30 Nisan 2024

BİLİM BİZE ZOR ...

  • PDF

       Bilimin adını kullanan ama bilmeden yaşayan ve kimin ne yaptığı bilinmeyen bir ülkede, kimliğimize göre bilinen vatandaşız. Uzun araştırmaların ürünü olup temelleri sağlam atılan bilim realitedir, doğrudur, ışıktır ve bilimin nefreti ise cehalettir. Evrenin, ürettiği bilginin altında ezilmediği gibi yeni bilgi yükleri de yaşam sebebimiz olmuştur. Bilimde, sevinç ve başarı olduğu gibi acı hatta ölüm de vardır. Örneğin: İtalyan filozof Bruno, Evrende  Dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söylediği ve aykırı görüşler beslediği için Roma'da kazığa bağlanıp, diri diri yakılmıştır. İngiliz bilim insanı ve filozof Roger Bacon,  özgür fikirleri yüzünden otorite ve din adamlarıyla sürekli tartışmalar yaşadığı için 14 yıl hapis yatmıştır. Bacon’a göre gerçeğin önünde, otoriteye bağlılık, akıldışı gelenek, eğitim yetersizliği, insanların cahilliklerini gizleme tutumları gibi engeller bulunmaktadır. Bu engellerin insanı hakikate ulaşmaktan alıkoyduğunu söylemiştir. Bu gün ile sekiz asırın çok da farklı olmadığı görülmektedir.

      Geçen hafta savcı Bharara’nın, Zarrab’ın Türkiye’de siyasilerle işini rüşvetle gördüğünü söyleyerek mahkemeyi uyarması ile bir otobüs firmasında meydana gelen ahlakın sıfırlandığı olayın ve firma yetkilisinin paraleli suçlamasının da hiç etik olmadığı, toplum bilimciler tarafından araştırılarak bizi yolsuzluk ve ahlaksızlık kepazeliğinden arındırmaları gerekir. Bacon’un 1200’ lü yıllardaki tespitlerinin tamamı bu günde karşımızdaysa bilime rahmet okumaktan başka çare  kalmamıştır.

      Ünlü bilim adamımız Nobel Kimya Ödüllü Pr. Aziz Sancar, Türkiye’ye geldiğinden beri televizyon açmadığını ve gazete okumadığını söyleyerek sebebininde “Çünkü hep kavga” olduğunu açıkladı. Bir toplantıda ise, “500 yıllık Osmanlı ve Türk tarihinde bilime önemli katkılar yapmış değiliz. Peki neden yapmadık? bu sorunun yanıtını sosyal bilimciler araştırmalı” diyerek uyarısını yaptı.                                                                                              Saygıdeğer Aziz hocam, ülkemizde bilimin merkezi olan TÜBİTAK’da bile sahte üniversite ve yüksek lisans diplomasıyla çalışırken yakalanan bakan yakınları varsa ve hayvanat bahçesi müdürleri daire başkanı olmuşsa, bilimin gelişmesi filim çeviren bazılarını işsiz bırakır! Yalanın ve adaletsizliğin zirve yaptığı yerde gerçek barınabilir mi?

      Zorlukla yetişen bilim adamlarımızda şüpheli şekillerde yok oluyorlar. 2007 yılında Isparta yakınlarında düşen uçakta ölen yolcular arasında Boğaziçi Üniversitesinden nükleer fizikçi 6 bilim adamının da olması ve çok önemli stratejik projelerde çalıştıkları için uçağın düşürülmüş olma ihtimali ile son yıllarda Aselsan’da önemli projelerde çalışan mühendislerimizin de şüpheli ölümleri belleğimizde durmaktadır.

 

      Hacı Bektaş-i Veli’nin, “ İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır ve ” İbn-i Sina’nın da, “Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terkeder” ifadelerindeki,  karanlıkla beraber terk edilmeyi mi bekliyoruz? Atatürk, 1936 yılında ilk defa Türkçe terimler kullanarak Geometri kitabı yazmıştır. Atatürk’ün bilime katkılarını ve devrimlerini yok sayanların devleti sardığı yerde; Bilim bize çok uzak, karanlık ise hemen önümüzde...                                                    

 

 

 

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde