İÇ GÜVENLİK

        Suriye’de ki çatışmaların başlamasından bu yana ülkemize gelen Suriyeli sığınmacılar ekonomimize büyük bir yük yükledi. Sığınmacılar için özellikle Suriye sınırına yakın illerimizde çok sayıda kamplar kuruldu. Bu kamplar yetmedi ki sığınmacılar ülkemizin her bir yanına yayıldı. Kamplarda yaşayanların durumu belli, kamplarda yaşamayanların durumu ise belli değil, nerede yaşadıkları ne yaptıkları belirsiz. Bunların nasıl yaşadıklarını ne yaptıklarını belirleyen bir dokümanımız yok.Kaldı ki bunların hepsi iyi niyetli değil,çok olaylara karışıyorlar ve içlerinde şiddet guruplarının mensupları da var.Bu da olaylarda Suriye çetesini oluşturuyor. 

         Çatışmaların başlamasının sorumlusu Türkiye değildi fakat Türkiye çatışmalar başladıktan sonra rejim muhaliflerinin yanında yer alarak çatışmaların büyümesinde rol oynadı ve hesaplar tutmadı. Tutmayan hesaplar sıfır sorunlu! Dış politikamızı sıfırında altına düşürdü. Asıl önemlisi de iç güvenliğimizde bozulmaya başlarken değişik illerimizde Suriyeli sığınmacılar ile vatandaşlarımız arasında toplu çatışmalar çıkmaya başladı ve bazı çatışmalar linç psikolojisine dönüşecek kadar büyüdü.

         Hatay gibi kritik bir ilimizin dokusunu etkileyecek gelişmeler başladı. İzmir Bornova’da Suriyeli sığınmacılar yüzünden iş bulamadıklarını söyleyenler gösteri yaptı. Bu olay Suriyeli sığınmacıların kayıt dışı çalıştırıldığını da gözler önüne serdi. Malatya’da, Gaziantep’te, Adana’da, Maraş’ta, Kilis’te ve bazı illerimizde çatışmalar yoğunlaştı. İç güvenlikle beraber sağlık kaygılarımızda artmaya başladı. Özellikle İŞİD’in yaptıkları daha başka güvenlik sorunları da olduğunu ülkemiz gündemine taşıdı. PKK’nın gençlik yapılanması Hakkâri’de 13 İŞİD militanını gözaltına alarak Yüksekova’ya götürdü. Bunun üzerine ilçede farklı noktalara yapılan operasyonlarda 11 kişi daha yakalandı. Yakalan kişilerin bazılarının Halep’ten geldiği, kimilerinin ise Trabzon, Ordu ve Diyarbakır’dan geldiği açıklandı.

          Şimdi gel de çık işin içinden. İki ayrı terör örgütü PKK ve İŞİD ülkemiz sınırları içinde birbirlerini yakalayarak adeta güç gösterisi yapıyorlar. Dışişleri ve İçişleri Bakanlığımız ile MİT ve Emniyet Teşkilatlarımız ne yapıyor? Doğal olarak ta bu olayların hepsi güvelik kaygılarımızı haklı olarak gündeme getiriyor. Yoksa bu kaos çözüm süreci denilen çözülmenin hayata geçirilmesi için bir fırsat olarak mı yaratılıyor? Bütün bunlar olurken terör örgütlerine yapılan silah yardımlarının Türkmenlere gıda yardımı şeklinde açıklanması da başka bir algı yaratılması olsa gerek.

        Silahlı Kuvvetlerimizin kararlılığı ve caydırıcı gücü kullanılsa böyle olur muydu? Ben bir vatandaş olarak iç güvenliğimizin çok tehlikeli bir yola girdiğini düşünüyorum. YA SİZ?