30 Nisan 2024

AVANAK AVNİ

  • PDF

On dört yıl önce yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları ortadan kaldırma ve tam demokrasi vaadiyle geldiniz, ama başladığınız yerin gerisindeyiz! Bitecek dediğiniz yolsuzluk yol olarak Amerika savcısına ulaşırken, yoksulluğu da arttırarak becerikli oya dönüştürdünüz. Yasaklar kalkacak, darbeciler yargılanacak söylemiyle yetmez ama evetçilerin ve eski kan kardeşiniz yeni darbecilerinde desteğiyle anayasal kurumları ters yüz ettiniz. Yeşil kuşak teorisini sorgulamadığınız için darbe girişimini de öngörmediniz!

     Aldığınız oyu çoğunluğa orantılamanın kibiri sonucu, günlerce meydanlarda beraber olduğunuz sizin gibi düşünmeyen ama vatanını sizden de çok seven insanları ötekileştirmeyi becererek kimilerini vatan haini ilan ettiniz.                                                                                               

      Avukatlığını üstlendiğiniz kumpas davalarıyla ve kendi ifadenizle “kandırılmayla” geçen on dört yıl, sizde vatandaşı kandırdınız. Basını dizayn ederek, işinize gelmeyen gazetecileri ve basılmayan kitapların yazarlarını bile cezalandırdınız. Kimliğinde TC yazan herkese eşit adalet dağıtmadınız.                              

      "Alnı secdeye gelenden bize zarar gelmez" diyerek istediklerini vere vere şımartıp, darbeci yaptınız. Ülkenin suçu neydi? Kamu personel alımlarında sizin gibi düşünmeyenler için mülakat duvarları ördünüz. Sizden önce başlayanların da liyakatine ve başarısına bakmadan mobbing uygulayarak, devleti aile şirketine çevirdiniz.                                                                                                                                                                

     Çağdaş eğitimi terk ettiniz. Darbe düşüncesi taşıyan yobazların ve cemaatçilerin kuyruğuna takılarak eğitimi islam sentezli merkeze yerleştirerek, İmam Hatipten başka okul, din kültüründen başka ders, sizin gibi düşünmeyenden başka öğretmen ve yönetici tanımadınız.                                                                        

      Dışarıda, ülkemizin üst düzey temsilcileri olan büyükelçileri “monşer” diye aşağılarken, içeriyi de PKK yetmiyormuş gibi islami terör örgütlerinin de eylem alanı haline getirdiniz.                                                                      

     Yüce adaletin tekerlekli sandalyeyesindeki kişi, pişkince sırıtarak “Satıyorsun, satıyorsun bitmiyor. Bu kadar komünist bir ülkeymişiz! Ulaştırma, çimento, kağıt, şeker, her şey devlete ait. Bir berber dükkanları kalmış özel teşebbüsün elinde. Şimdi çok şükür hepsini bitirdik” nidalarıyla KİT’leri har vurup harman savurarak babalar gibi satarken herkesin hakkını likit yumurta gibi üstünüze sıçrattınız.

      Yaptığınız protokolü uygulamayarak kumpasla yatan vekilleri bıraktırmadınız. O zaman zırhlı aracınızı verdiğiniz kahraman yargıçlarınız! bu gün ülkemizin cellatı olmaya hazırlanmışlar, yine kandırılmışız dediğiniz her gün adaletin selası okundu. Fuat Avni’yi tanımam ama, yoksa dergideki avanak Avni’misiniz?                                                                                                                                             

      Zorda kalınca milli irade, kardeşlik söylemleri... tehlike geçince “Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” ve “Kökü bereketsiz,  cibilliyetsizler” hakaretlerini yaptınız. Cemaatlere gösterdiğiniz hoşgörüyü ve himayeyi  Cumhuriyeti kuranlardan esirgediğiniz gibi,  “iki ayyaş” diyerek aşağıladınız.                                                  

    “Allahın izniyle ne Hizmet ne AKP karşı karşıya gelir! Nede hiçbir zaman birbirlerine karşı hasımhane bir tavır alırlar... Bundan sonrada Allah nasip ederse aynı birlik ve beraberlik devam edecektir” diyen parselci ve cinli belediye başkanlarınızı görün! Cematçilerin inlerine girmeniz kabul de, kendi damarlarınızı da kontrol edin! “OHAL’i açıp okudukça tüyleriniz diken diken olur" diyen bakana da kulak verin.

     On dört yıllık iktidarınız insan yaşam ortalamasının beşte biri. Halkın orta yaş ve üzeri postmodern olanıyla beraber darbeleri ve sizi gördü. İşte onun için de gün görmedi. OHAL ilanı huzur ve iç barış için olsun. Ülkemizde, herkesin milli birliği, beraberliği ve demokrasiyi koruması görevidir. Çökerttiğiniz devleti ayağa kaldırmamız gerekir, bunun için rehberimiz Atatürk’tür.                                                                                                                                               

     Sizde;  Cumhuriyeti kuranların ve halkın çok hakkı var helallik almadan gitmeyin, yoksa helvanızdan yiyen olmaz...! 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde