27 Nisan 2024

İSLAM BİR İTAAT DİNİ DEĞİL HAKSIZLIĞA İSYAN DİNİDİR

  • PDF

            Eleştiri, hesap sorma ve itirazın ihanet yaftasıyla yaftalandığı bir dönemdeyiz. Bu durum aslında  yeni değil. İslam tarihinin en büyük  bir bölümünün itaatle ihanet kavramları anasında geçtiği, inkarı mümkün olmayan  tarihsel ve sosyolojik bir gerçek. Bu aynı zamanda egemen politik bir realite.

             İslamın haksızlığa isyan dini olma özelliğini Allah’a itaat kavramı üzerinden yöneticilere itaat yozlaşmasına kurban edenler bunun için her devirde Kur’ani hüküm ve inançları istismar ettiler.

             Açıklıkla belirtelim ki dinsel kural ve inançların politik amaçlar doğrultusunda  istismarı, Allah elçisi Hz. Muhammed’in vefatından hemen sonra başladı ve git gide yükseldi. Emevilerle birlikte artık istismar tümüyle kurumlaştı ve din, yöneticilerin iktidarlarını tahkim ve takviye için yararlandıkları çok kullanışlı bir aygıta dönüştü.

              Valiyi, veziri, sultanı eleştirmek Kur’an’a, dolaysıyla da Allah’a muhalefet olarak değerlendirildi.  Böylece irtidat ve mürted mefhumları, farklı düşünen herkesin başının üzerinde sallanıp duran bir kılıç gibi işlev gördü. Yöneticilere yönelik her türlü muhalefet dinden dönme/ irtidat hadisesi olarak nitelendiği gibi bu işin failleri de mürted olarak katline ferman çıkarılanlar zümresine dahil edildi.

                Bu sapkın anlayışın günümüzde de sürdürülmekte olduğu gerçeğini inkar etmemiz asla mümkün değildir. Bugün için meşru ve makul muhalefeti yaftalama işi; vatana ihanet, dış güçlerin oyununa gelmek, sözde siyasete alet edilmemesi gereken  konuları siyasete alet etmek, halkı birbirine düşürmek, kin ve nefrete yol açmak vb.. nitelemeler etrafında seyretmektedir.

               Gerçek bu iken istismarcılar ve aldatıcılar diyorlar ki sultan, halife, devlet başkanı, cumhurbaşkanı Müslüman ise ne yaparsa yapsın itaat etmelisin. Ona itiraz etmek isyandır ve Kur’an’a aykırıdır. Böylece aslında yöneticiye itaati Kur’ani İslami ve insanı çerçeveden koparıp şirk zeminine çekmiş oluyorlar. Oysa İslam, sırf Müslümandır diye zalime itaati asla onaylamaz. Tam tersine islam bir itaat dini değil, haksızlığa isyan dinidir.

               Öte yandan hakikati güçlendirmek adına tekraren belirtelim ki, Ulu Emr sözü ile kastedilen, aldatıcıların iddia ettikleri gibi sadece yöneticiler değillerdir. Hangi alanda olursa olsun o alanın uzmanı olan kişilerdir. Bu nedenle, bilim insanlarına saygı duymak, görüşlerine değer vermek, işi uzmanına danışmak, Ulu’l Emr’e itaatin Muhammedi, kur’ani ve İslami mahiyeti kapsamaktadır.

               Ulu’l Emr’e itaat doktrini üzerinden hilafet davası gütmek ve Ancak halife sanlı yöneticiye itaat edilir demek apaçık bir aldatmadır. Biliyoruz ki tarihte halife sanlı nice yöneticiler zulüm konusunda Firavunları, Nemrutları bile aratacak düzeyde haddi aşmış, azgınlaşmış ve rububiyeti ileri sürecek düzeyde bir sapkınlığa sürüklenmişlerdir. Böylesi yöneticilerin rububiyet  sapkınlığına örnek olması için sıkça örnek verdiğimiz bir sözü anımsatalım.

              Hilafet devleti kurmak, Allah’ın kanunlarını hakim kılmak ve bu parelelde Ulu’l Emr’e itaat etmek gibi söylemler, İslam dan görünüp İslam ‘a muhalefet İslam’a muhalefet etmenin göstergeleri arasındadırlar.Bu söylemleri samimi anlamda İslami saymak apaçık bir aldanmadır.

          Bu konuyu ve bu büyük halk ozanı Aşık Veysel’in dizeleriyle bitirelim…

          Aldanma cahilin kuru lafına/

          Kültürsüz insanın külü yalandır/

          Hükmetse dünyanın her tarafına/

          Arzusu, hedefi, yolu yalandır/ kalın Sağlıcakla!

  

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde