28 Mart 2024

677 SAYILI KANUN

  • PDF

 Tarikatlarla ilgili yapılan araştırmalara göre Türkiye’de 30 tarikat ve onlara bağlı 400 kol bulunuyor.

 Öncelikle bu tarikatların en etkin olanlarının kimler olduğunu bilmenizi istiyorum.

- Nakşibendi tarikatı
- Nurcular ( gülen cemaati)
- Kadiri tarikatı - Türkiye'de çok etkin, siyaset ile iç içe geçmiş çok sayıda müridi bulunan tarikat.

  Bu tarikatlar içinde Nurcular ve Nakşibendiler farklı biçimde incelenmesi gerekmektedir.

  Çünkü Nakşibendi tarikatı Türkiye'de en fazla kolu, en fazla cemaati, en fazla müridi bulunan, siyaset ile iç içe olan Türkiye'nin en etkili tarikatıdır. Nurcular da nakşibendiliğin bir koludur.

  Nurculara gelince 15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ diye adlandırılan Fethullah gülen bu cemaatin bir mensubudur.

  Yıllarca siyaset ve siyasetçilerle içi içe olan bu cemaatler, güçlenerek geldikleri bu noktada siyasetçilerle pazarlık yapacak kadar büyümüşlerdir. İstediklerini aldıkça daha da güçlenmişler, siyasete girmişler, siyaset yaptıkça Devletin içine sızmışlar, Bürokraside bulunmuşlar, milletvekili olmuş hatta Başbakanlığa kadar yükselmişlerdir. Kısacası demokrasiyi bir araç gibi kullanmışlar.

  Son yıllarda daha da ileri giderek Türkiye’de darbe yapma cesaretini bile bulmuşlardır.

  İslamiyet gerçekten onların anlattığı gibi mi? Yoksa İslam’a alternatif mi oluyorlar?

   Diyanet’in bugünkü yapısı bunları destekliyor. Diyanet birtakım verdiği fetvalarla bunların temsilcisi gibi davranıyor. Ayasofya’da Diyanet İşleri Başkanı’nın kılıçla çıkması bile cemaat ve tarikatlara cesaret veriyor.

  Hükümet, Fethullah Gülen cemaati tarafından 15 Temmuz darbe girişimine maruz kalmasına rağmen cemaatlerle ilişkisini bozmamış aksine vakıflara cemaatlere yardım etmeye ve devletin içine sokmaya devam etmektedir. Dolayısıyla AKP yine aynı hatayı yaparak devleti ve milleti zora sokmaktadır.

 Tarikatlar sıra dışı çalışmalarıyla İslam’a alternatif oluşturdu. Kadınları ikinci plana bile almayan bir anlayışları var. Kadınları şeytani bir varlık olarak kabul ediyorlar, bu tutumları ile peygamber efendimizin İslami anlayışına bile ters düşüyorlar. Yaklaşımları bildiğiniz Taliban anlayışıyla aynı.

  Çağdaş yaşama ayak uyduramamanın faturasını da bu halka ödetiyorlar. Çağdaş yaşama hem lanet ediyorlar hem de lanet ettikleri düşünceye karşı söylemlerini ve eylemlerini toplumun kabul edemeyeceği biçimde sertleştiriyorlar.

  Bu durum böyle gitmez, gidemez. Cemaat ve tarikatların tamamen siyasetten arındırılmaları gerekmektedir. Aksi halde bunlar mahalle arasındaki dindar halka karşı etkili olmaya devam edeceklerdir.

   Yeni kuşakta İslam denilince hemen akla bunlar geliyor. Bu sebeple ateizm ve deizme büyük bir yönelim var. Bu kendi raporlarıyla da ortaya çıkmış durumda. Her anlamda tarikatların halkı yanlış yönlendirdiğinin farkına varılması gerekiyor. Aksi halde bunun faturasını hepimiz ödüyoruz ve ödeyeceğiz.

  Tarikatlarla mücadele edilmeli mi?

   677 sayılı kanunla tarikatlar, tekke ve zaviyeler yasaklanmıştır. Cumhuriyet devriminin en önemli kanunlarından biridir,  dolayısıyla tarikatlar yasa dışı oluşumlardır.

   Geldiğimiz noktada 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasının hiçbir anlamının kalmadığını görmekteyiz, varlıklarını vakıf ve dernek adı altında sürdürmektedirler.

  Günümüz siyaseti birçok tarikat görmezden gelerek bu ülkenin altına dinamit koymaya devam etmektedir.

   Unutmayınız ki;  İslam, bir tarikat değildir. Kur'an da bir tarikat kitabı değildir. Tarikatlar ve cemaatlerin hiçbiri, ilahi ve kutsal bir niteliğe sahip değildirler. Tarikatların ve cemaatlerin hepsi insan icadı yapay oluşumlardır.

  Biliyorum zaten geç kaldık, ama yarın daha da geç olabilir.

  Unutmayın başka Türkiye yok.

 

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde