimidir.

   Yirmi yıl gibi çok uzun süre iktidarda kalan AKP nin genel başkanı da bir nevi bu yola başvurdu. Hedef 2023 derken anılan yıl geldi çattı. Ama vaat edilen hedeflere yaklaşmak yerine aksine çok uzaklaşıldı. Hedefler tutmadığı gibi başta etik ve ahlak olmak üzere devlet yapısı da dahil ülkenin çok değerleri yara alarak çöktü.

    Vaatlerin arasında;

    2013 yılında yayınladığı kalkınma planı’nda kişi başına düşen milli gelirin 2023’te 25.000 Dolar’a yükseltileceği hedeflenmişti. Temmuz 2019’da ki kalkınma Planı’nda ise 2023’de kişi başına düşen milli gelir hedefi ise 12.244 Dolar olarak revize edildi ve tek haneye düşürülmüş enflasyon hedeflenmişti. Hedefe yaklaşmayan bu rakamlar ekonomide içinde bulunduğu durumun özetidir.

   Yargının hızlandırılması partilerin kapatılmasının tamamen kaldırılması, temsilde adaletin sağlanması için tedbirler alınması.

   Şartlar ne olursa olsun mutlaka yeni bir Anayasa’nın ülkeye kazandırılması ile dokunulmazlık meselesinin evrensel kriterlere göre yeniden düzenlenmesi. Kamu hizmetlerinden yararlanmada her türlü etnik ayrımcılığa son verilmesi. Güvenlik için özgürlükten taviz verilmemesi.

    İşsizliğin yüzde 5’e indirilmesi. Yoksulluğun yok edilmesi ve gelir dağılımındaki dengesizliğin asgariye indirilmesi. Bilgi ve teknoloji ihraç eden ülke olunması.

    AB hedefinden şaşmamak, ........vb gibi insanı rahatlatan ama hayata geçirilemeyen, hedef olmaktan çıkarak temenniye dönüşmüş vaatlerle yılları kaybettik.

    AKP genel başkanı geçtiğimiz günlerde “Türkiye yüzyılı” vizyon belgesini açıkladı. Açıklanan bu belgenin içeriği de önceki açıklanan kalkınma planları gibi iyi niyet taşımanın ötesinde  çoğunlukla gerçekleşemeyecek hedeflerdir. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşından sonra önemi bir kat daha artan Montrö Boğazlar Sözleşmesi varken kanal İstanbul’un yine gündeme getirilmesi düşündürücü bir durumdur.    

    Cumhuriyet Bayramında Cuma hutbesinde Diyanetin yer vermediği Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını AKP genel başkanının telafuz etmesi ise yaklaşan seçimler için bir mesajdan ibaret olsa gerek.

    Günah çıkarmak daha çok hıristiyanlar tarafından kullanılan ve uygulanan bir kavramdır. Bunun için önce işlenilen günahları Tanrı’ya itiraf etmek ve ardından bağışlanmayı istemek gerekir. Ancak günlük yaşamda üzdüğümüz ya da kalbini kırdığımız biri varsa öncelikle kişiye itirafta bulunarak bağışlanma istenmelidir. Son yirmi yılın yöneticileri ülkeyi iyi yönetemediklerini itiraf edip;

   Tanrıdan dini kullandıkları, halktan da şeffaf olmayarak gerçekleri sakladıkları ve kötü yönettikleri için özür dileyerek bağışlanmalarını istemeleri, belki de ikinci yüzyıla girerken yapacakları en doğru davranış olacaktır.

    Bir dönemler metal yorgunu ilan edilen yerel yöneticiler, şimdi ise gerçekten yorgun genel yöneticiler var.!