30 Nisan 2024

ON BEŞ YAŞ

  • PDF
      14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan ve girdiği seçimleri kazanarak ülkemizi yönetmeye çalışan AKP’nin, 03 Kasım 2002’de yapılan ilk genel seçimde 363 milletvekili ile iktidar olduğunu biliyor ama tek başına olmadığını henüz bilmiyoruz. Onlar gömlek değiştirirken, ortakları ise devleti ele geçirmeye çalışıyormuş! AB süreciyle demokratikleşme, temel hak ve özgürlükler söylemi ile dış politikada sıfır sorun dillerden düşmedi. Kızılay'da gündüz atılan havai fişeklerle AB zirvesi kutlandı!  Genelkurmay Başkanlığının Cumhurbaşkanlığı seçimi için 27 Nisan 2007 tarihinde laiklikle ilgili sitesindeki muhtıranın da geliri AKP’nin oy hanesine yazıldı.
      22 Temmuz 20007 genel seçimlerinde 341 milletvekili ile iktidar ama tek başına değil! ABD’nin ve AB’nin desteklerini artık arkasına almış olmanın verdiği rahatlığa kavuşmuştu ki 2007 Haziran ayında Ümraniye’de bir gecekonduda bulunduğu iddia edilen bombalar,  ileride özellikle Silahlı Kuvvetler mensuplarını olmayan darbelere  bulaştırarak adeta 15 Temmuz oluşumunun temeli atılmıştı. Vatansever subayların silahlı kuvvetlerden cezaevlerine tasfiyesi başlamış, hayali bir Ergenekon örgütü üzerinden Balyoz, Devrimci Karargah gibi davalar iddianamelere taşınmıştı. En büyük kayıp Silahlı Kuvvetlerin caydıcı gücünün yok edilişi ve Kozmik Odaya girilerek belge ve bilgilerin dışarıya sızdırılmasıydı. Anayasa değişikliği için gidilen referandumda “Yetmez ama evet” çileri de yanına almayı başarıp, yargıyı da yandaşlaştırarak yola devam ediyordu. Aşırı yüklenilmiş güçle kibir, gurur ve ötekileştirme de hızlanıyordu ki "AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiği" gerekçesiyle 2008 yılında kapatma davası açılmış, dönemin Anayasa Başkanının ret oyu ile kapatılmamış ancak Hazine yardımının yarısının kesilmesi kararı alınmıştı. Başbakanın Ergenekon’a  savcı olması ve zırhlı aracını da Zekeriya Öz’e vermesi ortaklarını mutluluktan uçuruyordu! Davos’ta İsrail’e yapılan “one minute” şovu ile Erdoğan hayranlığı bölgede zirveye ulaşıyor, İsrail’le mevcut anlaşmaların devam ettiği biliniyordu. Zamanın Başbakanı tarafından “Ne özeli, bunlar geneldir genel” diye muhalefete ait kasetler mitinglere malzeme yapılıyordu!
      12 Haziran 2011’de 327 milletvekili ile iktidar ama yine tek değil! Özde kürt sorununa çözüm olmak üzere “Akil İnsanlar Heyeti” kurulmuş ve hiç bir işe yaramadan dağılmışlardı. 2012’de Numan Kurtulmuş partisiyle beraber AKP ‘ye katılmıştı. Mit Müsteşarı krizide gündeme oturmuştu. “Gezi Parkı” olayları, çapulcuları  ve baş örtülü bacı ile camide içki içtiler yalanı ve de  beyaz kefenli gençlerle tanışmamız 2013‘ün unutulmazlarındandır. 2014’de AKP milletvekileri çözüm sürecini kabul ederek yürürlüğe soktular. Erdoğan, 10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde  %51.8 oy oranıyla seçilerek Davutoğlu’nu başbakanlığa atadı. 17-25 Aralık yolsuzlukları soruşturmasında adı geçip istifa eden dört bakanın yüce divana gönderilmemesi ve kamuoyuna açıklanan fakat hayata geçirilemeyen“şeffalık paketi” konusu Reis- Hoca gerginliğinin başlangıcı oluyordu.                    
