HAK YEMEK

       Ramazan ayı islam dinine göre diğer aylardan daha hayırlı ve kutsaldır. Ramazan ayını önemli kılan bir çok neden olup, İslamın temel ibadetlerinden olan oruç bu ayda tutulur ve bu nedenle on bir ayın sultanı olarak anılır. Ramazan ayının güzel alışkanlıklarının yerini her şeyde olduğu gibi özellikle, inanç sömürüsü, yemek müsrifleri, iş gücü kaybı, fırsatçılık gibi orucun kutsallığına gölge düşüren olumsuzluklar almaya başladı.

       Televizyonlarda, “Kulağıma su kaçtı, orucum bozulur mu” yada “Rüyamda kan verdim”  ne yapmam gerekir” gibi aptalca sorulara saçma sapan yanıt verenler ile “Namaz kılmayanlar hayvandır” diye devletin kanalında bangır bangır bağırarak yüklü miktarda ücret alanlar ve dini ticarete dökenlerin rüyalarında bile sadece para gördüğü aya dönüşmeye başladı. İktidarın muhafazakar ve riyakarlığın fazla olduğu ülkelerde kimi oruç tutanların bir kısmı oruç tutmayanlara dayağa varacak ölçüde baskı kurarlar. Oruç, kişinin kendi nefsini kontrol etmesidir, başkasının nefsini kontrol etmek değildir. Böyle iki yüzlülere insanlık da haram!

       Devletin tepesinin saraylarda AKP li vekiller de dahil olmak üzere çoğu kendisine biat edenlere verdiği ultra lüks iftar yemekleriyle, Meclis başkanının ve bakanlar ile belediye başkanlarının verdiği yemeklerin kaynağı nedir?  Özellikle iş adamlarına verdirilen yemeklerin bir kısmının karşılığı nüfuz ticareti olarak kurumlara geri dönerken böylelerine üstelik bayram çikolatasının parası bile halkın cebinden verilmektedir..  Madencinin hakkını verme, iş güvenliği tedbirlerini alma ve danışmanlarına madenci yakınını tekmelet sonrada yer altlarında göstermelik iftar yemekleri ye. Çalışanlara şirin gözükmek için yer altlarında bozulan oruçlar da nafile!

       İslam dininde hakedilen emek ve dürüstlük vardır. Mesai saatlerini kendisi için tuttuğu oruç yüzünden verimsizleştiren, iş gücü kaybının yüksekliği ve insan ilişkilerini zedeleyen sinir savaşlarının ekonomiye vurduğu darbelerden dolayı verimlilik de nafile!

      Bu ayın fırsatçılığı da dillere destandır da, kimse dillendirmez. Ramazan ayında kimileri hayır, kimileride reklam için gıda dağıtır. Ramazan ayı; Pideden fırıncının, sadakadan dilencinin, insanların temiz duygusundan yalancıların  kazandığı ay gibi olmaya başladı. İşte bunlara her şey nafile! Yönetimde olup da, başkalarına iftira atan , kara çalan ve topladıkları kişileri kışkırtan algı ustaları var ki, onların kendileri bile nafile!

     Eski ramazanların kutsallığından ve yardımlaşma duygusundan gittikçe uzaklaştık. Yapılan yardımların ve verilen iftar yemeklerinin reklamları neredeyse Mars’tan duyulmaya başlandı! Kişisel ve sivil toplum örgütlerinin verdiği yemeklerin haricinde, devletin ve belediyelerin verdiği yemeklerde herkesin olduğu gibi benimde hakkım var. Ne yiyorum, ne de hakkımı helal ediyorum. Hak yiyenlere haram olsun...