İZVİNİTE

2010 yılında Gazze’ye İHH önderliğinde  yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda saldıran İsrail, dokuz  vatandaşımızı öldürdü. Gemiyi rehin alarak ülkesine götürdü ve sonra iade etti. O tarihten sonra ilişkiler koptu. Erdoğan kızdıklarına bile öfke  kusarak “yahudi dölü” diyerek İsrail ile birlikte insanlığıda aşağılıyordu. Dış politikada ulu orta tükürmenin sonucu iyi olmaz... İsrail ile anlaşmanın şartlarından biri Gazze’ye insani yardım konusunda abluka azaltılacakmış! Aslında Gazze adını kullanarak farklı hesaplar peşinde olduğu biliniyor. Kaldı ki Gazze’nin dünyada tek hamisi bizmiyiz? Bizden başka yardım edecek müslüman ülke yok mu? Nerede Kuveyt, Katar, BAE ve islamın kutsal emanetlerinin parasını yiyerek, altın klozete eden Suudi Krallığı?

Erdoğan, dış politikadaki iflası başkası yaratmış gibi davranıyor. Algı yaratmaya, dini kullanmaya, dışarıda farklı içeride farklı konuşmaya devam edip  kızdıklarına öfke kusuyor. Erdoğan’ın Putin’e yazdığı mektubunda “izvinite” kelimesi kullandığı  ve türkçe karşılığının “özür dilerim”, yada “ beni affedin” şeklinde olduğu belirtildi. Şaşırdık ama doğru olanı yaptı. Dış politikada  stratejik derinliğin iflasından sonra içeride ekonomik iflasda kapıya dayanınca özürler dolaşmaya başladı. İsrail gazetelerinin haberine göre döller  bizi yaklaşık 21 milyon dolar kan parası karşılığında kandırmış.

İsrail başbakanı Netanyahu’nun 2013 yılında Tel Aviv'de askeri havaalanındaki bir konteynerdan Erdoğan’ı  telefonla arayıp, Başbakan Erdoğan'dan ve Türk halkından Mavi Marmara baskını sırasında yaşanan can kayıplarından dolayı İbranice "özür dilerim" anlamına gelen "itznatlut" kelimesini kullandığı Obama’nın ekibi tarafından rivayet edildi!  Peki üç yıl daha niye beklendi?

Stratejik derinlik mescidi aksaya postallarla girenlerle dost olmayacağız diyordu. Postalların yerini arapça özür dilemek “ene ağteziru leke.” mi aldı? Bizim aldığımız özürden bile zararlı çıktığımız konuşulmaktadır. Erdoğan, İHH’dan kendisine gelen eleştirileri “dönemin başbakanından izin mi aldınız” diyerek, suçlayarak yanıtladı. İzin konusu hafızalardadır. İsrail ile altı yıl sonra gelen anlaşmaya değinen Erdoğan, “Biz zaten yardımı yaptık, yapıyoruz. Bunları da yaparken, gövde gösterisi olsun diye mi yapıyoruz? Edebi adabı içinde yaptık yapıyoruz” ifadelerini kullanarak İHH’yı ucuza sattı. Öfkeden İHH’ya Afrika’da su kuyusu açtırmazsa belediyenin gayretleride boşa gidebilir.

Dış politikaların yönetenlerin siyasi düşünce, öfke ve keyfine göre değil de ülkelerin çıkarlarına göre yapıldığını öğrenmiş olmaları gerekir ki bundan ülkemiz kazanır. Anlaşmanın karşılığı Rusya’ya birşeyler vermesine verdik de , ya İsrail dokuz candan sonra bizden ne aldı? Veresiye itznatluta karşın peşin bir izvinite...