      07 Haziran 20015’de 258 milletvekili ile iktidar değil ama iktidarı bırakmıyor! Cumhurbaşkanı,  seçimlerden 32 gün sonra Başbakan Davutoğlu’na hükümeti kurma görevi verdi. Suruç’taki patlamada otuz iki kişi öldü. TBMM olaganüstü toplandı. CHP’nin son günlerde yaşanan terör olayları araştırılsın konulu önergesi AKP ve MHP oyları ile red edildi. Cumhurbaşkanı: “İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir Anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir” diyerek Başkanlık özlemini tekrarlamıştı. Hükümeti kurdurmamak için kapalı kapılar ardındaki oyunlardan sonra, 1 Kasım 2015’ te erken seçim yapılması kararı alındı. Seçim propangandası sürecinde, beyaz toroslar ve istikrar vurgusu yapıla yapıla ülke yangın yerine döndü.                                                                                                           PKK saldırısı sonucu Eylül 2015’ te Iğdır’da 13 polis hayatını kaybedip, Türkiye doğu ve güneydoğudan gelen haberlerle sarsılırken, AKP İstanbul Milletvekili Abdürrahim Boynukalın önderliğindeki grup, bir gazeteye yürüyerek,  “1 Kasım’da sandıktan ne çıkarsa çıksın seni başkan yaptıracağız” sözleriyle olay yaratmıştı! AKP 5. Kongresinde Davutoğlu tekrar başkan seçildi. Ekim 2015’de Ankara’da canlı bombaların kullanıldığı saldırıda 100’den fazla can kaybı yaşandı. Ekim 2015’de Mustafa Varank ve Hilal Kaplan arasında, AKP’nin paralel yapıya merhametli davrandığından bahsedilen konuşmaları  kamuoyu gündemine düştü.
      01 Kasım 2015’de 317 milletvekili ile iktidar ama yine tek başına değil! Koalisyonun gizli ortağından rahatsızlık iyice açığa çıktı. İktidar partisinin muhalefet partisini dizayn etme gibi bir görev üstlenmeside bu sıralarda başladı. TBMM Başkanı Kahraman "Yeni anayasada Laiklik maddesi olmamalı, dindar bir anayasa olmalı", Diyanet İşleri Başkanı da “laiklik belası dünyayı savaşa soktu” derken niyetlerini  itiraf ediyorlardı. Mayıs ayı başlarında Erdoğan, seçilmiş Başbakan Davutoğlu’nun istifasını isteyerek yarı demokrasiye tam darbe yapmış ve Davutoğlu ise, “Bu benim tercihim değil, zarurettir” açıklamasında bulunabilmişti! 22 Mayıs 2016'da kongre kararı alındığı açıklandı ve kongrede tek aday Binali Yıldırım genel başkan seçildi. 
      Erdoğan’ı  1994 yılında ki İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinden beri destekleyen stratejik ortakları Gülen ve hareketi o tarihten itibaren yerel ve genel seçimlerde AKP’ye ve Erdoğan'a olan desteğini sürdürdü. Gülen cemaati ile AKP arasındaki temel ittifakın askeri vesayete karşı oldukları dillendirilirken, “alnı secdeye gelenler” sözü ile de dini kullandıkları malumdur. Cumhuriyet tarihimizin en feci olayı olan 15 Temmuz kalkışmasını; kan dökülerek, eski ortağının dışarıdaki ağa babalarının katkısıyla ve düne kadar övgüyle söz edip, şimdi sövenlerin katkısıyla yaşadık. Ülkemizin bu gündemlerden kurtulması ve demokrasiyi hayata geçirebilmesi hepimizin görevidir. Bunun için, bu hain kalkışmanın her ayağının ortaya konması ve cemaatlerin yönetimden uzaklaştırılarak laikliğe ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkılması kaçınılmazdır. Ne, Burhan Kuzu gibi “İktidarda kalmak için cemaati kullandık” diyeceğiz, ne de çok af dileyip, kandırıldık nakaratları atacağız...!  
      15 Yaşa ne çok şeyler sığdırmış ki! yollar, yolsuzluklar, devlet tahribatı ve sığmayan ise demokrasi, adalet ve toplumun birliğidir.  
 
Ne diyelim? İyi ki doğdun, iyi ki doğdun AKP...!
 
Son Güncelleme: Perşembe, 25 Ağustos 2016 07:20
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde