29 Mart 2024

DEVLETİN BAHÇESİNDE YETİŞEN MAFYA

  • PDF

           Sedat Peker denilince , Eymür ,Ağar, Soylu gibi adamların aksine arkasından destek veren bir baba figürü akla gelmiyor.

           Kafkasya kökenli Rizeli bir ailenin çocuğu olarak 1971 ‘de Sakarya’da doğmuş “ iş hayatına” 90 lı yıllarda bir oto galerisi  ile başladığını kendisi söylüyor.

           Üçüncü olarak bilinse de kendisine Turanist diyor.

           Hakkında yazılan, Hakan Türk imzalı “ Sedat Peker’in Gerçek Hayatı “ adlı kitabın tanıtımında memleketçi Sanayici ve İş Adamları derneği ( MİSİAD) Genel Başkanı  Feridun Öncel onu Sedat Peker’in bugün bir model olarak Türk Milliyetçi  gençliğinin önünde durduğunu taraflı/tarafsız herkes kabul edecektir diye tanımlıyor.

          Kendisi demese de birilerine böyle cümleleri ettirmekte hayli becerikli. Bir yandan mafyacılık  yaparken, diğer yandan PR faaliyetlerini, imaj çalışmasını hiç ihmal etmemiş. Doğrusunu söylemek gerekirse, kendisini nasıl isterse öyle  göstermesini de pekala bilmiş.

          Bunun için gerekirse gazetecilerle bağ kurmuş, onlara muhtemelen küçük rüşvetler vermiş ve karşılığında da istediğini almış.

         İhtiyaç hissettiğinde, kendisinin de başrolde olduğu en kanlısından özel haberler servis etmiş mesela.

         1996 yılında Posta gazetesinde bir seri halinde yayımlanan, Köroğlu haberleri hala hatırlarda. Et dövme aletleriyle ağzı burnu darmaduman olmuş, kırılmadık kemiği bırakılmamış insanların fotoğrafları, İşte uyuşturucu satıcılarının sonu mealinde başlıklarla posta gazetesinin arşivinde duruyor.

         İşte Peker’in henüz yeterince tanımadığı ama tanınmak için  özel çaba sarfettiği anlaşılan  gençlik yıllarında kullandığı Köroğlu lakabı daha sonra Reis olacak, bu isim mahkeme kararıyla adının önüne eklenecekti.

         1990’lı yıllardan bu yana kamuoyunun bildiği biri olan Sedat Peker mafya lideri olarak anılsa da faili meçhul cinayetler, JİTEM ‘in illegal faaliyetleri  ve Susurluk  skandalının yaşandığı 1996’ dan bu yana devlet içi çeteleşme ile ilgili her olayda adı sıklıkla geçen bir isim oldu.

         1990 ‘ların ortasında Peker, mafya liderliğine uzanmıştı. Ününün yeraltı dünyasının sınırlarını da aşmasında Peker’i keşfeden ve değerlendiren devlet içi odakların katkısı da büyük. Medyanın suç örgütleriyle mücadele  ettiğini iddia ettiği söyleşisinde Peker terörist gruplar kavramından da bahsedip bütün terör örgütleriyle onların yöntemiyle savaşacağım diyordu.

         2000 ‘lerin başına kadar Peker’e ve organizasyonunda yer alanlara yönelik yapılan Polis operasyonları ve yargı tasarrufları  da mafya faaliyetleri nedeniyle hayata geçirildi. Ancak  hangi parti ya da Partiler iktidarda olursa olsun, Peker’in derin devlet faaliyetleri hiçbir zaman soruşturma konusu edilmedi. Peker böylece, illegal faaliyetlerinde rol aldığı devlet içi odakların kanatları altında büyük bir maddi güce ve ilişki ağına ulaştı. Bu nedenle devlet, siyaset –mafya üçgeniyle tarif edilen  ve sermayenin  de dahil olduğu derin devlet kavramının aparatlarından biri olan Sedat Peker, devlet içi çeteleşmenin mafya ağayı olarak bilinir oldu.

          Aydınlık Dergisinin, milli İstihbarat Teşkilatı’nın hazırladığını söylediği raporlara atıf yaparak 22 Eylül 1996, 17 Kasım 1996, 24 Kasım 1996 tarihli nüshalarında dile getirdiği devlet- siyaset –mafya ilişkileri 3 kasım 1996’ da Susurluk’ta yaşanan kazayla ortaya saçılmıştı.

          Aydınlık dergisinin atıf yaptığı ve kamuoyunun 2’ inci MİT Raporu olarak bildiği rapor, 17 Aralık 1996’da medyaya da sızdı. Raporda Emniyet Genel müdürlüğünce PKK ve Devrimci Sol’a karşı faaliyetler için kullanılıyor görüntüsü ile özel bir suç ekibi kurulduğu anlatılıyordu. Raporda, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’a bağlı olduğu söylenen grubun Emniyet Genel Müdürlüğü Müşaviri Korkut Eken tarafından sevk ve idare edildiği  de belirtiliyordu. Sedat Peker’ in  adı raporda, grup bağlantılı ülkücü mafya  kategorisinde yer alıyordu. Kalın sağlıcakla!

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde