POST KAVGASI

Uzun zamandır dünya kamuoyunda yer alan ve sınırlarımızın bitişiğinde, gözümüzün önünde canlı ve şaşkın şaşkın izlediğimiz olaylar bütün hızıyla devam ediyor. Olayların başrol oyuncuları IŞİD, Kobani, Rojova, savaş vs. hepsi de iç karartıcı deyimler.

IŞİD, özellikle Suriye ve Irak’ı kana bulayarak halifeliğini ilan eden, kestiği kafaları ve yediği ciğerleri basına servis etmekten çekinmeyen kendini sunni olarak ifade eden acımasız bir terör örgütü, Kobani ise hemen sınırımızda Kürtlerin özerk bir yönetim kurduğunu söylediği Rojova bölgesi sınırları içinde yer alan talihsiz bir şehirdir.

Hemen yanı başımızda yer alan ateş topuna dönüşmüş bu yerler de içinde olmak üzere Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkere Cumhurbaşkanın ABD gezisinin hemen ardından TBMM’den geçti. Değişim bu noktadan sonra başladı. Daha önceleri unsur olarak ifade edilen IŞİD birden bire eli kanlı bir terör örgütü oldu. Yetmedi Cumhurbaşkanı “IŞİD neyse PKK da bizim için odur.” İfadesiyle yarın da IŞİD ile çözüm süreci için masaya mı oturulacak diye düşünmeden edemiyor insan. Yoksa geçmişte oturuldu mu? ABD Başkan Yardımcısı Biden’de  bunu anlatmak istedi.

AKP Hükümetlerinin milli bir dış politikası olmadığı, dış politikaların günlük siyasetlere dayandırılarak ekseninden çıktığı ve iflas ettiği bir kez daha görülmüş oldu. Bunu Kahramanmaraş’a bağlı Göksun İlçesi’nin AKP”li bir belediye meclis üyesi “IŞİD iyi ki varsın........ Allah kurşununu azaltmasın” diyerek sosyal medyada yazdığı bir yazıyla bazı niyetleri de açığa vurarak teyit etti.

Ancak başka ilginç açıklamalar da bir bir ortaya çıktı. Suriye, tezkereyi savaş ilanı sayarak kararın kınanması için BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. PKK ile savaşan komutanların Ergenekon ve Balyoz Davalarında sanık sandalyesine oturtulmasını unutmayan Genelkurmayında operasyon öncesi MİT gibi yargılanmama güvencesi istiyor olması da işin önemli bir boyutu. IŞİD, Kobani vs konu edilerek TBMM’den çıkarılan tezkerenin esas amacının Suriye’de Esad Rejimini yıkmak için kullanılacağı bilinçaltından düşünülüyorsa Ortadoğu bataklığının merkezini ülkemize çekmiş olur ve o bataklıktan bir daha da çıkamayacağımızı bilmemiz gerekir.

Ayrıca çok önem verdikleri çözüm sürecinin de bu tezkerenin hayata geçmesinden olumlu etkilenmeyeceği de sürecin diğer ortakları tarafından açıkça konuşuluyor. Yoksa yeniden akil adamlar bulup hemen kurban bayramı sonrasında bölge bölge gezilip yeni Ortadoğu politikası mı anlatılacak?

Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini yok ettikten  sonra postu deldirmeyelim de !     

Besle kargayı pardon IŞİD’i………..