03 Mayıs 2024

YALAN RÜZGARI

  • PDF

Yalan Rüzgarı eski yılların Amerikan yapımı pembe dizisiydi, öyle anımsıyorum.  Yılını tam hatırlamıyorum ama sanırım 20- 25 yıl kadar öncesiydi, çoğumuz konusunu unutmuştuk. Orta yaşlılarımız anımsar, hele kadınlarımız bu dizi yüzünden tencere ve tavada çok yemek yakmıştır. Hafızalarımızda bir aşk dizisi olarak kaldı. Yıllar sonra da ülkemizi yönetenler tarafından farklı bir versiyonu yapılarak vizyona girdi. Uzun bir süre kapalı gişe oynadı, kimileri de salya sümük ağlayarak izlediler ve salonlarda yerlerini aldılar. Sonra her dizi gibi gerçekliğini yitirdi ve dizinin ömrünü uzatmak için senaryoda yalanlar artmak zorunda kaldı. Yapımcı salya ile sümüğü karıştırarak ortaya paraleli çıkarttı ve suçlu olarak dizinin baş aktörü yaptılar. Halbuki senaryo ve yapımcı kendileriydi. İşte bazı bölümleri;

   “ Bezmi Alem Valide Sultan Camii’ne ayakkabılarıyla girip, üç gün orayı işgal ettiler, orada alkol kullandılar. Bu saygısızlara, hukuk içinde gereken hesabı mutlaka soracağız” dediler,

     Doğru çıkmadı, hesabı caminin imamı ve müezzini ödedi.

  “ Kabataş’ta başörtülü bacıma ve çocuğuna saldırdılar, görüntüleri gelecek günlerde yayınlayacağız” dediler. Yandaş gazeteciler görüntü yaratmak için ekip halinde çalıştılar, kimi özür diledi, kimi nafile aradı. Yalanın görüntüsü olur mu? Fiyasko çıktı.

     Bülent Arınç’a suikast yapacaklardı denildi, altı yıl sonra mahkeme takipsizlik kararı verdi. Olan Kozmik odaya oldu, belgeler uçtu.Yalan çıktı.

    “Apo ile görüşen de görüştü diyen de şerefsizdir” denildi. İçinden çözülme süreci çıktı. Bunun hem doğru, hem de yalan payı var.                                                        

      Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan mahkemedeki ifadesinde ''Ayakkabı kutularındaki 4,5 milyon dolar, Makedonya'daki Balkan Üniversitesi ve Osmancık'taki imam hatip için toplanan bağış paralarıydı'' dedi. Para doğru, bağış kılıf çıktı. Üniversite rektörü haberimiz yok dedi, Osmancık’tan ses seda yok!     

      Yalanlarına hayvanları da ortak etmeye başladılar, oyları çaldılar suçu zavallı  hayvana attılar. Trafodan kedi çıktı.

    “İş Bankası CHP’nindir. CHP çok zengin bir parti” denildi, halbuki CHP İş Bankasından para almamaktadır. Bilgisiz bir atış ve kara çalma çıktı.Yani karavana! 

    “Kendi arkadaşlarına bile zarar verip 'Polis yaptı' süsüne büründürmeye çalışıyorlar” denildi. Ali İsmail’i polisin döverek öldürdüğü kamera kayıtlarıyla belirlendi.

      Ethem Sarısülük’ü eylemciler öldürdü dediler, başından polis kurşunu çıktı. Balistik inceleme öyle söyledi.

    “Biber gazı organik, sağlığa zararsız” dediler, Sentetik ve kanserojen olduğu ortaya çıktı.

    “Eylemciler bir polisimizi şehit etti” dediler, polisin köprüden düşüp öldüğü ortaya çıktı.

     Yolsuzluklara darbe teşebbüsü denildi, altından dört bakan ile Reza çıktı. Muhalefet darbe teşebbüsü ise Meclis araştırma komisyonu kuralım dedi, yapımcının kendi çoğunluğundan hayır çıktı.       

      Hakiki Yalan Rüzgarı’nın Victor, Jill, Ashley, Catherine ve Nikki gibi belli başlı karakterleri vardı. Yerli yalan rüzgarının ise daha çok ve önemli karakterleri var.

      Dizinin Amerika’da her bölümünü ortalama 6 Milyon kişi izlerken, bizimkinin ise rekor seviyede 77 milyon gibi hem de sürekli bir izleyicisi olduğu ortaya çıktı.

      Ben yerli yalan rüzgarını daha çok beğendim. Amerikalıların ki dizi olarak doğru, bizimkilerin ki ise gerçek olarak yalan.

      Özdemir Asaf’ın “Yalan, korkunun tortusudur.” Deyimi cuk oturmuş değil mi? Doğru da yalan da karar da sizin. Ama yalan rüzgarı gerçekten var!  

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde