AYYY

Uydumuz olan Ay, geri dönmemek istercesine yörüngesinden çıkmaya başladı. Birkaç evresi olduğundan yörüngesinde bazen ne yaptığını bilmeden dolanırken dünyanın gölgesine girer ve tutulur. Gariptir ki tutulma Ay’ın en parlak olduğu dolunay evresindedir. Danıştay,Yargıtay ve Sayıştay da ülkemizin bağımsız olması gereken yüksek idari, adli ve mali yargı organlarındandır. Bu kurumların başkanları, yörüngesine pek de uğramayan Cumhurbaşkanı ile geçen hafta yörüngelerinden çıkarak Rize’de çay toplarken “Aya bak yıldıza bak” türküsünü koro halinde tutturdular ve Kırşehir’e gelince de akıl tutulmasına uğrayarak Cumhurbaşkanı söyledi onlar alkışladılar. Anayasa Mahkemesi başkanının aklı ise siyasetin değil adaletin yörüngesindeydi.

     Eleştiriler başlayınca Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’un, “Yargı kurum ve kuruluşları Cumhurbaşkanlığına bağlıdır.” ifadesi yörünge değişikliğini teyit etti. İtirazlar yükselince de “Bağlı sözü doğru olmadı. Burada bağlıdır dan kastım ‘gözetir’ tabiri manasındadır."Deyince Harun ile Karun’u anımsattı.

      Adli yargının başkanı, Kılıçdaroğlu’nun sitemlerini ise “Yorumların devamı halinde yargının saygınlığını korumak amacıyla gereken yasal yollara başvuracağım” diyerek, yargı saygınlığını Akbilden beri nasıl da koruduğunu öğretmiş oldu! Anayasa Mahkemesi’nin önceki başkanı Haşim Kılıç’ın, “Yargı temsilcileri adaletli olamıyorlarsa bile adaletli gibi görünmeliler” söylemide adaletin göstermelik olduğunun itirafıdır.

      Başbakan “Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanımızın siyasi sorumluluğu doğmuştur. Başkanlık sistemini ülkeye getireceğiz” derken atanma sebebi de ortaya çıkmıştır. Anayasa metinlerinin, Zarrab’ın bedelini aldım diye yazdığı otel peçetesinden ve sintineden farklı olmadığını düşünerek işte bir yörünge çıkığı daha dedim! Anayasada aşağıdakiler yasaya uyar, yukarıdakiler çiğner! diye bir madde mi var? Dış itibarımızın yokluğu nedeniyle Almanya’da Federal Meclis “Ermeni soykırımı” iddialarını tanıyan tasarıya onay verip bizi hançerlerken, Cumhurbaşkanımız Uganda'da otuz yıldan beri devlet başkanlığı yapan ve diktatör olarak anılan Museveni'nin yörüngesindeki üniversiteden fahri doktora ünvanı alıyor, Marmara Üniversitesi de diplomanın duplikatasını açıklıyordu.

      Biz konumuza dönerek gelelim Ay’ın bazı evrelerine,

      Yeni Ay; Ay’ın aydınlık olmayan tarafının dünyaya dönük olduğu ve sadece akıl tutulması olan ülkelerden görülebildiği durumu olup 4 mayıstan itibaren ülkemizden sürekli  görülmektedir. İlk dördün; Yeni Ay evresinden sonra (Danıştay’ın “D” si gibi) yarım daire göründüğü ve güneşe yakınlığıdır. Şişkin Ay; Yeni Ay safhasından önce uzak doğuda rulet oynarken gibi görüntülendiği durumudur.  Dolunay; Ay’ın tam bir daire olarak dolgun ve parlak görüntüsüdür. Yıllardan beri özlediğimiz ama sadece güç yanlılarının gördüğü durumudur.  Son dördün ise, Ay’ın sol yarısının aydınlık göründüğü ama parlaklığının tanıtımını yapamadığı gibi toplum mühendisleri tarafından engellendiği ve maneviyat simsarlarının karanlığa gömdüğü evredir.

      Dünya ile Ay arasındaki çekim kuvvetleri gel- git olayınında sebebidir. Med deyince iş tamamda Cezir deyince tanımıyorlar.Ay’ın evreleri belli ama kurumların başkanları yörüngeleri kaybediyorlar. Bizi de Ay’ın uydusu ve kopyası yapmaya mı uğraşıyorlar? çalınma, kayıp vb nedenlerle diploması zayi olanlara verilen duplikata gibi...