AKSARAY BİR İKİ

Aksaray,  Fatih İlçesinin ve İstanbul’un en bilinen semtlerinden biridir. Burası  2009 yılına kadar idari yapılanmada Çakırağa mahallesi olarak geçmekte idi.  İstanbul’un fethinden sonra Niğde-Aksaray yöresinde getirtilen kişilerin yerleştirilmesi ile bu adı aldığı düşünülür.  Yani 1453 yılından sonra İstanbul’un Aksaray’ı oldu. Aradan 561 yıl geçtikten sonra Ankara’nın da bir Aksaray’ı oldu. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederek Aksaray semti oluştu. Bunlarda  Türkiye’yi fethettiğini sanarak  adını yeni Türkiye koydu ve Ankara’nın da kaçak sarayı oldu. Devlet kaynaklarının peşkeş çekildiği sarayın yapım aşaması kısaca şöyle gelişti;

            -Aksaray’ın arsası birinci derece sit alanından üçüncü dereceye dönüştürüldü.

            -Aksaray’a yer açmak için üç bine yakın ağacın kesildiği söylendi.

            -Aksaray Atatürk Orman Çiftliği’nde 150 bin metre karelik bir alana inşa edildi.

            -Aksaray,  Danıştay’ın inşaatı durdurma kararına rağmen hukukun üstün olduğu! Bir ülkede kaçak olarak yapıldı.

            -Aksaray’ın  yapımına 2012 yılında başlandı ve 2014 yılında bitirildi. YÖK ve Seçim kanunu  on iki yılda değiştirilmedi !

            -Aksaray’ın daha çok Selçuklu mimarisi özellikleri taşıdığı , 1000 odasının olduğu ve devletin demirbaşına geçirildiği söylendi. Demirbaşa geçirilmese acaba kaybolur muydu ?

            -Aksaray’daki yanlış peyzaj çalışmaları nedeniyle  tanesi 2000-3000 Euro dan alınan ağaçların kuruduğu iddiaları TBMM’ nin gündemine taşındı.

            -Aksaray’ın halılarının Manisa’nın Demirci ilçesinde el ve makine halısı üretimi yapan firma tarafından yapıldığı  ve 4000 metre kare halı dokunduğu söylendi.

            -Aksaray’ın maliyeti Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından  bir katrilyon üç yüz yetmiş trilyon olarak açıklandı. Bu açıklama Cumhurbaşkanının kızdırdı ve kendisi 500 milyon dolar civarında diyerek rakamı küçültmeye çalıştı.  Ayrıca kalitenin bedeli olur diyerek savunma refleksi gösterdi. Bizde böylece kaliteli olduğunu öğrendik!

            -Aksaray için Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “İsrafa karşıyım, az bir para değil, bu kadar olmamalıydı. Harcama şekli tartışılabilir” dedi. Yine aynı Başbakan yardımcısı “ Devletin içindeki israf yüreğimi sızlatıyor. Bazı kamu kurumları için ödenen kiraları duydukça utanıyor ve üzülüyorum” dedi. Acaba aynı duyguları Aksaray içinde taşıyıp timsah gözyaşı mı yoksa esas gözyaşımı döküyor?

            -Aksaray için dünyaca ünlü İngiliz yayın kuruluşu BBC özel bir video hazırlayarak yapının büyüklüğünü ve yüksek maliyetini eleştirdi. Beyaz Saraydan, Kremlinden, Versailles saraylarından daha büyük olduğu ifadelerine yer vererek sarayı dünyaya tanıttı ve böylece bizi de tanıtım ile reklam maliyetlerinden kurtardı!

            -Aksaray’ın ilk resmi konuğunun  Hristiyan  Katoliklerin Ruhani Lideri olan Papa Francis olacağı söylendi. Herhalde Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya gelmiyordur! Kim bilir belki de incil okuyarak  dua ile açılışı yapar!

            Muaviye, sarayımı nasıl buldun deyince Ebu Zer “ Kendi paranla yaptırdıysan israf, halkın parası ile yaptırdıysan haramdır” der.  Siz ne dersiniz bilmem ama bence bu saray haramdır, haram. Özelliklerini yaz yaz bitmiyor, çünkü ne de olsa dünyanın en büyük sarayı! Cumhurbaşkanı burada halk toplantıları da yapacağını söyledi. Eski İstanbul dolmuşçularının yolcu çağırması gibi  “Kalkıyor beyler, bayanlar Aksaray bir-iki”        

             Benim bir endişem var;  Ya şimdi Brunei sultanı daha büyüğünü yaparsa?