03 Mayıs 2024

GEÇEN HAFTADAN…

  • PDF

      Ülkemizde gündem gündemi, rüşvet yolsuzluğu kovalarken neleri yazacağımı şaşırıyorum, onun için bu hafta bir karışık yazayım da kimsenin hakkı kalmasın istedim.

      CHP Milletvekili ve meclis yolsuzlukları araştırma komisyonu üyesi Rıza Türmen’in ”Dört bakanın en az 130 milyon lira rüşvet aldığını söyleyerek, dünyaları yemişler” dediğini ancak dünyanın değil de ülkemizin parasının yenildiğini ve yiyenlerin ak oylarla paklandığını söyleyerek devam edelim.

     “ Yolsuzluk yapan babamın oğlu olsa kolunu keserim” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in “Başbakan kol böreği kesti” diyerek yanıt verdiği, doğrusunun bırakın böreği Başbakanın izinsiz kağıt bile kesemeyeceği,

       Yüce Divan oylamasında Meclis genel kuruluna gelen Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar “Konuşmak istiyorum, halada istiyorum ama yakın arkadaşlarım ve dostlarım konuşmamamın daha hayırlı olacağını “söyleyerek, konuşsa ne diyecekti düşüncesiyle kamuoyunu meraktan çatladığı ve kendisinin susuzluktan yutkunduğu,

       Ölümü nedeniyle ülkesinde bile yas ilan edilmeyen Suudi Kralı Abdullah için ülkemizde yas ilan edilerek kraldan daha çok kralcı olduğumuz tezinin doğrulandığı ve yas günü hurma yenilmesinin yasaklanmadığı ama zemzem suyu konusunda hala karar verilmediği,

       AKP Milletvekili İbrahim Korkmaz’ın muhalefet Partileri Genel Başkanlarına meydan okuyarak, CHP Genel Başkanı’na “Aklını başına al. Sana guslün şartını sorsam bir tane söyleyemezsin, haddini bil” diyerek Kılıçdaroğlu’nu din dersinden sınıfta bırakmayla tehdit ettiğini, yine aynı şahsın hızını alamayarak MHP Genel Başkanı için “Sapık görmek istiyorsan lütfen aynaya bak” diyerek saçma sapan konuşmalarıyla seviyesizliğin ne olduğu,               

       Yüce Divan oylamasında AKP’nin firelerine bozulup dili arıza yapan Mehmet Metiner’in                        

Fireci vekilleri ”Hain” ilan ederek hesap sorulacağını açıklaması üzerine partisinden kendisine yapılan “Haddini aşma” uyarısına çok kırıldığını, yine aynı şahsın bir üniversitenin siyaset okulundaki konuşmasında “Cumhuriyetin bir Bass rejimi olduğu ve miadının dolduğu” sözlerine tepki gösterenlere “Cumhuriyet artıkları” diyerek insanları posa gibi gördüğü, bir televizyon programında kendisini Bülent Arınç sanarak gözyaşı döktüğü,  yine aynı parti vekili Şamil Tayyar’ın bende gazeteci vekilim ondan aşağı kalamam edasıyla fireci vekillere veryansın etmesinin ardında Haziran sıcağında yanacakları düşüncesi olabileceği,                                       

       AKP Milletvekili Rıfat Sait’in, “Mekke ve Medine’yi de içine alan Hicaz’ın İslam ülkeleri tarafından ortaklaşa idare edilmesi gerektiği” anlamında bir şeyler saçmalaması üzerine adama sen önce uğruna yemin ettiği ülkenin Güneydoğusunu idare et denilmesinin çok daha doğru olacağı,

        AKP Genel Başkan Yardımcısı, eski Bakan, Meclis eski Başkanı Mehmet Ali Şahin’in “Asgari ücretin daha bin lirayı yeni bulduğu bir ülkede, bir siyasetçi kolunda yedi yüz bin liralık saati taşıyamaz, bu siyasi etik açısından son derece yanlış bir davranıştır” ifadesinden sonra, sonra saatçi  bakanın kalbinin kırıldığı ve tamire giderek anjiyo olduğu ancak Rezza Sarrab’ın geçmiş olsun dileğinde bulunmadığı,

         Cemaat operasyonunda sahte diploma ile TÜBİTAK’a girdiği ortaya çıkarak tutuklanan H.Başaran’ın  Bilim, Teknoloji ve Sanayi eski Bakanı Nihat Ergün’ün yeğeninin eşi olduğu ve kendi bakanlığı döneminde işe alındığının ortaya çıkmasıyla, kimin elinin kimin cebinde olduğunun  karıştığı ve haftanın mönüsünde türlü yemeğinin de yer aldığının görüldüğü,

       “Cumhuriyete, 600 yıllık imparatorluğun reklam arası “diyen AKP Milletvekili Tülay Babuşcu’nun, Osmanlı lalesi satarak servetine servet kattığının, reklam arasında ortaya çıktığı ve lale reklamlarından malı götürdüğü, bununda Patrona Halil’i fena kızdırdığı,

         Başbakan Davutoğlu’nun “Gerektiğinde her yerde “Van minute” diyebilecek bir Türkiye’nin var olduğunu” söylemesinin Davos alışkanlığından ve özentiden başka bir şey olmadığı, yine Başbakan’ımızın “Eğer Avrupalıların işe ihtiyacı varsa, şimdi onlara da iş kapısı olabilecek yükselen Türkiye var” açıklamasından sonra, Avrupa’nın işsizlerinin ülkemize akın akın göç ederek sayılarının Suriyeli mültecileri geçtiğini, bundan bunalan hükümetin dünyanın beşten büyük, güneşten küçük, aydan büyük olduğunu söylemeye başlayarak nihayet matematik ve astronomi gibi bilim dallarına gerekli önemi verebileceğini duyarak sevinmeye başladığımız,

        Cumhurbaşkanımızın “Merkez Bankası verilen mesajlardan nasibini almış değil” açıklamasından sonra, Merkez Bankasının nasip ve kısmetinin açılarak evde kalmaktan kurtulduğu,

        Bir haftayı daha bitirdik.     

 

       AKP’li bakanların ve vekillerin ne kadar başarılı , becerikli ve hitabetlerinin de ne kadar etkili olduğu da görüldü! Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Yüce Rabbim verdikçe veriyor”demişti bir zamanlar ama bu kez tersini veriyor, bu gemi su aldı artık yama tutmaz. Arınç’ın gözyaşından sonra Mehmet Metiner de ağlayarak gemiye çok su doldurdu, dört ambar delik deşik olmuş zaten. 50 tayfa onarmaya çalışıyor ama nafile.

    “ Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler, fırıldak olurlar” diyen merhum gazeteci Uğur Mumcu’nun bombalanarak öldürüldüğü 22. anma yılı ile Diyarbakır’da Emniyet Müdürü iken hain bir suikasta kurban giden Gaffar Okan’ın 14. anma yılının yaşandığı bir hafta daha geride kaldı.         

       Benim yasım Okan’a ve Mumcu’ya. Nur içinde yatsınlar, ruhları şad olsun.

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde