CEHALET

    Dünya bilgi çağında bütün hızıyla ilerleyip kazabımlarını rekabet halinde ve sürekli katma değeri yüksek ürünler üretip insanlığa hizmet, ülkelerine gururlu ve insanca yaşam sunarken biz cahiliye döneminden bir türlü kurtulamıyoruz. Kader defterine uygun olarak yönetildiğimiz için birkaç olayı gündeme getirelimm istedik.

    Birincisi ve en önemlisi Çanakkale Zaferinin 108. Yıl dönümünde Cuma hutbelerinde savaşın kazanılmasında büyük rolü olan M.Kemal Atatürk’ün adının anılmaması. Bunu birkaç yıldan beri diyanet işleri başkanlığı takıntılı ve bilinçli olarak yapıyor. Yoksa devasa bütçenin başında oturup, ülkeyi külliye ile donatan diyanet ebleh olamaz.! İddiaya göre başkanları İngiltere’den mal mülk almış. Bunlara gücüm yetmediği için yazım kuralları dışına çıkarak onların büyük olması gereken baş harflerini küçük olarak yazıyorum. Çünkü benim için o başkanlık hiçbir şey ifade etmiyor ve onların kurtarıcılarımıza kin ile nefret duyduğuna inanıyorum.

    İkincisi Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci Urfa ve Adıyaman’daki sel felaketini değerlendirirken “Kuraklık riski vardı. Bir taraftan 15 canımızı aldı ama diğer taraftan toprak suya kavuştu” dedi. İyi ki yağmur duasına çıkmamış, yoksa ülkeyi sel alır götürürdü.! Vefat edenlerin sayısı on sekizi bulmuş, halen kayıpların olduğu felaketi neredeyse kuraklığa çare gibi görenlerin bakan olduğu ülkede insan canının önemsizliği ortaya çıkıyor. Batının bizi böyle bakanlar yüzünden kıskandığını anlıyor ve başka bir yorum yapmıyorum. Bu ifade tam bir aymazlığın, insanı değersiz görmenin ve cehaletin sonucudur. Samanı bile niçin ithal ettiğimizi şimdi anlıyormusunuz.? Bu ifadeyi batının bakanları kullansa hayvanları bile bakan istifa edene kadar açlık grevine giderdi.!

   Deprem bölgesinde MEB’in kurs merkezinde branşı Biyoloji olan öğretmen, girdiği "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersinde öğrencilere “Makyaj yapmayın. Depremde makyaj yapanlar öldü, kötü insanlar öldü. Hayattaysanız namaz kılın, oruç tutun” ifadelerini kullandı. Bu öğretmenin görevine son vermek yetmez. FKB ( Fizik, Kimya, Biyoloji) olarak anılan bilim derslerinden Biyoloji öğretmeni böyle derse ya okulları kapatın, ya da bu karacahil öğretmenlerin hepsine görevden el çektirin. Sadece onunla da kalmayın. Görevde yükselmek için sendika değiştirenlerin de icabına bakın ki kişiliğini makama göre değiştirenleri de temizlemeyi unutmayın. Hiç olmazsa bilimi karacahillerle çatıştırmamış olursunuz.

   THK Üniversitesinin önceki yandaş rektörü tarafından içlerinde danıştay başkanının, vekillerin, bakan yardımcılarının ve devletin üst yönetiminden bir grubun da olduğu kişilere sınavsız diploma verdiği ortaya çıkınca aslında ülkenin sahtekarlığa ve cehalete bilinçli olarak mehter takımıyla sürüklendiği ortaya çıkıyor.! Anlı şanlı sunucu verdiğin mehteri aldın mı? pardon diplomayı...!

   Cehalet, bilgisiz anlamındadır. Cahil de genellikle herhangi bir konuda bilgisi olmayan kişiler için kullanılır. Kara cahil ise bilgisiz, eğitimsiz, olaylardan habersizdir. İnançları doğrultusunda çok kolay kandırılabilir, harcanabilir. Tek başınaysa zavallıdır, sayıları çoksa durum vahim demektir. Cehaletin, bilgisiz olmanın, bilmemenin, bilememenin ötesinde bir yerdedir ve “kara cahil” olarak nitelendirilen kimselerdir.

   Yok etmek için mücadele edilmediği için bir türlü yakamızdan düşüremediğimiz cahilliğin esiri olduk gidiyoruz ve onların yönetimindeki ülkede bunlara her an tanık oluyoruz.

  Konfüçyüs’ün, “Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz.” İfadesinin yaşam bulduğu ülkede nefes almakta zorlanıyor ve sadece ömür tüketiyoruz.!