CHP NE YAPTI ?

Bu ülkede dikili ağacı yok dediler, reklam arası dediler, 90 yıllık karanlığa son dediler, Türkiye Cumhuriyetini kuranlara CHP nezdinde iki sarhoş dediler. Varsayalım sarhoşlarmış, o yakıştırdıkları halleriyle bile hiç yolsuzluğa bulaşmış değildiler. Kim bilir belki de ayık olsalardı çocukları dünya deniz ticareti filolarının en güçlü sahiplerinden biri olabilirdi. İşte dikili ağacı yok diye suçlanmaya çalışılan CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birilerinin saçma sapan suçlamalarına karşı suçlayanlara demokrasi dersi vererek, haydin bakalım ön seçim dedi, hem de hakim nezaretinde dedi. Bende İzmir’den aday adayıyım buyurun,  meydanı parti üyelerine açtık, halk karar versin, vekil adaylarını da üyeler seçsin dedi. AKP demokrasisi ise; temayül yoklaması yaparım, ilde yapar Ankara’da açarım ve de gizli sayarım dedi. Siz hiç ön seçim yapmayı düşünerek kendi gücünüzü üyelerinize açıkça sordunuz mu? Ama meydanlara çıkınca bu kavramları siz demagoji olarak kullandınız. Bizim demek yerine, benim vatandaşım, benim valim, benim kaymakamım dediniz,  benim polisim destan yazıyor dediniz, benim neslim dediniz. Bu ülkeyi yönetirken gençliği bile ”Kindar ve dindar” diyerek ayrıştırmaya çalıştınız, yaş ağaçla çatı kurmayı denediniz, olmadı. Ülkenin çatısını çatlattınız. Maya da, çatı da tutmadı. Maya çalacak ile olur, din ile olmazdı ki, siz de biliyordunuz ama deneyelim ya tutarsa dediniz. Bu ülkeyi on üç yıldan beri idare ederken demokrasiden bahsediyordunuz. Gülelim mi ağlayalım mı?  Tokmağı başkasının elinde olan Ahmet’in çaldığı davulla da iyi ses vermiyor bu melodiler, artık halkın kulaklarını tırmalıyor.

        Sayın Kılıçdaroğlu, parti üyelerine haydin çatıyı da siz kurun, yoğurdu da siz mayalayın, buyurun demokrasi şölenine derken, siz kuvvetler ayrılığı ilkelerine yaptığınız müdahaleyi demokrasi saydınız. Aşırı gücünüzün esiri oldunuz. Halbuki on üç yıl önce siz demokrasi havarisiydiniz, şampiyondunuz! Yola onun için koyulmuştunuz.

        Demokrasi saraylarda değil halkın önündeki sandıklardadır. Artık bu işlere kediyi falan bulaştırarak sonuca gitmeye çalışanlar trafoda yüksek akıma kapılır. Savcısı olduğunuz dava çökünce ortaklarınız tarafından aldatıldığınızı söyleyerek yeniden masum rollerine soyunuyorsunuz, “Aldatıldım” kelimesi inandırıcılığını yitirdi.” Öküz öldü ortaklık bitti” deseydiniz daha doğru olurdu. Cumhuriyete, demokrasiye ve ülkenin gerçeklerine dönünüz. Sarhoş dediğiniz iki kişi bile bu çizgide dop doğru yürüyordu, siz de anladınız ama hatalarınızı itiraf edemiyorsunuz. Aynaya bak gör ülkemizin halini, pardon Bülent Arınç ile Melih Gökçek’i, parsel parsel eylemişler başkenti.