DOKUNMAYIN DÜNYAMA

      Dokunulmazlık, ilişilmez, karışılmaz olmaktır. Anayasa veya uluslararası gelenekler gereği, kişilere tanınan ayrıcalıktır. Sebebide görevleri gereği kuşku, endişe ve korkudan uzak kalmaları sonucu başarıya ulaşmalarını sağlamaktır. Terör ise; Bir siyasi davayı kabul ettirmek için yıldırma, cana mala kıyma, korku salma ve yakıp yıkmadır.                              

      AKP, terör sıfırlanmış bir ortamda  iktidara geldi. Süreç içinde yanlış uygulamaları sebebiyle terör azdı. Sonra  teröristlerle masaya oturdu, açığa çıkınca ne görüşende, ne de görüştü diyende şeref kaldı! Ana muhalefet partisi genel başkanının bunu TBMM de çözelim teklifine “Sizin kredinize ihtiyacımız yok” diyerek, artist, gazeteci, sivil toplum örgütü temsilcileri vb kişilerden oluşturdukları ve adını “akil” koydukları bir kısmı el etek öpücü çoğu yandaşlarla çözüme çıktılar. Terörle mücadelede Emasya Protokolü gibi etkin unsurlar kaldırılıp, silahlı kuvvetleride valilerin emrine verince meydan teröristlere kaldı, “Analar ağlamasın” da sloganlarda anıldı. Tünel, tuzak, yığınak, bomba vb her yeri sardı. Mülki amirlerde hükümetten aldıkları sakın ha “Çözüm süreci bozulmasın” talimatıyla güvenlik görevlilerinin istediği operasyon iznini vermeyince, yetkileri bağlı, gözleri açık seyretmek zorunda kaldılar. Karayollarını haftalarca trafiğe kapattılar, vergi topladılar, kendi mülki amirlerini atayıp mahkeme kurdular ve devlet otoritesini yok etmek için ne gerekiyorsa hepsini hükümetin göz yummasıyla yaptılar. Çözüm sürecindeki ihmali ve yapılan silah stoklarını devletin tepesi bile itiraf etti ama yanlış yaptık diyemediler.  İmralı ve Kandille görüştüler, Haburda davul zurna ile karşıladılar,   Göstermelik çadır mahkeme kurup, berat dediler,  Oslo görüşmelerini ve  Dolmabahçe mutabakatını yaptılar,    Sorumluluğu üstlenmek yerine muhalefeti suçlayıcı algı yaratarak ayrımcılığa başladılar.  Haziran 2015 Seçimlerde istenilen sonuç  alınmayınca da,  Kasımda bizi seçmezseniz kaos başlar diye sahne alarak ” Kırk katırmı, kırk satırmı!” tercihine zorladılar. Şimdi de illaki başkanlık diyorlar, sevsinler sizi...!

      Geçen hafta TBMM’de vekillerin dokunulmazlığı oylandı. Sadece şu ana kadar haklarında fezleke olanların dokunulmazlığı  kalkacak bakanlara ve bundan sonrasına dokunulmayacak. PKK terörü ile birlikte, yolsuzluklar ve soygunlarda ekonomiye büyük zarar verdi. Terör için kaldırılan dokunulmazlıklar gelecekteki suçları ve yolsuzlukları da kapsamalıydı. Terör sorunu yıllardan beri çözülemediği gibi kin ve nefreti arttırarak çözümsüzlüğe gitmektedir. PKK nın yanı sıra son yıllarda canlı bombalar ve islami terör örgütleride ülkemizi hedef aldı. Sorun, şudur budur demeden ve kimseyi ötekileştirmeden TBMM’de çözülmelidir. Terörün önlenebilmesi için demokrasi ve adaletin tesis edilerek düşünce farklılıklarına saygı duyulması ile barışın egemen kılınması gerekir. Çözüm sadece milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili olmayıp, yönetim anlayışının kendini sorgulamasıylada ilgilidir. Yoksa “Ağlarsam anam anam ağlar” ve “Dokunmayım dünyama” türküsünün ötesine geçemez. Gerçekte ise; Yönetenlere de dokunabildiğimiz zaman dokunulmaz oluruz.                                                                                                                                                                                                                                                                                                 

      Sonuçta; Saray darbesi ile milli irade, terör olaylarıyla da devlet otoritesi pert oldu! Ve sonrası hayırlı olsun Türkiye!, yürütmenin başında Binali, Sarayda akdevlet ve güle güle Serok Ahmet...