Sekiz ay önce sinema yönetmeni Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar alkollü olarak polis aracına çarpıp bir polisin ağır yaralanmasına, bir polisinde şehit olmasına sebep olmuştu. Trafik kazası olabilir, hepimiz yapabiliriz. Buraya kadar normal. Ama oğlan tam bir trafik canavarı ve 2004 yılında aldığı sürücü belgesinin sicili çok kabarık. Ehliyetini aldığı yıldan beri 28 trafik cezası almış. Özellikle alkollü araç kullanmaktan ehliyetine iki kez, birincisinde altı ay ve ikincisinde iki yıl el konulmuş. Başka ukalalık ve sabıkaları da var. Arkadaşıyla kavgadan, komşusunu darp etmekten ve ruhsatsız silah taşımaktan hakim karşısına çıktığı  iddialarıda var. Eeee ne diyelim hem becerikli! hemde sicili bozuk ve şımarık zengin bebesi! hem de adı gibi yaşıyor! Şehidin ailesi şu yada bu nedenlerden dolayı davadan vazgeçti ve sekiz ay sonra bırakıldı. Şehide devlet ve adalet sahip çıkamadı. Suriyeli kardeşlerimize 12.5 milyar dolar harcadık diye böbürlenen büyüklerimiz şehidin ailesine Sinan Çetin kadar harcasaydı dava geri çekilirmiydi? Bu devletin ve adaletin bitişidir...!

     Uşşaki Tarikatı'nın "Fatih Nurullah Efendi" isimli lideri, " Birinci Türkiye Cumhuriyeti son buldu, ikinci Osmanlı kuruluyor, onun başı da Tayyip Bey birinci padişahımız olarak gözüküyor" dedi. Fetö de böyle söylüyordu önceden, dilleri uzayanlara göre cumhuriyetin bitişidir...! 

     Kaçak yurtlarda 45 erkek çocuğun cinsel istismarına neden olan ve sanığının 508 yıl ceza aldığı davadan sonra, Ensar Vakfı ve KAİMDER (Karaman imam hatip lisesi mezun ve mensupları) derneği için “Kovuşturmaya yer yok” kararının verilmesi ahlakın bitişidir...!                

     Devleti yönetenlerin iletişimi eniştesi ve eşi dostuyla yaparken, darbecilerin bylock kullandığı ortamda istihbarat ve terör olaylarından dolayı huzur olarak da bitmişiz...!

     Ordu BÜYÜKşehir Belediyesi Fatsa ve Ünye’de iki buçuk yıldan beri faliyet gösteren! çalışma ofislerinin yerini kamu kaynaklarının ekonomik olarak değerlendirilmesi gerekçesiyle değiştirmiş. Daha önceki yerlerin kiralarını açıklayıp, halkı bilgilendirirmisiniz? Şehreminiyede bu yakışmaz mı? O zaman kamu kaynakları müsrif mi edildi? Demedik mi ilçe belediyelerinin bir odasında çalışma ofisinizi kurun diye. Tasarruf yerine başka şeyler var da biz mi bilmiyoruz? Yoksa BÜYÜKşehirin kaynaklarının bitişimidir..!

     Tilki ormanda son sürat kaçarken onu gören kurt sorar:

-Kan ter içinde nedir bu telaşın?

-Hükümet aldığı karara göre bütün develeri yakaladığı yerde kesecekmiş,

-Bre ahmak, sen deve olmadığına göre sana ne?

-Tilki manalı bir cevap verir:

-Öyle deme, iftiracının biri kalkar benim deve olduğumu söyler, deve olmadığımı ispat edinceye kadar kimbilir kürkümü hangi tüccar karısı giyer.

     Kısadan hisse at izinin it izine karıştığı, siyasilere dokunulmadığı ve önce ülke değilde parti yaşasın mantığıyla düşünülüp fetöcülerin üzerine gidilmediği için de bitmişiz...!

     Nihat Behram’ın dizelerindeki gibi; Sokakta sabrın tiryakisi ruhsuz bir kalabalık... Tek umut ki yaşam bitti demeye varmıyor dilim, O da çocukların sesleri…