İtibardan tasarruf olmaz dememiş miydi? Kafasına göre, ülkenin güzide köşelerinde saray yavruları yaptırma gayretinde. Milyonlarca lirayı saltanatını kanıtlamak için çarçur ediyor. Yetmedi itibarımızı korumak adına günün bu olağanüstü koşullarına rağmen oluk açma derdinde.

 

  Tüm dünya önlenemez salgın yüzünden kırılıyorken adam diyorki; ülkemiz bu şartlarda dahi önceden planladığımız projeleri uygulayacak kadar güçlüdür.

 

  Haydi muktedir, aç şu oluğu da gücünü görelim. Vur şu kazmayı, o an gelinceye kadar, çağın vebasından ülkende kaç kayıp vereceksin. Zaten hiç olmuş ekonomini açacağın çukurdan nasıl çıkaracaksın.

 

  İnsanlarımız virusden önce sebep olduğun çevre felaketlerinden avaz avaz bağırırken, toprakları, içme suları, havası kirlenip zehirlenirken ne idüğü belirsiz çokuluslu emperyalist şirketler sülük gibi doğal kazanımlarımızı emiyorlar. Yetmedi ya sen muktedir, çukur açma peşindesin.

 

  İçinde bulunduğumuz bu küresel felaketten dolayı bir adım da olsa geri duracağınıza, padişahlık egosunu tatmin için yeni ve daha yıkıcı bir felaket senaryosunu uygulamaya geçiriyorsunuz.

 

  Bu işten kim kazançlı çıkacak!? Toprağını satanlar mı? Toprak alanlar mı? İhaleyi kazananlar mı? Bu ucube çıkmaza neden olan siyasi otorite mi? Yoksa ülkelerini felakete götüren liyakatsiz yöneticileri, kahkahalarla izleyen emperyalist ülkeler mi?

 

  Yaşadığımız bu küresel felakette nasıl sağ kalırız nasıl karnımızı doyururuz açmazından çıkmaya çalışırken, nasıl bir ruh hali tüy diker ben anlıyorum.

 

  Anlamayanlar anlasaydı bu yazı yazılmazdı.