23 Nisan 2024

EL ELE VERİP İSTANBUL DEPREMİNİ DÜŞÜNELİM

  • PDF

      Bir Belediye yönetiminin ve bir belediye başkanının birincil görevi, o şehirde yaşayan her yurttaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Yani önce can sonra mal. Diğer bütün alanlardaki ihtiyaçlar, projeler ve hizmetler, bundan sonra gelebilir.

      Öte yandan öyle bazı alanlar vardır ki, o alanlarda ne yaptığınız ve ne kadar çaba harcadığınız veya neleri başardığınız çoğu kez anlaşılmaz çok bilinmez. Çok önemsenmez. Doğrusu. O alanlarda harcadığınız emeğin, zamanın ve kaynağın siyasette oya tahvil edilmesi de mümkün değildir.

      Deprem ve afete hazırlık da işte o alanlardan biridir.

      Biz başımızı kuma sokamayız. Sokmayacağız. Bu şehrin en önemli riski depremdir. Ve bu riski öyle küçük bir risk, sadece İstanbul’un de riski değildir. Tüm Türkiye’nin riskidir.  Hayatın duracağı, ekonominin büyük hasar göreceği bir büyük kaos ve ulusal felaket ihtimalinden bahsediyoruz

      Hali hazırdaki 1.2 milyon yapının karşın karşıya olduğu büyük bir riskten bahsediyoruz. 48 bin binanın ağır hasar göreceği ve on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybedeceği bir riskten bahsediyoruz. Bu nedenle yönetim olarak, şehrimizin afetlere ve özellikle depremlere dayanıklı hale getirmek, bizim öncelikli hedefimiz. Uluslararası ve ulusal ölçekteki tüm bilimsel çözüm önerilerini dikkate alarak bir yol haritası üretmek, en somut amacımız. Bilimsel veriye dayanan ve ilgili tüm paydaşların görüşlerini dikkate alan bir yaklaşım bulmak ve acilen harekete geçmek istiyoruz.

      Sınırlı olarak bir bütçemiz var. O bütçeyi çok temkinli olarak harcarız? Aile fertlerimizi doyuracak gıdayı almakta zorlanıyorsak, çocuklarımızı iyi ve sağlıklı bir biçimde beslemeye ve okutmaya yeterli, evimize gereksiz ve lüks mobilya almak için borca girmemeliyiz veya bankadan borç alıp tatile gitmemeliyiz?

      Bir aile, bir baba, bir anne olarak kendi bütçemizi uygun planla harcamayı planlarken, neleri çok dikkat etmeliyiz bunun hesabını inceden inceye çok düşünürüz. Esnaf da olsak, tüccar da olsak, iş adamı da olsak nasıl davranacağımızı bilmeliyiz.

      2 Aralık 2019 tarihinde düzenlenen Deprem çalıştayında İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. Başkan sözü kanal İstanbul projesinin yanlışlığına ve deprem riski üzerindeki etkisine getirerek şunları söyledi:

     Göller, havzalar, tarım alanları, yaşam alanları, yer altı suyu sistemi ve şehrin tüm ulaşım sistemi projeden kritik şekilde etkileniyor. Tarım arazilerinin yok olması bir yana, İstanbul Boğazı ile yeni açılacak kanal arasına oluşacak olan adaya 8 milyonluk bir nüfusun hapsedilmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu ucube projeyle, ülkenin deprem riski en yüksek bölgesine 8 milyon insanımız hapsedilmiş olacak. Deprem anında bu denli yüksek bir nüfusu başka bir coğrafyaya nakledecek hiçbir devlet yoktur dünyada. Bu nasıl projedir Allah aşkına? Bu neyin aklıdır? ....

      Başkan İmamoğlu sadece eleştirmekle yetinmedi. Olası, İstanbul Depremi’ne hazırlıksız yakalanmamak için ülkemizin saygın bilim insanlarını İBB çatısı altında projeler geliştirmesini sağladı ve bunları Ankara ile paylaştı? ...

      Peki onlar ne yaptı?

      Hemen kolları sıvadılar.

    Aman yanlış anlaşılmasın!

    Başkanı projesini bir an önce hayata geçirip, yüzbinlerce insanın canının kurtarmak için değil, onu bir an önce görevden alabilmek ve rant projesinin önünü açabilmek için kolları sıvadılar. Şimdi de kalkmışlar, sorumlusu oldukları onca ihmalin sonucunda yaşadığımız acı tabloyu gönlerdir gözyaşları içinde izleyen milletimize masal anlatıyorlar!

    Bırakın bunları, Ekrem Başkanla uğraşmayı da, el ele verip, hiç olmazsa İstanbul’u büyük deprem vurmadan gereken önlemleri alalım. Kalın Sağlıcakla!

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde