VİCDAN VE REFORM

      Partimiz hukuku, korkutmanın ve cezalandırmanın değil, adaleti sağlamanın aracı olarak görmektedir. Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır. Demokratik bir hukuk devleti anlayışını hayata geçiremeyen ve adalete güveni tesis edemeyen ülkelerin, ekonomik yönden kalkınması da mümkün değildir. Tam ve zamanında adalet. 

       21.Yüzyılın demokratik devletinde yöneticilerin hesap verme sorumluluğu, katılımcılık, öngörülebilirlik ve şeffaflık, temel unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Partimiz, hükümetin ve kamu yöneticilerinin hesap verme sorumluluğunu açıkça kabul etmektedir. Yolsuzluk,”Kamu imkanlarının kişisel çıkarlar için kötüye kullanılması” dır. Sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal ve her şeyden önemlisi ahlaki çöküntü ve çürümüşlüğün ürünü ve göstergesi olan yolsuzluk, halkın bürokrasiye, siyaset kurumuna ve genel olarak devlete ve adalete güven duygusunu zayıflatmaktadır. Yolsuzluğun önlenmesinde temel öncelik, siyaset ve kamu yönetiminin yolsuzluktan arındırılmasıdır.

        Yukarı da yazılanlara kimse yanlış diyemez. Bu güzel temennilere sağduyu sahibi olan herkes imza atar. Bunlar AKP’nin 2002 Seçim beyannamesinde yazılı olanlardır. Ama hukukun, adaletin, yolsuzlukla mücadelenin kağıt üzerinde kalmış biçimidir. On üç yıla yakın bir sürede beyannamelerinden çıkarıp, hayata geçirmek istemedikleridir, aksini söyleyebilirmisiniz?

         Ülkemizde, 2013 Yılının Aralık ayında 17/25 diye anılan ve Cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluk olayları kamuoyunun gündemine geldi. Bununla ilgili olarak TBMM’de zar zor soruşturma komisyonu oluşturuldu. 9 üye iktidar ve 6 üyede muhalefet partilerinden                              görevlendirildi. Bu komisyon 05 Ocak 2015 tarihinde iktidar partisinin 9 üyesinin oylarıyla, bilirkişilerin karşı raporlarına rağmen,( günahı kendilerine belki birilerinin etkisiyle, belki de siyasi gelecek kaygılarıyla)  dört bakan yolsuzluk yapmamıştır dedi. İktidar yanlısı bazı üyeler ise bunlar yolsuzluk değil, darbe diyerek komik durumlara bile düştü. Halbuki o komisyon un dokuz üyesi “Arkadaşlar masum olduğunuzu söylüyorsunuz gidin o zaman Anayasa Mahkemesinde aklanın” diyerek oy kullanmalıydı.  Kendilerinin bile inanmadığı bu siyasi karara  biz inandık mı sanki !

          İktidar olduktan sonra seçim beyannamelerinde yazdıklarının tam tersini yaptılar. Hukuk tam bir korku aracı olarak kullanılarak ülkemiz gittikçe adaletsizleştirildi. Adaleti tesis edecek olan yargıçları liyakat ve başarılarına göre değil, hükümetin siyasi düşüncelerine ve kendilerince oluşturmaya başladıkları adli yasalara göre şekillendirerek görev vermeye başladılar. 3Y (Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar) diye isimlendirdikleri konuları çözmeye talip olduklarını söyleyerek iktidara geldiler. “3Y” İle zirve yaparak bakanlar, bakanların çocukları ve yetmedi milli olup ülke dışına bile çıkarak  İran’lı  Rezza ile beraber olup, seçtiklerimiz bizleri soyarak yolsuzluğu tamda iktidarın merkezine oturttular. Yalan mı ?

Hayatta en zor şeylerden birisi yanlışı savunmaktır. AKP kendi bulaştığı bu yolsuzluk batağında yanlışı savunmak zorunda kalmış ve kamu vicdanında onarılmaz yaralar açmıştır. Ancak doğruyu da yanlışı da savunsa bile iki ucu da pis değneğin kokuları, süreç içinde kendilerini rahatsız edeceği gibi uluslararası arenada ülkemizi de itibar kaybı olarak kokutacaktır. Pascal, ” Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir” demiş. İyi şeyler olmadığı malum, acizlik de zalimlik de var, nereye gidiyoruz? Yüzyıllardır Türk toplumunun sahip olduğu güzel ahlak duygularını da, kendilerince yenisini tesis etmeye çalışırken kökten çürüttüler. Yolsuzluklar ak-lan-dı, vatandaşın  paraları da faizi ile beraber haklandı. Artık Merkez Bankası bundan sonra aylık, gecelik gibi faiz oranlarının  açıklanması yanına yolsuzluk faizi oranını da koymalıdır!

  Başbakan Sn. Davutoğlu “AKP, bir vicdan ve reform hareketidir” demiş. Vicdan hareketi,  yolsuzu hırsızı korumak ise biz  hareketsiz  kalalım daha iyi. Yaradan bizi böyle  vicdan hareketlerinden korusun!

  Sn. Başbakan 5 Ocak 2015’de vicdan tamamen çöktü, adalet de komada haberin var mı ? Vatandaşı sorarsan uykuya devam, onlara iyi geceler…